Google Play Store
App Store

Derinleşen yoksulluk ve kemer sıkma politikalarıyla boğuşan Türkiye’de nüfus artış hızı düşerken yaşlılık oranı hızla yükseldi. İPA’nın değerlendirmesine göre yeni ekonomik ve sosyal krizler kapıda.

Ülke yaşlılar için cehenneme döndü
Fotoğraf: Depo Photos

Haber Merkezi

Türkiye’de nüfus artış hızı düşerken yaşlı nüfusu her geçen gün yükseliyor. Yüzde 10’u aşan yaşlı nüfus oranı ile Türkiye, 65 yaş üstü nüfusun en yoğun bulunduğu ülkeler arasında yer alıyor. Yaşanan ekonomik kriz, artan yoksulluk ve kemer sıkma politikaları ise en çok bu yaşlı nüfusu etkiledi. Türkiye’de en düşük emekli aylığının 10 bin lira olduğu düşünülünce emekliler için hayatta kalmak neredeyse imkansız hale geldi. Araştırmalar da yaşlı nüfusun geleceğine yönelik karanlık tabloyu gözler önüne seriyor.

TÜİK’in hazırladığı 2024 Dünya Nüfus Günü Bülteni verilerine ilişkin açıklama yapan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Türkiye’deki demografik değişimin neden ve sonuçlarını değerlendirdi. 2023 yılında dünya nüfusu 8 milyar 45 milyon oldu. En fazla nüfusa sahip ülke, 1,428 milyar kişi ile Hindistan oldu. Çin 1,425 milyar, ABD 340 milyon ve Endonezya 278 milyon kişiyle Hindistan’ı takip etti. Türkiye, 85 milyon nüfusu ile 194 ülke arasında 18. sırada yer alıyor ve dünya nüfusunun yüzde 1,1’ini oluşturuyor.

65 ÜSTÜ NÜFUS YÜZDE 48 ARTTI

Son 10 yılda Türkiye’de 0-4 yaş arası nüfus azalırken, 65 yaş ve üzeri nüfus yüzde 48,1 artarak 8,7 milyona ulaştı. Türkiye, yüzde 10,2 yaşlı nüfus oranı ile “çok yaşlı” ülkeler arasında yer alıyor. İstanbul’da da 0-4 yaş arası nüfus azalırken, 65 yaş ve üzeri nüfus artıyor. 2023 yılında İstanbul’da doğum sayısı ve doğurganlık hızı en düşük seviyede. 156 bin 708 bebek doğdu, doğurganlık hızı ise 1,20’ye geriledi.

İPA’nın değerlendirmesine göre nüfusun yaşanmasının neden ve sonuçlarının başında ekonomi geliyor. Ekonomik istikrarsızlık, işsizlik ve yoksulluk arttıkça evlenme ve doğurganlık oranı azalıyor. Bu durum aynı zamanda yaşlı nüfusunun artmasına neden oluyor. Yaşlı nüfusu artıkça ekonomik büyüme yavaşlarken sosyal güvenlik sorunları derinleşiyor. Yaşlı nüfus emekli olmasına rağmen çalışmak zorunda bırakılıyor. Milyonlarca emekli, yeme, içme, barınma, sağlık sorunları gibi temel ihtiyaç maddelerini dahi karşılayamaz hale geliyor.

TÜRKİYE 2023 YILINDA ‘‘ÇOK YAŞLI NÜFUSLU ÜLKE’’ STATASÜNDE YER ALDI

Türkiye nüfusu 2013 ile 2023 yılları arasındaki 10 yılda giderek yaşlandı.Geçen yılın verilerine göre 65 yaş üstü nüfus 8,7 milyona ulaştı.

İPA’ya göre nüfusun yaşlanması ise şu sonuçları doğuruyor:

• Nüfus artış hızının yavaşlaması

• Ekonomik büyümenin yavaşlaması

• Sosyal güvenlik sisteminde finansal yükün artması

• Emeklilik sisteminde sorunların artması

• Sosyal hizmet ve sağlık sektöründe yükün artması

• Girişimcilik ve teknolojik ilerlemenin yavaşlaması

İPA, nüfusun yaşlanmasının başlıca nedenlerini şöyle sıraladı:

• Ekonomik istikrarsızlık ve gelir düzeyindeki azalış

• İşsizlik

• Çocuk bakım maliyetlerinin artması

• Aile planlaması yöntemlerinin yaygınlaşması

• Kentleşme ve değişen
yaşam biçimi

• Evlenme yaşlarının yükselmesi

• Eğitim seviyesinin artması ve kadınların iş piyasasında daha fazla yer alması

∗∗∗

MAKAS GİDEREK AÇILACAK

Nüfus büyüklüğüne göre dünya sıralamasında 194 ülke arasında 18’inci sırada yer alan Türkiye’de, 15 milyonu aşan nüfusuyla İstanbul ülkenin sosyoekonomisi üzerindeki baskın konumunu koruyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) verilerine göre, 131 ülkeyi nüfus olarak geride bırakan İstanbul’a dair son yıllarda yapılan araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlar ilgi çekici. İPA Genel Sekreteri Oktay Kargül İstanbul nüfus verileri ışığında nasıl bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu VOA Türkçe’ye anlattı. Her zaman yoğun iç ve dış göç alan İstanbul, 2023’te bir önceki yıla göre 252 bin kişi azalarak 15 milyon 655 bin 924 kişiye geriledi. Bu sayı, 2020’deki pandemi nedeniyle yaşanan 57 binlik düşüşün ardından Cumhuriyet tarihindeki ikinci nüfus azalışı oldu. Düşüş aynı zamanda İstanbul’da yaşam maliyetinin 2024’te, 2023’e göre yüzde 81 arttığı döneme de denk geldi.

Kargül’e göre, 2050 İstanbul vizyonunda “tavan” 20 milyon. Bu sayı kentin maksimum kapasitesi anlamına da geliyor. İş hayatı ve sosyal hayat düşünüldüğünde kısa vadeli düşüşlere sahne olsa da tersine göçün kalıcı olamayacağını ve kentin insanları çekmeye devam edeceğini belirten Kargül, “İstanbul’un bu cazibesi devam edecek” derken, doğru planlamalarla bu artışı önden tasarlamanın önemli olduğunu dile getiriyor. İPA Genel Sekreteri, “İstanbul’da artık ‘orta direk’ diye tanımlanan gelir grubu kalmadı. Kentte sadece alt gelir, üst ve çok üst gelir grubunun kaldığını görüyoruz. Bu makas açılarak devam edecek” dedi.