Türkiye, uluslararası çetelerin hesaplaşma adresi olurken çetelere ve mafyaya yardım ve yataklık iddiaları Saray’a kadar uzandı. Hemen her ay bir ülkenin çete üyesi ya yakalanıyor ya da silahlı saldırıya karışıyor. Ülkenin çete ve uyuşturucu tacirlerine teslim edildiği eleştirilerine yanıt veren Emniyet Genel Müdürlüğü, “Suç şebekelerinin, terör örgütlerinin, yabancı istihbarat teşkilatlarının iftiraları ile karşı karşıyayız” açıklaması yaptı.

Ülke çetelere teslim

BirGün/ANKARA

Kısa süre öncesine kadar iktidarın yanında yer alan ancak çıkar çatışmalarının da devreye girmesinin ardından AKP karşıtı bir pozisyona gelen Sedat Peker’in itiraflarının ardından Türkiye’deki çete yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler bir bir kamuoyunun gündemine gelmeye başladı. Çetelere ve mafyaya yardım ve yataklık iddiaları, Saray’a kadar uzandı. Saray’da görevli bazı danışmanların, mafya üyeleriyle yakın ilişki içerisinde olduğu öne sürüldü. İddialar, para alışverişine kadar uzanırken bir yandan da uluslararası çetelerin hesaplaşmalarında da adres Türkiye olmaya başladı.

•2022, son yıllarda olmadığı kadar yerel mafya ve uluslararası çetelerin ülke içerisindeki eylemlerinin duyulduğu yıl oldu. Ocak ayında İstanbul’un Ataşehir ilçesinde, Azerbaycan uyruklu Elnur Qasımov, arkadaşlarının yanında vurularak öldürüldü.

•Türkiye’de faaliyet gösterirken yakalanan çete üyeleri arasında Nijerya uyruklu isimler de yer aldı. Uluslararası ticaret yapan bazı şirketlerin mail adreslerini ele geçiren üçü Nijerya uyruklu 10 kişi, şirkete ödemesi olan isimlerle yazışmalar yaparak yüklü miktarlarda ödemeler aldı. Nijeryalı çete üyeleri ve yerli ortakları yakalandı.

•Mayıs ayında, uluslararası uyuşturucu şebekelerinin Türkiye’de kuryeleri aracılığı ile uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı açığa çıktı. Fas'tan Türkiye'ye sistemli şekilde uyuşturucu kaçakçılığı yapan uluslararası çetenin üç yabancı uyruklu kadın üyesi ile birlikte aylarca Türkiye’ye uyuşturucu sevkiyatı yaptığı bildirildi.

•İstanbul’un Avcılar ilçesine bağlı Denizköşkler Mahallesi’nde, kendilerine 515 ismini veren bir çetenin faaliyetleri de kısa süre önce kamuoyunun gündemine geldi. Lübnanlı bir kişinin işlettiği markette, hırsızlık yaparken yakalanan iki çete üyesi, kalan üyelere haber vererek markete baskın düzenledi. Market sahibi sırtından ve kolundan bıçaklandı.

•Türkiye’de 3 yıl önce yakalanan ve Sırbistan’a teslim edildikten sonra orada serbest bırakılan, yasadışı yollarla tekrar Türkiye gelen Sırbistan’da ‘Skaljari’ isimli Organize Suç Örgütü yöneticilerinden Jovan Vukotiç, Eylül ayında İstanbul Şişli’de motorlu iki şahıs tarafından aracına gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucunda öldürüldü.

•İstanbul Emniyeti Müdürlüğü’nün açıklamasına göre, saldırıyı Kavac isimli suç örgütü yöneticisi olan Radoje Zivkovic isimli şahsın, Türkiye’deki bağlantıları aracılığıyla gerçekleştirdiği belirlendi. 16 Eylül’de yapılan operasyonla Radoje Zivkovic ve Zdravko Perunovıc isimli şahıslarla birlikte toplam 12 kişi gözaltına alındı.

•Ekim ayında İstanbul’da yabancı uyrukluların kurduğu, organ nakli bekleyen yabancı uyruklu hastalarla organlarını satmak isteyenler arasında “organ satışı aracılığı” yapan çeteye operasyon düzenlendi. Çete üyelerinin Ürdün uyruklu isimlerden oluştuğu kaydedildi.

•Kasım ayına gelindiğinde ise adı uyuşturucu kaçakçılığına karışan Interpol'ün kırmızı bülten ile aradığı Sırp çete lideri Zeljko Bojanic'in İstanbul Sarıyer’de kaldığı villada yakalandığı duyuruldu. Bojanic, Sırp uyruklu Rosto Mijonovik'i öldürdüğü şüphesiyle gözaltına alındı. Operasyonun gerçekleştirildiği villanın bahçesi kazılarak “ceset” arandı ancak yapılan açıklamaya göre, aramadan bir sonuç alınamadı.

TBMM Adalet Komisyonu Üyesi ve CHP Milletvekili Alpay Antmen, hükümet-çete-siyaset ağı ile Türkiye’nin içinde bulunduğu uyuşturucu batağına yönelik BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin uyuşturucu baronları için açık bir pazar haline geldiğini vurgulayan Antmen, “Uyuşturucu kullanma yaşı gittikçe düşerken 10 yaşındaki çocuklarımız dahi bu batağa sürükleniyor” dedi. Mersin Limanı’na gelirken yakalanan uyuşturucuları anımsatan Antmen, “Uyuşturucuların sahipleri, finansörleri ve uyuşturucu baronları tam anlamı ile tespit edilmiyor” ifadelerini kullandı.

Afgan savaş lordlarının, IŞİD’in malzeme tedarikçilerinin ve Sırp suç örgütü liderlerinin Türkiye’de cirit attığını belirten Antmen, şunları kaydetti:

“Türkiye'deki bu mafya, çete, uyuşturucu kaçakçılığını temelinde AKP'nin kaynağı belli olmaya paraların, kara paranın ülkeye girişine izin vermesi ve hatta göz yumması da en önemli etkenlerden biri. Çok açık ve net söylemek gerekirse suç örgütleri, uyuşturucu baronları, mafya güçlü ve kararlı bir devlette barınamaz. Ülkemizde bu gün suç örgüleri, mafya ve uyuşturucu baronları ellerini kollarını sallayarak rahatça geziyor, birbiri ile silahlı çatışmaya giriyor, birbirini infaz ediyor.”

CHP’li Antmen, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, uyuşturucunun önlenmesi amacıyla iktidara açık çağrıda bulunduğunun altını çizerek, şunları söyledi: “Önceden senede toplamda 1,5 ton kokain yakalanan Türkiye'de şu anda tek partide 1,5 ton gönderiyorlar. Türkiye'ye gönderilmek üzereyken Panama'da, Venezuela'da, Brezilya'da yakalanan kokain miktarlarını düşününce bu işin tesadüf olmadığı anlaşılacaktır. Haftada 5 bin uyuşturucu satıcı yakalıyorsan bu da senede 260 bin torbacı demek. Peki bu kadar torbacı var, niye bir tane bile baron yok?

Öte yandan Ticaret Bakanı Mehmet Muş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da dikkat çektiği uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin verileri paylaştı. Bakan Muş, yapılan operasyonlar kapsamında 13.4 ton uyuşturucu, 31.9 ton da uyuşturucu yapımında kullanılan kimyasal madde yakaladıklarını söyledi.