Sizin sorduğunuz sorunun bir ayrıntısı önemli bir noktaya işaret ediyor: sizin de uluslar arası markaların tedarik zincirinin en sonunda

Sizin sorduğunuz sorunun bir ayrıntısı önemli bir noktaya işaret ediyor: sizin de uluslar arası markaların tedarik zincirinin en sonunda yer almanız.. Bu markalar ya kendi bürolarını kurmaktalar ya da bir ajansla çalışmaktadırlar. Siparişleri öncelikle kendi “standartlar”ına uyan tedarik zincirinin en üstündeki fabrikalara dağılmaktadır.
Ancak bu markaların bazıları kendi ülkelerindeki tüketici örgütleri ve sendikaların mücadelesi sonucu mal ürettirdikleri yerlerde en azından asgari ücret,insani sağlık güvenlik koşulları, sigortalı çalışma, örgütlenme özgürlüğü, bağlayıcı iş ilişkileri sağlayacaklarına dair uluslararası anlaşmaların altına imza atmış ve belirli denetim kurumları ile ilişki içerisine girmişlerdir.
Ayrıca ILO 177 sayılı sözleşmesi ve ve 184 sayılı tavsiye kararı da ev eksenli çalışma ilişkisini düzenlemektedir. Eğer hangi markaya üretim yaptığınızı netleştirebilirseniz bu markaların Türkiye’deki bürolarının yada merkezlerinin “sosyal sorumluluk” departmanlarına başvurulabilir. Uzun vadeli olarak sorunlarınızın çözümü için tavsiyemiz ev eksenli kadınların oluşturduğu herhangi bir özörgüt(dernek, kooperatif, sendika) ile temasa geçmeniz ya da aynı durumda olan arkadaşlarınızla ortak hareket etmenizdir.

Kıyafet dikiyorum ama parasını alamıyorum!
SORU: 2 yıldır evde boncuk dantel işi ara sıra nikah şekeri yapıyorum. Genelde aylık gelirim 100-150 lira civarında oluyor boncuk işi yapınca. Genelde aracılardan iş alıyorum. Ya fiyatlar çok düşük oluyor bazen de paramı alamıyorum. Son yaptığım kadın bluzlarının birini geçen gün vitrinde gördüm. Benim bir ayda kazandığım paraya satılıyordu ama ben onu yapınca parasına alamadım. Simdi tam markasını veremeyeceğim ama malları aldığımız aracı ihracat yapan bir fabrika ile çalışıyor. Bu konuda yapacak bir şey yok mu? Ayşegül Derlenici / Kocaeli

YANIT: Ev eksenli çalışanları üç grupta incelemek mümkündür: kendi hesabına çalışanlar, sipariş üzerine çalışanlar ve bağımlı çalışanlar. Kendi hesabına çalışanlar, Sipariş üzerine çalışanlar ve Üçüncü tür olarak evde çalışma ise bir aracıdan, taşerondan, veya işverenden iş alma: İş verenin istediği zamanda ve nitelikte üretilir; ölçülebilir parametrelerle ücretlendirilir: parça başı, metre başı vs. ancak ev eksenli çalışmanın “iş” çalışanların işçi olarak tanımlanmasının önünde bazı engeller vardır. örneğin işçi  bu üç çalışma biçimini aynı anda gerçekleştirebiliyor. Bu çalışma biçiminin ve kadın emeğinin görünmezliğinden bahsetmek mümkündür. bu biçimde çalışan işçilerin çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır(nerdeyse %90) ve  kadınların çalışması toplumsal olarak gerçek bir iş olarak değil “ev bütçesine destek” ve /ya “ucuz ve niteliksiz işgücü” olarak algılanmaktadır. 

Ev eksenli çalışanlar kanunlarda işçi midir, sigortalı olmalı mıdırlar?
İş Kanunu’nda iş sözleşmesinin kurulabilmesi için ‘bağımlı iş görme’ ve ‘ücret’ şartları  dışında işverenin gösterdiği yerde çalışmış olma koşulu mevcut değildir. Bu durumda belirli bir  ücret karşılığında başkası için ve ona bağımlı olarak mal veya hizmet üreten ev eksenli çalışanlar,  ‘iş sözleşmesi’ kurduklarından ‘işçi’ statüsünde sayılacaklar, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında ‘sigortalı’ olmak durumundadırlar.
Ancak gerçek durum tümüyle farklıdır: ev eksenli çalışanlar bugün Türkiye’de ne Sosyal Sigorta ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ne de İş Kanunu kapsamında değerlendirilmektedir.  Ev eksenli çalışma genellikle kayıt dışıdır, asgari ücret gibi, işçi sağlığı iş güvenliği tedbirleri gibi herhangi bir kriterin uygulanması söz konusu değildir, bir anlaşmazlık durumda işçinin hak iddia edilebilmesinin önünde ciddi engeller vardır.
BİZE YAZIN
Çalışma yaşamınızdaki
tüm soru ve sorunlarınızı
ekmegimikazanirken@gmail.com