Uluslararası Eğitim Günü ve Covid-19

Konuk Yazar: Prof. Dr. Ali Arayıcı / Paris

Eğitim hakkı, insan haklarına dahil ve en önemlisi. Bir insan hakkı, kamu yararı ve kamusal bir sorumluluktur. 3 Aralık 2018 tarihinde gerçekleştirilen, BM 73. Genel Kurulu’nun 25. maddesi gereğince; “24 Ocak Uluslararası Eğitim Günü” olarak ilan edildi.

Uluslararası Eğitim Günü’nün 4. yılı kutlamasında, geçen yılki gibi; Covid-19 etkisindeydi. Eğitim öğretim kurumlarının kapatılmasının yanı sıra, birçok eğitim programı da kesintiye uğradı.

Covid-19 salgını sosyal, eğitsel-kültürel, ekonomik ve dijital eşitsizlikleri artırarak, tüm kuşağı bir eğitim felaketi riskine maruz bıraktı. BM Genel Sekreteri António Guterres, salgında eğitimin, toplumlarda kamu yararı, sosyal uyum, refah ve eylem olanaklarının temeli olarak rol oynadığını vurguladı.

EĞİTİM FELAKETİ

Dünyada 258 milyon çocuk ve genç hâlâ daha okula gidemiyor. 617 milyon çocuk okuyup yazamadığı gibi, basit hesap bile yapamıyor. Sahra altı Afrika’da ortaöğretimi bitiren kız çocukların oranı yüzde 40’ın altında. Yaklaşık 4 milyon göçmen çocuk okula gidemiyor.

Covid-19, dünyada 190 ülkede, 1,6 milyardan fazla öğrencinin yaşamını alt üst etti. Bu eğitim felaketi nedeniyle hükümetler alternatifler bulmaya çalıştılar. Bu durum, az gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkede olduğu gibi, gelişmiş kapitalist/emperyalist ülkeler içinde geçerliliğini koruyor.

Salgında 5. dalga, bazı ülkelerde yeni sorunları beraberinde getirdi. Bazı kurum ve işletmeler kapalı da olsa, birçok okulda açık eğitimin olması önemlidir.
Yalnızca uzaktan eğitim çözümlerine güvenildiğinde; ortaya çıkan akademik, sosyo-duygusal ve ekonomik çoklu risklerde vardır.

Kasım 2021’de yayımlanan, UNESCO’nun Eğitimin Geleceği raporundaki gibi geleceği dönüştürmek için, insan, doğa ve teknoloji arasında dengeye gereksinme vardır. İkincisi, eşitlik, kapsayıcılık ve demokratik katılım için; endişeler uyandırırken devrim niteliğinde fırsatlar sunarak yaşamımıza nüfuz etmesi olasıdır.

EĞİTİMİN GELECEĞİ

Dün, “Dönüşüm Kursu, Eğitimi Dönüştürür” temasıyla; dünyada kamusal, nitelikli eğitim için mücadele eden UNESCO ve Eğitim Enternasyonali ve tüm eğitim aktörleri çeşitli etkinliklerle kutlamalar yaptı. Uluslararası Eğitim Günü vesilesiyle UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay, "Statüko artık bir seçenek değil. Geleceği dönüştürmek, gidişatı değiştirmek istiyorsak eğitimi yeniden düşünmeliyiz. Bu, Eğitimin Geleceği raporunda önerildiği gibi, eğitim için yeni bir toplumsal sözleşmenin oluşturulmasıyla ilgilidir. Geçmişin adaletsizliklerini düzeltmeli, dijital dönüşümü kapsayıcılık ve eşitliğe yönlendirmeliyiz. Ayrıca, çevre eğitimini tüm okul müfredatlarına entegre edip, öğretmenler yetiştirerek eğitimin sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmasını sağlamak da gereklidir” dedi. “Covid-19 Kuşağı için Eğitimi Yeniden Başlatın ve Canlandırın" sloganıyla eğitimin rolü ve önemi vurgulandı. Bir kamu kuruluşu ve kamu yararı olarak eğitimin nasıl güçlendirileceği, dijital dönüşümün sağlanacağı, öğretmenleri destekleyeceği ve gezegeni koruyacağı; her bireyin kolektif iyiliğe, ortak yaşama katkıda bulunma potansiyelinin nasıl ortaya çıkacağı üzerine tartışma ateşledi.

ÖĞRETMENLERİN ROLÜ

Uluslararası Eğitim Günü, temel eğitim hakkını gerçekleştirmek, sürdürülebilir, kapsayıcı ve barışçıl bir gelecek inşa etmek için; desteklenmesi gereken bir platform olmalı. Eğitim Enternasyonali, daha sürdürülebilir bir gelecek için, eğitimin rolüne ve önemine dikkat çekerek hükümetlere Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni uygulamaları için çağrı yapmalı.

Gençler ve yetişkinler için, kapsayıcı, eşitlikçi, kaliteli eğitim ve herkes için yaşam boyu olanak ve fırsatlar olmadan; ülkeler cinsiyet eşitliğini kesin sağlayamaz. Milyonlarca çocuğu, genci ve yetişkini geride bırakan yoksulluk döngüsünü de asla kıramaz. Bugün, yaşam boyu eğitim ve öğrenmeyi iyileşme sürecinin merkezine yerleştirmek amacıyla; uluslararası işbirliğini ve dayanışmayı yoğunlaştırarak eğitimi ilerletmenin tam zamanıdır. Kamusal eğitime ve temel unsuru olan öğretmene yatırımın, toplumun geleceğine yatırım olduğu geçeği bir kez daha vurgulanmalıdır.