A) Haberler için Ry Cooder şarkıları

- Çokomelli damat haberleri için:

“Her şeyin ucuz olduğu zamanları hatırlıyorum / Şimdi fiyatlar insanı bayıltacak kadar yüksek / O kadar ki, market fişine bakarken / Sanki vasiyetimi yazmış gibi hissediyorum. / Söyleyin bana, bir fakir nasıl yaşayabilir bu zamanda?” (How Can A Poor Man Stand Such Times and Live?, Albüm: Ry Cooder, 1970)

- “Müminin görevi yoklukta sabretmektir.” diyen saraylı başkan haberleri için:

1. “Küçük bir adam dolanıp duruyordu / Kasabada tıkınacak bir yer arıyordu / Menüyü okudu baştan aşağıya / Bakındı durdu 15 sentlik bir kayıntıya. / Bir köfte, sadece bir köfte, / Başka bir şey yoktu 15 sente.

Dedi ki yanına gelen garsona, / ‘Basit bir şeyler yiyeceğim karınca kararınca’ / Müşteriler şaşkınlıkla baktı / Garsonun gürleyen sesini duyunca: / ‘Bir köfte, sadece bir köfte, / Beyefendiye sadece bir köfte!’

Küçük adam çok üzgün hissetti / Tüm alabildiği sadece bir köfteydi / Ve kâbuslarında duyacağı bir cümle: / ‘Ekmek yok tek köfteye…’ / Bir köfte, sadece bir köfte, / ‘Ekmek yok tek köfteye…’ (One Meat Ball, Albüm: Ry Cooder, 1970)

2. “Bahar ve kış boyunca çalıştık, yaz ve güz boyunca / Ama aramızda en çok çalışan, yorulmadan çalışan sadece ev kredilerimizdi. / Geceleri ve Pazar günleri çalıştı, bayramlarda bile çalıştı / Yerleşti yanımıza, bir türlü gitmek bilmedi.” (Taxes On The Farmer Feeds Us All, Albüm: Into the Purple Valley, 1972)

- Ahirete inanmayan insandan her kötülük beklenir.” diyenler için:

“Cumhuriyetçiler cennetin kapısındaki kilidi değiştirmiş / Anahtarlar tanrının krallığına uymuyor artık / Benim gibi, senin gibi fakir adamlar / Paramız yoksa cennete girmiyor artık. / Bir tanrı varsa eğer, toplanıp gitmiş olmalı / Göklerde hâlâ bir tanrı varsa, kendini yollara vurmalı.

İsa yok artık, Meryem ve Yusuf da yok / Geçirdiler 1070 numaralı Cennet Yasasını / Gittiğin her yerde yasak işaretleri / Geri geliyor Jim Crow yasaları / Bir tanrı varsa eğer, toplanıp gitmiş olmalı / Göklerde bir tanrı varsa, kendini yollara vurmalı.

Melek Cebrail dedi ki, uzun sürmez artık / Cumhuriyetçiler giderek güçleniyor / Cennet halkı kendini kötü hissediyor / Sahip olduğumuz hiçbir şey kalmayacak artık. / Kahverengi tenliysen, dolaşma ortalıkta / Bir adım geri çekil, eğer siyahsan / Ölü olsan daha iyi, eğer kızılsan / Fakir bir beyazsan, hakkın yok hiçbir hakta! / Bir tanrı varsa eğer, toplanıp gitmiş olmalı / Göklerde bir tanrı varsa, kendini yollara vurmalı.” (If There is a God, Albüm: Pull Up Some Dust And Sit Down, 2011)

- “Bir tane kıçı kırık patrondan hesap sormayı beceremeyen devlet gücünü bizde sınayacak, öyle mi alay komutanı? Buradayız biz. Şimdi bize güç göstereceksiniz ha! Ve biz bu güçten korkacağız öyle mi? Vallahi de korkmuyoruz, billahi de korkmuyoruz sizden!" diye haykıran madenciler için:

“Akşamüstü bir maden kasabasında indim trenden / Ana caddede yürüdüm gün batarken / Şarkı sesleri duydum, ilerledim oraya doğru / Belki bir doğum günü partisidir dedim, vardır bana da yer.

Madenciler ve aileleriymiş, o gün madeni bırakmışlar / Daha güvenli çalışma, daha iyi ücret için greve çıkmışlar / Kavgaları hakkında şarkı söylüyorlardı, dirençleri azalmadan / Elinizi doların üstünde tutun, gözünüzü ayırmayın teraziden.

Sendikalı madenciler birlikte dimdik, hiçbir yöneticiye aldırış etmeden / Elinizi doların üstünde tutun, gözünüzü ayırmayın teraziden.

O sırada polis geldi, hem de her yerden geldi / Madencilerin mitingini dağıttılar, herkesi kodese tıktılar / Ama madenciler şarkılarını sürdürdü gece boyunca / Ben de artık ezberlemiştim sabah güneş doğunca.

Yargıç sordu polis yüzbaşısına, ‘Burada ne işi var şu kırmızı kedinin?’ / ‘Siz emrettiniz efendim’ dedi polis, ‘Sokakları kızıllardan temizleyin! / Beni kodesten dışarı attılar, ama madencileri yalnız bırakmadım / Madenci şarkısını söyleyerek mahpushane kapısına atladım!

Sendikalı madenciler birlikte dimdik, hiçbir yöneticiye aldırış etmeden / Elinizi doların üstünde tutun, gözünüzü ayırmayın teraziden. (Strike!, Albüm: My Name is Buddy, 2007)