Adamların elinde üç vekâlet var: “Allah adına, peygamber adına, din adına konuşuyoruz” diyorlar. Konuşmalarında ise insani ve evrensel değerleri ayaklar altına alıp ve yozlaştırıyorlar. Susturanları yok, teşvik edenleri çok.

Yaygın ve örgün eğitimde verilen “değerler eğitimi” sadece MEB ile “işbirliği protokolü” imzalayan Sünni cemaat ve vakıflarca verilmiyor. Yazılı ile görsel medyada, sokakta ve dini sohbetlerde “milli ve dini değerler” adına fetva veren çok şarlatan var.

“Milli değerler” adı altında mezhepçi “fetvalar” veriyorlar. “Milli ve dini değerlerimizi öğrenelim” diyorlar. “Milli ve dini değerler” ne? Kim belirliyor milli ve dini olanı?

“9 yaşa evlilik, 12 yaşa doğurabilir” denilen fetva, “dini ve milli değer mi?”

Nedir ortak değerler? Asansörde halvet olmak mı? Cihat ve şeriat ortak bir değer mi? Peki ya karşı olan “katli vacip” mi sayılacak? Yüzde 50’nin ‘Hayır’ dediği, tek adama dayalı ‘başkanlık rejimi’ ortak değer olabilir mi? Hukuksuzluk ve yolsuzluk da sanırım “yerli ve milli” bir ortak değer olamaz. Peki, nedir “milli, dini değer?”

“Allah vur dediyse, vardır bir hikmet” diye, kadına yönelik şiddeti fetvalarla meşrulaştırmak mı ortak değer?

Şarlatanlık ortak değerimiz mi?

Memleketi saran siyaset; rant odaklı, yalana, safsataya dayalı şarlatanlık; AKP’nin yarattığı hâkim atmosfere ve hükümetin himayesine sığınarak dini, milli fetvalar veriyor. Özel yaşama müdahaleyi hak gören şarlatanlar, uçkur derinliğindeki fetvalarıyla, toplumun arasına kin ve nefret saçıyor. Bırakın aklı, vicdanın dahi kabul edemeyeceği, saçma sapan fikirleri ve fetvaları iktidar himayesinde dillendirerek, toplumsal kutuplaştırmaya hizmet ediyorlar. Peki, hükümet ve TBMM partileri, bu şarlatanların “yerli ve dini” fetvaları hakkında ne düşünüyor? Gericilikten beslenip, iktidar gücüne sığınarak, uçkur derinliğinde fetvalar veren, ilahiyatçı, hoca, fetvacı ve şeyhlerden oluşan meczuplar ordusuna karşı ne tür tedbirler öneriyorlar? Bazen online, bazen live, bazen de yazılı. “İslam dini” adına, “milli ve dini değerler” adına konuşuyorlar. Hepsi erkek! Fetvaları, akıları ve dilleri sorunlu. Adamlar uçkur ve belaltı çalışıyor. Abuk subuk konuşuyorlar. Çocuklarımızın akıllarını, vicdanlarını ve kalplerini zehirliyorlar. “Altı yaşındaki kızlar evlenebilir” fetvası veriyorlar!

Vicdan sahibi, kız çocuğu sahibi, dinli, dinsiz herkese soruyorum: 6 yaşındaki kız çocuğuna cinsel şiddeti dinen caiz görmek kimin “milli ve dini değer” olabilir?

Toplumu insanlık dışı suça teşvik eden, bu zırvalıkları üfüren meczupların, fikri/dini üretim alanı uçkur derinliğinde olunca, “asansörde bir kadın ile bir erkek sekizinci kata çıkarsa halvet etmiş olabilir” diyor ve hızını alamıyor. Asansörden inip “yatağın şekli, yorgan battaniye erkeği gıdıklayan cinsel dürtüleri rahatsız edebilir” fetvasını açıklıyor.

Akla ve ruha ziyan fetvalar bitmiyor; “cinsel münasebet esnasında affedersiniz eşeklerin yaptığı gibi tamamen soyunmayın” derken, diğeri “kızların pantolon giymesi, kaşlarını aldırması, üniversiteye gitmesi günahtır” diyor. Bir başkası, “Yoğun bakımda kadın ve erkeği ayrı odalarda tutmak mümkün değil mi? Kadına kadın, erkeğe erkek doktor bakamaz mı?” diye soruyor.

Çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel şiddetin yüzde bin 400 artışı ile “henüz akil baliğ olmayan kız ya da erkek çocukların evlenmesi fıkhı açıdan caizdir” fetvası arasındaki ilişkiyi görmeyen “milli ve dini ortak değer” kime ait olabilir? Cemaatlerin sivil meczupluk faaliyetleri yetmezmiş gibi bir de kamu adına meczupluk yapanların “kamu” fetvaları var ki, onlarda “kız çocukları 9 yaşında evlenip, 12 yaşında gebe kalabilir” diyor.

Uçkur üzerinden süren resmi ve sivil şarlatanlık, organ nakline ve can kurtarmaya da karşı fetva veriyor. Utanmadan, “Organ nakli konusu çok hassas bir konu, Bir erkek babasının uzvuyla eşine nasıl yaklaşacak?” diye soruyor! Peki, “bir kişiyi annesinin, kız kardeşinin kolu, bacağı tahrik eder” fetvasına ne demeli?

Gericilik toplumsallaşmaya başlayınca, Vizontele’de gülerek izlediğimiz “Zeki Müren de bizi görecek mi?” sahnesini, gerçek hayatta, bir TV canlı yayına katılan izleyicinin, “Televizyon izlerken bir kadın ekranda çıkan erkeklere karşı da tesettüre girmelidir” sorusunda görüp üzülüyoruz.

Türkiye’nin gözünün içine bakarak, akla, inanca ve ruha zarar hurafeler, fetvalar ve fikirler beyan ediyorlar. Bu fetvalar uçkur sözlüğünden derlenen psikopatlıktan üretiliyor. Tedaviye muhtaç bir hastalık gibi…

Peki, kadını ve kız çocuklarını bu meczupların saldırısından kim koruyacak? Bu fetvaları verenleri, bu fetvalara inanıp, 9 yaşında kız çocukları evlenip, 12 yaşında gebe bırakanları kim önleyecek?

Kanunlar kadınları ve kız çocuklarını korumuyorsa kim koruyacak? “Milli, yerli ve dini ortak değerler” diyen AKP hükümeti mi?

Peki, o zaman bu şarlatanlıklara neden sessiz kalırlar?

Yoksa din istismarcılığı ve şarlatanlık da mı “yerli ve milli” değer?

Madem hedef kulluk rejimi, ver ortaya biraz uçkurlu, biraz korkulu fetvayı… İktidarın arzuladığı kulluk fetvası dersini iyi veren de, dokunulmazlık zırhını giysin. Öyle mi?