Uluslararası Taşımacılık Çalışanları Federasyonu Fas’ta toplandı: "Demiryolu tüm dünyada kamusal bir hizmet olmalı”
13 Ekim-20 Ekim tarihleri arasında geçrekleşecek olan ITF'nin 46’ncı Kongresi'ne 154 ülkeden 600’den fazla üye sendika yöneticisi katıldı.
Haber Merkezi
Uluslararası Taşımacılık Çalışanları Federasyonu’nun (ITF) 46’ncı Kongresi 13 Ekim'de Fas Marakeş'de başladı.
20 Ekim'e kadar sürecek olan kongreye, 154 ülkeden 600’den fazla üye sendika yöneticileriyle katılım sağladı.
Kongreye Türkiye’den de Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası’nın (BTS) üye ve yöneticileri katıldı.
Dünyada taşımacılık alanında 18 milyona yakın üyesi olan ITF'in açılış programından sonra ITF tüzüğü ile ilgili teklifler ve önergeler görüşüldü. ITF' in 2024 Marakeş Kongresinin "Dünyayı İleriye Taşıyoruz " başlığıyla ile ana gündemi; haklar, emniyet, sürdürebilirlik, eşitlik, sorumluluk, gelecek olarak altı gündem maddesi temeli üzerine kongre sürecek.
Konuşmacılar, mücadele hattını yükseltmek, çalışanların söz sahibi olacağı, eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış ve toplumsal cinsiyet konularına vurgu yaptılar.
DEMİRYOLUNA DEĞİL KARAYOLUNA AĞIRLIK VERİLİYOR
BTS adına kongreye katılan İsmail Özdemir ise sendikanın hazırladığı raporu sundu. Raporda, şunlar sıralandı:
“Tüm ulaşım modları karşılaştırıldığında denizyolu ve demiryollarının pek çok açıdan karayoluna kıyasla daha çok tercih edilebilir ulaşım modlarından olması gerektiği gerçeği önümüzde durmaktadır. Ancak buna rağmen bugün ne ülkemizde ne de dünya da bu tercihin yeterince yerine getirilmesini sağlayacak bir politik yaklaşımın gösterilmediğini hatta tam tersine karayolu taşımacılığına verilen ağırlığın artan bir hızla devam ettiğini söyleyebiliriz.
Son 6 yıllık dönemde TCDD’de ve TCDD Taşımacılık A.Ş.’ de 6 genel müdür değiştirilmiştir. Diğer kurumlarda da aynı durum söz konusudur. Bu durum kurumsal yapıların siyasetin müdahalesinde ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Ülkemiz iş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsüdür. Uluslararası anlaşmalar, konuyla ilgili kanun ve yönetmelikler olmasına karşın iyileştirici sonuç alınamamaktadır. Sermaye kesiminin belirlediği koşullar üzerinden süreç ilerlemektedir. Ulaşım planlaması ulaşım ağlarının birbiri ile entegrasyonu, erişilebilir, güvenli ve kamusal olması toplumsal ihtiyaçtır. Ulaşım ana planlarının oluşturulmasında sendikalar, akademik kadrolar, meslek odaları ile birlikte çalışılarak ulaşım ana planları oluşturularak projeler hayata geçirilmelidir.”
ÜLKEDE YAŞANANLAR DA ANLATILDI
Raporda Türkiye’deki siyasal sürece dair şu tespitler sıralandı:
“Ülkemizde Anayasal ve yasal haklar, hukuk geniş toplum kesimlerinin eşit faydalanabileceği nitelikten iktidar eliyle uzaklaşılmıştır. Siyasi nüfuzu ve sermaye gücü fazla olanlar keyfi uygulamalar haline dönüştürdüğü adalet sistemini antidemokratik bir yapı ile hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukukuna dönüştürmüştür.
Ülkemizde, farklı inanç, kültür, siyasi aidiyetler nedeniyle ayrımcı uygulamalar yaşanmaktadır. Bu sorunlar karşısında getirilen demokratik çözüm kulak tıkayan, baskı ve şiddet uygulayan otokratik / teokratik tek adam ve tek parti rejimi toplumsal bunalıma yol açmıştır. İktidar kendi anlayışı dışındaki tüm kesimlere baskı ve şiddet uygulamaktadır. Antidemokratik uygulamalar, baskılar, giderek artan şiddet sosyal cinayetler toplumsal trajedi yaratmış durumdadır.
Eğitim sistemi bilimsellikten uzaklaştırılmaktadır. Tek mezhepçi dini tarikat ve cemaatlerin referansı ile eğitim sistemi hayata geçirilmektedir. Ülkemiz coğrafyasındaki doğa, iç ve dış sermaye şirketlerinin yoğun talanı altında olup tahrip edilmektedir. Ormanlar yok edilmekte, tarım arazileri beton yığınlarına dönüştürülmekte, akarsular Hidroelekrtrik santrallerine akıtılmakta ve fabrika atıkları ile kirletilmektedir.”
BTS adına Kongre’ye şu üç önerge de sunuldu:
ITF’ in demiryolu hizmetlerinin tüm dünyada kamusal bir hizmet olarak verilmesi yönünde kampanya hayata geçirilmesini talep ederiz.
İklim değişikliği ile mücadelede ulaşım sektöründe gerekli olan stratejileri ve eylemleri ortaya konulması ve bunların uygulanması kapsamında duyarlılığı artırmak üzere bir kampanya çalışmanın yapılmasını talep ederiz.
Dünyada artan şiddet ve savaş politikalarına karşı kavgasız ve barış içerisinde bir toplumsal yaşam için sendikalar mücadele etmelidir.