Z kuşağı kavramını kullanalım ya da kullanmayalım genç kuşakların politikleşmesi için çok neden bulunuyor. Çünkü başta ABD, Batı kapitalizminin cazibesini yitirdiği, ideolojik hegemonyasının gerilediği bir dönemden geçiyoruz

Umudumuz Z Kuşağı
Bizim memlekette gençler hele bir sessizliklerini bozmaya görsünler; yetişkinler abartılı duygularla ya yeni bir kurtarıcı bulmanın heyecanına kapılır, ya da gençlerin şevkini kırmanın telaşına düşerler. “Takdir ile tekdir” kutuplarının birine savrulmaktan kendilerini alamazlar. Bir kesime göre zamane gençleri ön yargısız, dinamik, cevval, geleceğin güvencesi olacak ölçüde “harikadırlar”. Diğer kesime göre de bireyci, duyarsız, yüzeyseldirler. Zaten roman okumazlar, tarih bilincinden yoksundurlar, apolitiktirler, pekala “cahil” sayılırlar (Burada belli bir düzeyi tutturan iyi niyetli eleştirileri kastediyorum, Engin Ardıç gibileri değil. ). Her zamanki gibi gerçek ise aralarda bir yerde yer alır.

Aynı akıbet 1996 ila 2010 yılları arasında doğanları kapsayan Z kuşağının başına da geldi. Hatırlayalım önce başını Kore pop müziği; K-pop fanlarının çektiği gençler Trump’ın ilk mitingi için kitlesel biçimde “sahte” rezervasyonla etkinliğe aşırı bir ilgi bulunduğu yanılsaması yarattılar. Mahşeri kalabalık yerine az kişi sökün edince Trump’ı faka bastırmış oldular.

Hemen ardından Tayyip Erdoğan’ın Youtube üzerinden PR atağına “dislike” refleksi ile cevap vererek cumhurbaşkanını sosyal medyayı kapatma tehdidine varacak ölçüde zıvanadan çıkardılar.

Öncelikle şu noktayı vurgulamakta yarar var: Her iki örnek de, yeni gençlerin teknolojinin olanaklarını kullanarak kendi üsluplarınca politik bir eylemlerini temsil ediyor. Z kuşağı kavramını kullanalım ya da kullanmayalım genç kuşakların politikleşmesi için çok neden bulunuyor. Çünkü başta ABD, Batı kapitalizminin cazibesini yitirdiği, ideolojik hegemonyasının gerilediği bir dönemden geçiyoruz. Gelir ve servet uçurumları derinleşiyor, “Amerikan rüyasının” maddi temellerini oluşturan her kuşağın bir öncekinden daha iyi maddi koşullara sahip olacağı varsayımı çöküyor, gençler “öğrenci borçlarının” yükü altında eziliyor. Türkiye ekonomisinin özellikle 2013’den beri tökezlemesi, genç işsizliğin aşırı yüksek seyri, AKP ekosistemi dışında kalan mezunlara liyakat kapılarının kapanması Türkiye’de de benzer eğilimlerin yaşandığını gösteriyor.

ABD’de gençlerin yüzeysel de olsa sosyalizme ilgisinin arttığını tüm anketler ortaya koyuyor. Amerika’nın Demokratik Sosyalistleri web sitesi ve Jacobin dergisi etrafında Bernie Sanders’in Demokratik Parti başkan adaylığına destek veren, genç parlamenter Alexandria Ocasio-Cortez’in çalışmalarının kitle tabanını oluşturanların çoğunluğu da yine Z kuşağı mensubu.

Bu kuşağın küresel iklim değişikliği, hayvan hakları ve LBGT+ talepleri konularında önceki kuşaklardan daha duyarlı oldukları da biliniyor. Yeni gençlerin klavye başında bir “click” ile yetinen asosyal yaratıklar olduğunu varsaymak da haksızlık olur. Hatırlayalım Greta Thunberg’in adı İsveç Parlamentosu önünde “iklim değişikliği için okul grevi” pankartını açmasıyla duyuldu. Zamanla okul öğrencilerinin okul saatlerinde sınıfları terk edip küresel ısınmayı ve iklim değişikliğini önlemek için gösteriler yapması eylemleri yaygınlaştı, kitleselleşti. 2019 Eylül’ünde Gelecek İçin Küresel Hafta çağrısına çoğu genç 5 milyonun üzerinde kişi katıldı.

Yetişkinlerin büyük sorunların altından kalkamayacakları, kendi kaderlerini kendi ellerine almaları gerektiği duygusuyla hareket eden gençler bazen Greta Kuşağı olarak da anılıyor. İngiltere’de Yok Oluş İsyanı adıyla (XR olarak kısaltılıyor) şiddete başvurmayan sivil itaatsizlik eylemleriyle dikkati “iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı, toplumsal ve ekolojik çöküş” konularına çeken hareketin de, 13 Kasım 2018’de ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin makamını işgal ederek adını duyuran, başlıca talebi “yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş” olan Sunrise hareketinin de ana kitlesi gençler. Bilindiği gibi Amerika’da ekolojik aktivizmin eksenine zamanla Yeni Yeşil Anlaşma oturdu. Bu metin küresel iklim değişikliği yanında ekonomik ve sosyal talepleri de içeren bütünlüklü bir belge.

Elbette belli bir yaş dönemini simgeleyen kuşakların toplumsal sınıfların yerine ikame edilmesi, bir kuşağın taleplerinin sınıf mücadelesinin alternatifi addedilmesi doğru olmaz. Ancak bir dönemin ruh halini, eğilimlerini, değerlerini anlamak açısından genç kuşakların nabzını tutmanın önemi göz ardı edilemez. Zaten bugün bile 68 kuşağı denmesi bile hepimizde olumlu bir tını yaratmaya yeterli. 78 kuşağından söz edilince daha çok benim gibi o kuşağın temsilcileriyle sınırlı kalan bir kesimde iç kıpırtısı oluşuyor. Ne yazık ki, sonrasında iz bırakan kuşaklardan söz edemiyoruz.

Ancak, tek bir kuşağa mâl edilemeyecek Gezi İsyanı’nın en genç öznelerinin bugün Z kuşağının kıdemli mensupları olduğunu da akıldan çıkarmayalım. Z kuşağı bu anlamda erken olgunlaşma fırsatı yakalamış bir yaş kesiti sayılabilir. Açıkçası gelecek adına umutlu olmanın anahtarının Z kuşağının önümüzdeki döneme damga vurmasından geçtiğine inanıyorum…

PARTİLER LAFTA İYİ AMA…

Z Kuşağı ile ilgili birbiri ardına paylaşımlarda bulunan partiler gençlere söz hakkı verme ve onlara alan açma konusunda benzer tavırlardan uzak bir performansa sahip. 24 Haziran 2018’deki milletvekili genel seçimi sonuçlarına baktığımızda 18-29 yaş arasındaki milletvekillerinin sayısı 8 iken 40 ila 59 yaş arasındaki vekillerin toplam sayısı ise 218. Yani Z Kuşağı’na şirin görünmek için paylaşım yapan parlamentodaki partilerin tamamına yakını veriler de göz önünde bulundurulduğunda sınıfta kalmış görünüyor. Konuya dair verileri derlediği yazısında Servet Avcı Yeniçağ gazetesinde şunları yazmıştı:

600 kişilik liste üzerinde yaptığım çalışmanın sonuçlarına göre yeni seçilen milletvekillerinin partilere göre yaş ortalaması en düşük parti, yani parlamentodaki en genç ortalamaya sahip parti HDP...

HDP grubunun yaş ortalaması 47.3... Gençlik anlamında onu 47.8’le AKP takip ediyor... MHP’nin yaş ortalaması ise önceki döneme göre düşmüş ve 50.4 olmuş... CHP de 50,8’le arkasından geliyor... İYİ Parti ise diğer partilere yaş konusunda fark atıyor, 57,1 ortalamayla. Henüz 20’li yaşlarda olanlardan AKP 3 milletvekili parlamentoya taşırken, CHP ve HDP 1’er kişiyle temsil edilecek... Bu yaş grubundan MHP ve İYİ Parti’de hiç kimse bulunmuyor...