Faiz, siyasi talimatla 2 puan aşağı çekildi. Aynı anda Türk Lirası, yabancı para karşısında yaklaşık yüzde 2 oranında değer kaybetti. Halk bir günde daha da yoksullaştı. Doğalgaz, elektrik ve motorinde yüksek oranda zam beklentisi var. Üç üründeki fiyat artışı tsunami etkisi yaratacak. İktidarın akıl dışı hamlesini kör inat olarak yorumlayan da var erken seçim sinyali olarak da.

Ülke ekonomisi toz duman

POLİTİKA SERVİSİ

Beklenen gün gelip çattı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz açıklamasını yaptı. TCMB Para Politikası Kurulu, Şahap Kavcıoğlu başkanlığında toplandı. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 200 baz puan indirerek yüzde 18’den yüzde 16'ya düşürdü. TCMB böylece art arda iki toplantıda 300 baz puan faiz indirimi yapmış oldu. Merkez Bankası’nın 200 baz puanlık faiz indirimi sonrası döviz rekor kırdı, dolar 9,50'ye dayanırken avro 11 lirayı gördü. Bu rakam birçok ekonomi otoritesinin de beklentilerinin üzerinde bir tercih oldu. Anlaşılan o ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyareti ve ardından yaptığı uyarı işe yaramadı. Merkez Bankası’nın gerçekleştirdiği toplantıdan sonra yapılan açıklama tam anlamıyla dalga geçer nitelikteydi;

“Para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.”

Neredeyse resmi enflasyon yüzde 20’lere dayanışmışken döviz artışıyla kaçınılmaz olarak kapının eşiğinde duran elektrik ve doğalgaz zamlarıyla birlikte enflasyonun çok daha yukarılara çıkacağı belli olasına rağmen bu açıklama yurttaşın aklıyla dalga geçmek anlamına geliyor.

KARAR HALKA ZAM OLARAK YANSIYACAK

Alınan bu kararı ekonominin kendi dinamiklerine bakarak yorumlamanın olanaksız olduğu konusunda neredeyse tam bir mutabakat var. Ekonomistlerin ortak görüşü kararın siyasi olduğu yönünde. Erdoğan faizin indirilmesini talep etti ve 2 puanlık bir indirime gidildi. Siyasi de olsa ekonomik alanı ilgilendiren bu kararın ilk sonuçları ne oldu, ne olacak?

Döviz artışı: Bu açıklamanın ilk dakikasında gerçekleşti. Dolar 10 lira sınırına dayanırken avro ise 11 lirayı aştı.

Zam yağacak: Döviz artışı başta doğalgaz ve elektrik olmak üzere onlarla temas halinde olan tüm ürünlere fiyat artışı olarak yansıyacak. Giyimden ısınmaya, yeme-içmeye kadar her şey biraz daha pahalı olacak.

ALIM GÜCÜ AZALACAK: Kasım-Aralık ayında gevşemesi beklenen enflasyon artmaya devam edecek. Çalışanın ücreti sabit kaldığı için gün gün eriyecek.
İhracat artacak: Ülke, son döviz artışıyla birlikte dünyanın en ucuz ülkelerinden biri oldu. Durum böyle olunca ihracatta artış kaçınılmaz olacak. Eylül ve ekim aylarında da ihracat rekorları beklenebilir. İktidara sürekli tekrar edeceği bolca övünme malzemesi sağlayacak.

Bu gelişmelerin yurttaşa yansıyış biçimi ise kaçınılmaz olarak cebindeki paranın değersizleşmesi, sofradaki ekmeğin azalması olacak. Yani daha çok yoksullaşacak.

Bu toz duman arasında konuşulmayan bir konu daha var. Faiz oranı açıklamandan önce dolar 8,2 civarındaydı. Açıklandıktan hemen sonra ise 9,4 liraya kadar çktı. Yaklaşık 12 saat içinde önce düşen sonra da yaklaşık 2,5 oranında yükselen döviz kazananları kim sorusu çok önemli. Döviz düştüğünde yüksek miktarda satın alıp arttığında bozan var mı? Varsa bunlar kim ve iktidarla bir yakınlıkları var mı sorusuna yanıt verilmeli.

İKTİDARIN TERCİHİNİN ARKASINDA NE VAR?

Talimatla iki puan indirilen faiz kararının arkasındaki siyasi hesabın ne olduğuna dair net bir şey söylemek mümkün değil. Sermaye fraksiyonları içindeki çatışmada pozisyon alındı diyen de var, erken seçim alameti olarak gören de. Bir cahilin kör inadı olarak değerlendirenler bile var. Şu ana kadar akla en yatkın senaryo 2023’e kadar uzanan yolda ışık göremeyen iktidarın erken-baskın bir seçimle son şansını deneme isteği gibi duruyor. İhracatta yaşanan artış, turizm gelirleri ve yaz ayları başlayacak tarım sezonuyla enflasyonda yaşanacak düşüşe nispi bir istihdam artışı eklenebilirse 2022 Haziran ayında erken seçim sürpriz olmaktan çıkar.

MALİYET AĞIR OLACAK

ulke-ekonomisi-toz-duman-934902-1.



Uğur Civelek / Ekonomist

Merkez Bankası’nın tarafsızlığının tümüyle rafta olduğunu düşünüyorum. Bir önceki hafta gördük. Merkez Bankası Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü. Hemen sonrasında Merkez’de değişiklikler oldu, şimdi de bu karar çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talebinin yerine getirildiğini düşünüyorum. Buna ekonomik gerekçeler içinde bir anlam yüklemenin mantıklı bir yanı yok. Bu kararla ilgili gerekçe metni de yayımladılar ancak çok lafın olduğu yerde çok yalan olur. Cumhurbaşkanı Erdoğan istedi, Merkez Bankası yaptı. Bunun sonucunda da kurlarda yükselme oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi düşük faiz, düşük enflasyonu getirmeyecek. Bu denemenin maliyeti de Türkiye için çok ağır olacak.

İKTİSADİ DEĞİL SİYASİ KARAR

ulke-ekonomisi-toz-duman-934903-1.

Erinç YELDAN / Akademisyen

Bu iktisadi değil siyasi bir karar. Kararın gerekçesinde de iktisadi gerekçelerle hiç bağdaşmayan ifadeler yer alıyor. Kararda yer alan ifadelerin hiçbir anlamı ve geçerliliği yok. Bu karar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tasarrufu. AKP'nin seçim dönemi öncesinde ciddi bir kredi genişlemesine ihtiyacı var ve bunu yapmaya çalışıyorlar. Kredi kanadıyla ekonomide bir canlılık yaratmak istiyorlar. Seçim ekonomisine yönelik ucuz krediyi sağlayacak ve bunun için de bütün maliyetleri göz ardı etmiş gözü kara bir politika söz konusu.

SİYASİ DİREKTİF

ulke-ekonomisi-toz-duman-934904-1.

Uğur GÜRSES / Ekonomist

Faizin düşürülmesinin ekonomik bir temeli ve gerekçesi yok. Tamamen siyasi bir direktifle alınmış bir karar. Türk lirasının feda edilmesi de enflasyonu düşürmez aksine enflasyonu daha da ateşlendirir. Burada rasyonel bir temel yok. Türk Lirası feda edilerek alınmış bir karar. Bu siyasi alanda enflasyonu önleyemeyen, artışı dizginleyemeyen iktidarın takıntılı bir şekilde faizi düşürme çabası. Ancak bu tam tersine enflasyonu tamamen ateşleyecek bir karar. Orta sınıf belki çok etkilenmeyecek ama yoksulluk artacak. Türkiye’de çalışan 27 milyon kişinin yarısından fazlası asgari ücretle çalışıyor. Bu karar yoksullaşmayı daha da arttıracak. Enflasyon yoksullaşmanın en büyük unsurudur. Düşük gelirli insanların harcanabilir geliri azalacak. Böylelikle geçim sıkıntısı şiddetlenecek ve hane halkı ekonomik olarak zarar görecek. İhracat artacak diye Türk Lirası'nı feda etmek çok anlamsız. Çünkü böylelikle üreticilerin maliyeti de artacak. Bu kazananı olan bir karar değil. Bu karar faizler düşsün, ivme olsun, istihdam artsın, yatırım artsın diye alındı ancak faiz düşürerek yatırımcının gelmesini beklemek büyük bir hayal.

ERKEN SEÇİMİN ARKA PLANI

ulke-ekonomisi-toz-duman-934905-1.

Oğuz Demir / Akademisyen

Bir önceki faiz indiriminde 'Çekirdek enflasyona bakıyoruz' demişlerdi. Bu faiz indirimiyle beraber çekirdek enflasyona da bakmadıkları ortaya çıktı. Çünkü karar iktisadi bir karar değil, siyasi bir karar. Bu hamlelerle bir erken seçimin ekonomik arka planının hazırlandığı kanaatindeyim. Bu kararın kur tarafından enflasyona sıçrayacağı çok ortada. Sadece ucuz bir ekonomik ortam yaratmanın arka planı yapılmak isteniyor. Ancak o ucuz tüketimi yapabilecek bir ortam da kalmadı. Bu bir erken seçim stratejisi olsa bile bu beklenen getiriyi sağlayamayacak. Borçlanarak tüketimin sağlanabileceği bir ortam yok. Dolar 8 TL’den 9'un üstüne çıktı. O artışın zamlarını yeni yeni yaşıyorduk, birçoğunu ertelemeye çalışıyorlardı. Şimdi artık bütün kuruluşlar kaldırılması çok daha güç bir yükle karşı karşıya. O yüzden hayat pahalılığının daha da arttığı bir süreç bizi bekliyor. Eylül ayından bu yana yaşanan kurdaki artış olmasaydı belki bir ihtimal enflasyonun gevşemesi söz konusuydu ama şu an anlaşılan o ki bu kurdaki artışla beraber enflasyon resmi olarak da yüzde 20’lerin üstüne çıkacak gibi gözüküyor.