4 Haziran 2009 tarihinde BirGün'de haber-yazım yayımlanmıştı. “Uçarken ne alırsınız Sayın Başbakan?” başlıklı bu yazıda başbakanlığın satın aldığı 18 kişilik Gulfstream G550 tipi uzun menzilli iş jetinin menüsünden, bu uçakta bulundurulan gazete ve dergilerden söz etmiştim. Bu yazı hâlâ BirGün arşivinde mevcut, meraklısı okuyabilir. Bu yazıdan tam on bir yıl sonra bu köşede karşınızdayım. Her hafta cumartesi günleri yazacağım.

Tüm BirGün okurlarına merhaba!

On bir senede tabii ki çok şey değişti. O zaman uçağından bahsettiğim dönemin başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı oldu. O uçak Arnavutluk'a verildi. Giden uçağımız yerine de Katar bize başka bir uçak hediye etti.

On bir sene sonra artık uçakların haber değeri yok. Şimdi artık saraylardan konuşuyoruz.

2020 yılı tüm dünyada Beethoven yılı! Büyük bestecinin 250. doğum yılı tüm dünyada etkinliklerle kutlanıyor.

Lenin, bir konserde bestecinin ‘Appassionata’ adlı sonatını dinledikten sonra yanındakine dönüp "Ben bu sonatı her yönüyle biliyorum. Aslında, onu her gün dinlemeyi çok isterdim. Çok ince, harikulade bir müzik… Dinlerken hep gururlanırım, bak derim kendime; insanlık böylesi bir mucizeyi yaratabiliyor işte! Appassionata'dan daha büyük başka bir eser bilmiyorum..." diyecekti.

6 Mayıs 1972'de 25 yaşındayken idam edilen Deniz Gezmiş, idam edilmeden önce Rodrigo'nun gitar konçertosunu dinlemek isteyecekti:

‘‘Parkamı, botlarımı çıkarmayacağım. Ölüm gömleğini giydirecekler, giymeyeceğim. Tıraş olmayacağım. Bir sigara yakacağım, üstüne demli bir çay içeceğim. Haa... Bak, Rodrigo'nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim. Urganı kendim boynuma geçireceğim. Sonra dönüp beni seyredenlere sesleneceğim. Ölen bedenimdir, düşüncem yaşayacak diyeceğim."

Dünyanın en büyük şairlerinden Nâzım Hikmet adeta bir “füg” gibi ördüğü “Sebastian Bach” şiirini :

“...

Güz sabahı üzüm bağında

Sıra sıra, büklüm büklüm

Kütüklerin tekrarı.

Kütüklerde salkımların,

Salkımlarda tanelerin,

Tanelerde aydınlığın,

Aydınlıkta yüreğimin.

Tekrardaki mucize gülüm,

Tekrarın tekrarsızlığı! “

diye bitirecekti.

Luciano Pavarotti, 2002 yılında verdiği bir yardım konserinde, 27 yıldır iç savaş yaşanan Angola'da, yerlerini terk etmeye zorlanan mülteci çocuklar için söyleyecekti şarkılarını. Ona sahnede Lou Reed, Andrea Bocelli, James Brown, Grace Jones gibi isimler de eşlik edecek ve bu konser dünyada büyük ses getirecekti.

İçinde bulunduğumuz pandemi krizinin ilk günlerinde, dünyada çoğu insan evlerinde karantinadayken ünlü tenor Andrea Bocelli, Milano'da bir konser verdi. Bu konser tüm dünyada canlı olarak yayınlandı, izleyenlerin uslarında unutulmayacaklar arasına girdi.

Yine salgın krizi sürerken Almanya hükümeti, müzisyenler için 50 milyon avroluk bir yardım bütçesi açıkladı.

Ülkemizde de müzisyenler unutulmadı. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, kırk sanatçıyla anlaşıldı. Bu sanatçılar internet üzerinden canlı konserler vermeye başladı. Her biri ‘birbirinden değerli dünya kariyerlerine sahip olan bu uluslararası sanatçılarımızın’ konserleri büyük ilgi ile karşılandı. Müzik sektörü derin bir nefes aldı. Dünyanın yaşayan en büyük pop starı Madonna, Demet Akalın’ı arayarak onu “Mihriban” performansından dolayı tebrik etti. “Aydınlık yarınlarda bir araya gelelim” diyen Madonna'yı kırmayan Demet Akalın, kriz günleri atlatıldıktan sonra Berlin Filarmoni Orkestrası eşliğinde birlikte bir konser vereceklerini de müjdeledi. Bu sıkıntılı günlerde az da olsa yüreğimize su serpildi.

Halka gerçekleri ulaştırmayı amaçlayan Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser ve Ferhat Çelik yüz küsur gündür uydurma suçlarla Silivri'de tecrit altında.

Onlara son bir operasyon ile Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel de eklendi. Odatv haber sitesi gerekçesiz kapalı!

İktidarın sadece kendini alkışlayan, hedef aldıklarını ise karalayan bir medya düzeni oluşturduğu günümüzde, susmamak ve hep hatırlatmak için buradayım. Siz de susmayın, unutmayın, unutanlara hatırlatın.