Ukraynalı Gazeteci Katerina Sergatskova, çalışmaları nedeniyle ölüm tehditleri alan bir isim. BirGün’ün sorularını yanıtlayan Sergatskova, “Ukrayna’da adalete güven yok” diyor ve ekliyor: “Gazeteciler olarak kendimizi güvende hissetmiyoruz”

Ukrayna’da adalet yok

Filiz GAZİ

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Faili Meçhul IV: Cezasızlıkla Mücadele” paneli 13 Aralık’ta Beyoğlu’ndaki Yesayan Salonu’nda gerçekleştirildi. Panelde, siyasi suikastlar sonucu öldürülenlerin ve zorla kaybedilenlerin yakınları ile bu alanda mücadele edenler bir araya geldi. Paneldeki konuşmacılardan biri; gazeteci cinayetlerinde cezasızlık konusunda çalışan Ukraynalı gazeteci Katerina Sergatskova’ydı.

Sergatskova, beş yıl boyunca IŞİD militanlarıyla görüşmeler yapan, 2014’te ülkesinin doğusundaki bir çatışma bölgesinde çalışan bir isim. Geçen yıl yayımladığı Kiev’deki neo-Nazi grupların birtakım medya kuruluşları ile ilişkilerini ortaya çıkaran araştırma raporları sebebiyle, ölüm ve şiddet tehditleriyle mücadele etmek zorunda kaldı.

Sergatskovai ile Ukrayna’daki faili meçhul cinayetleri, görüştüğü IŞİD militanlarının Türkiye’yle ilgili neler söylediğini konuştuk.

Hakkında araştırma yaptığınız öldürülen gazeteciyle ilgili bilgi verir misiniz?

Pavel Şeremet, 2016’da başkentte öldürüldü. Dönemin cumhurbaşkanı tarafından vatandaşlığı elinden alınmıştı. Bu yüzden bir dönem Rusya’da çalışmaya başladı. Öldürüldüğü gün çalıştığı radyoya gitmek için arabaya binmişti. Birkaç yıl önce İçişleri Bakanı ‘bu olayın çözüleceğini’ ve ‘bunun bir onur meselesi olduğunu’ söyledi. O süre zarfında gizli soruşturma yürütüldü. 2019’da şüphelilerin kim olduğuna dair duyuru yapıldı. Ordudan üç kişinin ismi verildi. Fakat bu isimlerle ilgili doğrudan delil yoktu. ‘Ülkeyi istikrarsızlaştıralım’ gibi diyalogların olduğu telefon görüşmeleri delil olarak gösterildi. Ancak bu telefon görüşmeleri 2019’a aitti. Bizdeki telefon şirketleri 3 yıl kayıt tutuyor. Şeremet öleli 5 yıl oldu. Aynı şekilde kamera kayıtları da kaybedilmiş durumda.

Ukrayna’da toplum ikiye bölünmüş durumda. “Bunlar yurtsever, bir dönem orduda görev alan insanlar” diyor. Bir kesim ise öldürenlerin Rus ajanı olduğunu söylüyor. Bizim gibi gazetecilerin suçlandığı bile oldu. Şu anki duruma bakacak olursak kimse bu olaya bulaşmak istemiyor. Ukrayna’da adalete güven yok. Aynı şekilde polisin yaptığı soruşturmalara da güvenilmiyor. Bu olayı araştıran gazeteciler olarak ise kendimizi güvende hissetmiyoruz.

Türkiye’de eski devlet görevlisi kimi isimler bir dönem devletin bilgisi dahilinde işkence yaptıkları, öldürdükleri insanlar olduğu yönünde ifşaatta bulundu. Halen de devam ediyor. Ukrayna’da benzer şeyler yaşanıyor mu?

Hayır, bu şekil konuşan kişi olduğunu sanmıyorum. Rusya’da da özel ordu organize edilmeye çalışıldı ancak başarılı olunamadı. Çünkü Rusya ile savaş içerisinde olduğumuz için bizde farklı bir durum var: Ordunun böyle bir şey söylemesi güvenli değil.

IŞİD üyeleriyle nasıl görüştünüz?

Gürcistan, Çeçenistan ve Dağistan gibi eski Sovyet ülkelerinden gelen yabancı IŞİD savaşçılarını araştırdım ve IŞİD’e katılan bazı kişilerle tanıştım. Bu insanlarla Türkiye’de, Ukrayna’da ve Gürcistan’da tanışıp röportaj yaptım.

Peki, Türkiye ile ilgili ne söylüyorlar?

Bence asıl mesele Türkiye’nin Suriye sınırlarını açmasıydı. Örneğin Gürcistan’da yaşayan IŞİD destekçisi bazı isyancı gruplar, Gürcistan’dan ayrılarak, Türkiye’ye geçti. Türkiye’nin açık sınır politikası dolayısıyla IŞİD’e katılmak için özgürce Türkiye sınırından Suriye’ye geçtiler.

İlgi çekici olarak şunu ekleyeyim; Ukrayna’da saklanan IŞİD’ciler hakkında gizli servis ile konuştum ancak şunu anladım ki Tahrir el-Şam ve IŞİD terörist grupları, Özgür Suriye Ordusu arasındaki farklar hakkında hiçbir şey bilmiyorlar. Bu durumun Ukrayna için bir sorun olduğunu düşünmüyorlar. IŞİD için savaşmış olan yüzlerce kişi hâlâ Ukrayna’da saklanıyor ve onların umurlarında değil. Daha önce yazdığım bir kitapta IŞİD için savaşan ve İstanbul’a kaçan bir Kırgız’dan bahsetmiştim. Burada göçmen polisi onu tutukladı. Kırgız ise IŞİD için savaştığını ancak bundan dolayı pişman olduğunu ve hayal kırıklığına uğradığını, artık kendisinin terörist olmadığını söyledi. Türk polisi onun sınır dışı edilmesine karar verdi ve ona hangi ülkeye gitmek istediğini sordu. IŞİD militanı Ukrayna’ya gitmek istediğini söyledi ve onu özgürce Ukrayna’ya gönderdiler. Türkiye terörist ya da başka bir şey olduğu hakkında bir uyarıda bulunmadı. Bu sayede Ukrayna’da 3-4 yıl boyunca sahte pasaport ile yaşadı ve oradan Avrupa tarafına geçti, Polonya’da rahatça çalıştı.

Bu, Ukrayna için sorun teşkil etmiyor mu?

Aslında etmiyor ancak Rusya ve Gürcistan’da büyük bir sorun... Rus görevliler aynı zamanda Rusya’da yaşayan Dağistan, Çeçenistan ve diğer dinci devletlere bağlı azınlık grupları ülkeden göndermeye zorluyordu. Bu nedenle zorla Türkiye’ye gönderildiler. Bu terörist grupların Suriye’ye gitmesi için en kolay yol oldu. Ukrayna, Türkiye’den herhangi bir belge olmaksızın kişileri kabul ediyor. Nasıl tanımlayacağımı bilmiyorum ama bu iki ülke arasındaki bir yasa gibi... İnterpol’e ya da başka bir yere haber vermek zorunda değiller.

Türkiye’deki tanımıyla “derin devlet” gibi Ukrayna’da devlet içinde çalışan başka güçler var mı?

Sanmıyorum. Ukrayna’nın gizli servisi var ama her şeyi kontrol etmeye çalıştıklarını söyleyemem. Daha çok yolsuzluk konularına odaklanıyorlar. Aslında yolsuzlukla savaşıyorlarmış gibi davranıyorlar ama kendileri yozlaşmış durumda.