Üçüncü çocuk için teşvik 9 TL

NECLA AKGÖKÇE nakgokce@gmail.com
(Konuk Yazar)
Hükümetin pilot projelerine, yayımladıkları her türlü istihdam paketine, istihdamı arttıracağız, temalı onlarca çalışmaya ve açıklamaya konu olan kadın istihdamı, ölüp bitmemize rağmen, iki puanlık artışlar gösteriyor. Hane halkı işgücü anketlerine göre istihdam hâlâ yüzde 27,5 civarında seyrediyor.
Hükümetin kadın istihdamının önündeki engelleri kaldırıp, eşit bireyler olarak onları istihdama katmak gibi bir politikası olduğunu, düşünmek safdillik olur. AKP’nin amacı TÜİK istatistiklerine göre bile işsizliğin yüzde 13,4 ile son beş yılın zirvesine oturduğu, istihdam üretmeyen bir ekonomide, emeğin erkekler nezdinde tanımlandığı, cinsiyetçi işgücü piyasalarında, erkek istihdamına zarar getirmeden kadınları istihdam etmek. Bunun için de bazı mıntıka temizlikleri yapmak gerekiyor. Bunlardan biri de şimdiye kadar kadınlara çok da kapalı olmayan kamudaki düzenli, sigortalı, güvenceli işleri onlara artık tümüyle kapatmak. Evet, kadınlar elimizde kalan son güvenli işleri de yarı zamanlı hale getirip, iki kadını bir işte çalıştırmanın mekanizmalarını kurmaya çalışıyorlar.
O nedenle kadınlar için yeni bir emek rejiminin daha önceki yasa paket ve yasalardan daha netleşmiş biçimde konulduğu “Ailenin ve Nüfusun Dinamik Yapısının Korunması Yasa Tasarısı”nı küçük maddeler halinde tıkıştırdıkları her torba yasa özelinde tekrar tekrar tartıştırıyorlar.
Son olarak da Meclis tatile girmeden önce “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında çıkardıkları torba yasanın, içine de aile yasasından çekip, çıkardıkları üçüncü çocuğa parasal teşvik, babalık izni, maddelerini eklediler.
Yok, Türkiye nüfusu azalıyor, yok kadınların üç çocuk doğurması lazım, üç çocuk doğurana şu kadar para vereceğiz, şu kadar teşvik edeceğiz, demişlerdi ya ... İşte İş Sağlığı Güvenliği ile ilgili 6 Nisan’daki Kanun’da üçüncü çocuğu teşvik, denilen şeyin ne olduğunu anlatmışlar, neymiş; üçüncü çocuk için yüzde 5 olan asgari geçim indirimi yüzde 10’a çıkarılmış. Bu ne anlama geliyor? Üç çocuklu, karısı dışarıda ücretli bir işte çalışmayan, erkek çalışan temelli bir işçi ailesinde, asgari geçim indirimi kazanımı 144.18 TL iken, artık bu rakamın 153.19 TL’ye çıkması anlamına geliyor. Petrol-İş Sendikası Muhasebe Servisi’nden sevgili arkadaşlarımın vurguladığı gibi 9 TL’lik bir üçüncü çocuk teşviki var. Ülkede bu hükümete güvenip, çocuk doğuran bir kadın var mıdır? Bilmiyoruz, sanmıyoruz da ama, diyelim ki yaptı, çocuğun bezini bile alamazsınız bu parayla.
Özel istihdam büroları seçimden sonra
Diğer madde ise babalık izni; Memurlarda 5 gün olan babalık izni, işçilere de veriliyor artık. Baba oldum, izin alayım, diyen bir taşeron işçisi bu izni kullanabilir mi sanmıyorum, düzenli çalışan işçilerin bile çok kullanamadığı bir izindir, bu tür izinler.
AB’nin İş ve Aile Yaşamını Uzlaştırma Politikaları çerçevesinde, Batılı ülkelerde yaygın olan, babalık ve ebeveyn izinlerinin mantığı, babaları de çocuk bakımı işlerine sokup, biçimsel de olsa bir eşitlik sağlamaktır. Tabii ki bizdeki beş günlük iznin eşitlik politikalarıyla alakası yok. Özel sektörde analık izninin bile doğru düzgün kullanılmadığını az çok biliyoruz. Pratikte bunun hiçbir kıymeti harbiyesi yok.
İki yıla yakın tartıştığımız üç çocuğu teşvik yasasından, çıka çıka üçüncü çocuğa 9 TL’lik destek çıktı. Zamanında, “ailenin korunması” meselesinin, tümüyle muhafazakâr seçmene, bir göz kırpma, bir ideolojik kılıf olduğunu, paketin ekonomiye dair ve kadınlara getirilmek istenen çalışma rejiminin payandası olduğunu yazmıştık. Maddeler netleştikçe ideolojik kılıf da yavaş yavaş dökülüyor.
Seçimden sonraya atılan ve içinde kamuda kadınlara yarı zamanlı çalışmayı ve özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisini dayatacak olan “Ailenin ve Nüfusun Dinamik Yapısının Korunması Yasa Tasarısı”nın kalan bölümlerinde asıl acı ilacı içmemek için zorlu bir mücadele vermemiz gerekiyor.