Elon Musk’ın Twitter’ı satın alma süreci, uzadıkça senaryo matematiği çöken ve sıkıntı veren bir diziye döndü. Son olarak Musk satın almaktan vazgeçtiğini açıkladı. Çünkü Musk’ın iddiasına göre platformdaki bot hesap sayısının beyan edilenden yüksekti ve iç işleyişiyle ilgili talep ettiği tüm veriler sağlanmamıştı. Buna karşılık Twitter tarafı da anlaşılan bedele (hisse başı 54.20 dolar) satın alma sürecini tamamlaması için Elon Musk’a dava açtı. Sürecin başlarında katıldığım yayınlarda ve yazılarda Musk’ın bir tür oyun oynadığını ve gerçekte satın almayacağını söylemiştim. Sonra yanıldığımı beyan ettim. Ancak son geldiğimiz noktada aslında pek yanılmadığım görülüyor.

MAHKEMEDE GÖRÜŞÜRÜZ

Sürecin bundan sonrasına mahkeme karar verecek. Bu tip davalarda uzmanlaşmış Delaware Chancery Mahkemesinde görülecek davada üç farklı sonuç çıkabilir:

1-Mahkeme Musk’ı başta beyan ettiği fiyattan satın almaya zorlayabilir.

2-Taraflar yeni ve daha düşük bir fiyat arasında anlaşma yoluna gidebilir.

3-Mahkeme Musk’a, başlangıçta belirlenen 1 milyar dolarlık cayma bedelini ödeyerek çekilme hakkı tanıyabilir.

Geçmişte her sonucun örneği davalar görülmüş. Açıkçası, Musk’ın vazgeçme bahanesinin, yani bot sayısının açıklanandan yüksek olduğu iddiasının samimi olmadığını düşünüyorum. Eğer iddia ettiği gibi bot sayısı yüksekse, bu Musk’ın satın alma kararı almasından sonra değişmiş bir şey değil. Bu bahaneyi fiyat kırmak için bir çıkış yolu olarak görüyor olabilir. Çünkü Musk’ın satın alma kararından bu yana Twitter hisseleri %30, teknoloji ağırlıklı Nasdaq endeksi %12,5 değer kaybetti. Musk da şu anki duruma göre çok yüksek fiyatlı hale gelen bu anlaşmadan çekilmek için bir bahaneye tutunuyor gibi görünüyor. Bu detayların son kullanıcıyla doğrudan ilgisi yok ama bu tuhaf sürecin tüm dünya için önemli sonuçları olabilir. Bu yazıyı yazmaktaki asıl derdim de bu.

BOT GERÇEĞİNE YAKINDAN BAKMAK

Twitter’ın genel tahmini, platformdaki botların sayısının toplam kullanıcı sayısının %5’inden az olduğu şeklinde. Musk ise bu oranının %20’ye kadar çıkabileceğini iddia ediyor.

Öncelikle bot derken neden bahsettiğimizi açmamız gerekiyor. Gerçek bir insan olmamasına rağmen bir insanmış gibi davranan hesapların tümüne spam botlar diyebiliriz. Ancak bunların bazıları otomatik tweet atarken, bazıları da insan operatörler tarafından kullanılıyor. Bütün botların kötü niyetli ya da aldatmaca olduğunu da iddia edemeyiz. Çünkü örneğin depremler gerçekleştiğinde anında konum ve şiddet bilgisi paylaşan bot hesaplar da var. Benzer şekilde, meteorolojiyle ilgili anlık veriler paylaşanlar, spor müsabakalarının sonuçlarını twitleyenler de var. Hatta belki görmüşsünüzdür, saatte bir tilki fotoğrafı paylaşan eğlencelik botlar bile var. Twitter bu tip açık ve işlevsel bot hesaplara dokunmaz. Ama tabii bunlarla birlikte, gerçek bir insanmışçasına algı oluşturmak için kullanılan botlar da söz konusu. Hatta insanların takipçi sayısını yüksek göstermek için oluşturulan işlevsiz bot hesaplar bile mevcut. Bu öylesine büyük bir operasyon ki, Twitter her hafta milyonlarca bot hesabı sildiğini açıkladı. Şimdi bu karşılıklı iddialar mahkeme sürecine girdiğine göre, -belirlemesi çok zor olmasına rağmen- spam botların gerçek sayısıyla ilgili daha elle tutulur bazı verilere erişebiliriz.

BOTLARIN ORANINI BİLMEK NEDEN ÖNEMLİ?

Twitter, diğer platformlardan farklı olarak hatta diğer platformlardan çok daha az kullanıcı sayısına sahip olmasına rağmen, bazı açılardan diğerlerinden daha önemli. Çünkü siyasi gündem, toplumsal hareketler ve genel algılar üzerinde belirleyici etkisi var. Peki, Twitter’da bu gündemi kim belirliyor? PEW Research Center’in ABD’li kullanıcılar üzerinde 2019’da sonuçlanmış bir araştırması gösteriyor ki, %6’lık bir küçük grup, politik tweetlerin %73’ünü atmış. Yani genele göre çok küçük bir öncü grup, tüm ülkedeki politik tartışmaların yönünü belirleyebilir. O zaman bir soru daha soralım, bu %6’ının içinde ne kadar bot ne kadar troll var? Dolayısıyla bizim gündem dediğimiz şeyin ne kadarını robot veya troller belirliyor? İşte Delaware Chancery mahkemesinde görülecek dava, bunlar üzerine bir fikir yürütmek ve bu gerçeklerin gündeme gelmesi için de oldukça önemli.

ÇİMENLERE NE OLACAK?

Hani her zaman filler tepişirken çimenler ezilir deriz ya burada fillerin tepişmesinden çimenlere yönelik faydalı sonuçlar çıkabilir. Elon Musk’ın Twitter ile yaşadığı bu saçma sapan süreç, sosyal medya kullanıcılarında yeni bir farkındalığın kapısını da açabilir. Tabii bu sonuçların çıkması için de insanların ilgisini burada tutacak haberciliğin yapılması gerek. Öte yandan bir iş insanı, mesela Elon Musk ya da bir reklamveren için de bunun şöyle bir önemi var. Twitter’a bir reklam verildiğinde platform bunu binler ya da milyonlarla ifade edilen kullanıcıya göstereceğini taahhüt ediyorsa, bunların ne kadarının robot olduğunu bilmek son derece önemli. Çünkü “para kazanılabilir kullanıcı sayısı” diye bir şey var ve nihayetinde robotlara reklam göstermeniz bir satın almayla sonuçlanmaz.

Evet, Twitter’ın sahiplik yapısı da önemlidir ve böylesi büyük platformların el değiştirmesiyle ilgili katı regülasyonların olması şart. Bu yazıda bunu detaylı olarak tekrarlamaya gerek duymadım. Ancak Twitter - Musk çekişmesi, pek çok açıdan sosyal medya platformlarına bakış açımızı şekillendirecek detaylar içeriyor. O yüzden yakından bakmaya devam edelim derim.