Anımsarsınız, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkeyi her konuda uçuracağını usanmadan vurguluyordu.

Geçen hafta Erdoğan ülkeyi değil ama “bir insanımızın 2023’te Ay’a uçurulacağını; dahası, orada bilimsel araştırmalar yapılacağını açıkladı.

İktidara geldiği günlerde Türk Hava Yolları’nın tüm uçaklarının ön kısmında bulunan Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” sözlerini kaldırtan bir anlayış, yıllar sonra Ay’a uzanmaya kalkıyor.

Eğitiminin bilimsel altyapısı tuzla-buz edilen, üniversiteleri bilimsellikten her gün biraz daha uzaklaştırılan ülkemizde; evine ekmek götüremeyen, iktidarın yeterli aşı sağlayamaması nedeniyle salgından kurtulamayan, pahalılıktan ve işsizlikten kırılan halkımızın, bu umulmadık müjde üzerine havalara uçacağı umuluyor!

ACI GERÇEK

Özel yöntemler kullanılarak saklanmak istense de, ekonominin gerçekleri, bir biçimde su yüzüne çıkıyor. Yalnız konu ile ilgili bilim insanlarının değil sokaktaki insanın da istatistiklerine hiç güvenmediği TÜİK, 10 Şubat’ta Kasım ayı işgücü istatistiklerini açıkladı.

Veriler, işgücündeki uçuş durumunu gösteriyor.

Çok sorunlu verilere göre bile, tüm ülkede “çalışanların toplamı”, Kasım 2019’a 28 milyon 169 binden Kasım 2020’de 27 milyon 66’e bine düşmüş bulunuyor. Buna göre, son bir yılda, “bir milyon 203 bin” kişi daha üretimden uzaklaşmış, bu nedenle de işsizlik daha da uçmuştur. Çalışanların üretimden uzaklaşmalarının tek nedeni olarak COVİD-19 salgını gösterilemez; bir önceki yıl da, Kasım 2018/kasım 2019 arası, toplam çalışan sayısı 145 bin kişi azalmış bulunuyordu.

Ülkenin toplam nüfusu, 2020 yılı ortasında 83 milyon 614 bin 362 olduğuna göre, bugün her bir çalışan “kendisinin dışında” 2,1 kişinin daha geçimini sağlamak zorundadır. Hangi ölçüye vurulursa vurulsun bu ekonomik yük, özellikle de çalışanların yüzde 40’ının asgari ücret ve altında; yüzde 30’dan fazlasının da kayıt dışı çalıştığı ve “resmi” enflasyonun 2020’de yıllık yüzde 14,97 olduğu bir ortamda çok, ama çok ağırdır.

YA ANAYASA UÇUŞU!

Ülkeyi uçurmaya kararlı olan Erdoğan Ay’a insan göndermekle yetinmiyor; Çarşamba günü AKP Meclis Grubunda yaptığı konuşmada “Yeni Anayasa” uçuşuna kalkıyor.

Erdoğan, “her kesimle gereken istişareleri yaparak önümüzdeki asrın ihtiyaçlarını karşılayacak bir anayasa metni ortaya çıkarmalıyız” diyor.

Kesim dediği her gün “terörist” olmakla suçladığı muhalefet partileri; darmadağın ettiği, başta barolar olmak üzere meslek oda ve birlikleri; çanına ot tıkılan ve buna haklı olarak başkaldırdığı için saldırılan üniversite olmalı.

Bu arada anımsayalım; 2010 ve 2017 yıllarının kapsamlı Anayasa düzenlemeleri de “ülkeyi uçuracaktı” .

Anlaşılan bu kez yapılacak Anayasa ile 1923’te kurulan Cumhuriyet “uçurulacak”!

Konuşmasında muhalefetin “güçlendirilmiş parlamenter” taleplerini tümüyle görmezden gelen Erdoğan’ın “Yeni Anayasa yapalım” açıklamasının ardından çok yakınlarından gelen yorum ve yazılar, özellikle AKP Meclis Grup Başkanvekili C. Özkan’ın ve gazeteci A. Selvi duruma açıklık getirdi. Yeni Anayasa’nın “şimdiki Anayasa’nın eskisinin ilk dört maddesi ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi korunarak hazırlanacağını açıklandı. Açıklamalar, Yeni Anayasa’nın “yüz yıllık serüveni sona erdiren” bir “yeniden kuruluş anayasası” olacağını özenle vurguluyor. Anayasa konusunda bir “büyük katkı” da Ayasofya’nın baş imamı Prof. Dr. M. Boynukalın’dan geldi: “laiklik Anayasa’dan çıkarılsın”!

Burada “yeniden kurulacak” olan çok açıktır: Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı sonrasında 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti!

Bu noktada sözü Bektaşi’nin bilgeliğine bırakmak en doğrusudur.

Öykücüğü bilirsiniz; Bektaşi yolda karşılaştığı imama: “Bana Tanrı’yı ya da Allah’ı anlatır mısın?” diye sormuş.

Hoca efendi sıralamaya başlamış, “O, hem yerdedir, hem göktedir; hem karadadır, hem denizdedir, hem ağaçtadır, hem karıncadadır, hem kalbimizdedir, hem beynimizdedir… diye sürdürünce Baba Erenler imamın sözünü kesmiş:

-“Yok diyeceksin ama bir türlü dilin varmıyor!”