Şili’deki ‘No’ kampanyasının yaratıcısı Ferrada, deneyimlerini aktarmak için geldiği Türkiye’de BirGün’e önemli açıklamalarda bulundu

Umut her zaman var yeter ki iyi çalışalım

ERK ACARER - @eacarer
MELTEM YILMAZ - @meltemmmylmaz

Şili’de Pinochet’nin yenildiği ‘Hayır’ kampanyasının yaratıcısı Eugenio Garcia Ferrada, deneyimlerini paylaşmak için bir hafta boyunca Türkiye’de kalacak. CHP Gençlik Kolları tarafından İstanbul’da ağırlanacak Ferrada, “1988 yılında bizim yaşadığımız değişimi aktarmak için buradayım” derken, referandum sürecinde gençlerin önemine vurgu yapıyor.

Şili’de diktatör Agusto Pinochet’in 8 yıl daha iktidarda bulunması referandumla oylanmış, gençlerin sandıkta ona karşı bir tutum sergilemeleri belirleyici olmuştu. Halk oylamasından yüzde 55 oranında ‘Hayır’ çıkınca, Pinochet’in görev süresi 4 yıla inip faşizmin ömrü kısaldı!

Türkiye’ye ‘Hayır’lı bir destek veren Şili’deki ‘No’ kampanyasının yaratıcısı sorularımızı cevaplayınca, satır aralarında dönemin Şili’si ve bugünkü Türkiye arasında büyük benzerliklerin olduğu ortaya çıktı. Ferrada, röportajımızda önemli bir detaya da şu sözlerle dikkat çekti: “Biz dünyanın uzağında bir ülkeyiz, oysa siz dünyanın ortasındasınız. Türkiye uluslararası çapta çok önemli ve burada olanlar dünyaya yansıyarak etki yaratıyor. Bugün yaşananlar ve Türkiye’nin durumu dünya için çok önemli.”

umut-her-zaman-var-yeter-ki-iyi-calisalim-247448-1.

»‘No’ kampanyası öncesi ve devamında Şili’de toplum nasıldı?
Şili’de o dönem çok sert bir süreç vardı. Herkes düşüncesini söylemekten, fikrini aktarmaktan korkuyordu. ‘Hayır’ diyenler Augusto Pinochet ile devam etmek istemiyordu. Pek çok soru işareti vardı. Ancak yine de mutlu ve huzur içinde yaşayan bir ülkenin gerekliliğini anlatmalıydık. Kampanyaya başladığımızda, toplumda endişe ve korku hâkimdi. Kimileri Şili’nin bir savaşa sürüklendiğini düşünüyordu. Ekonomik problemler yaşanıyordu. Pinochet, korkuyu yayıyordu.

»Kampanyanızın ağırlıklı olarak gençleri hedef aldığını biliyoruz. Peki dili ve yöntemi nasıldı?
Politik olmayan bir şekilde ilerledi. Gençleri hedef alan kampanyada siyasal argümanlardan daha fazla duygusal bağlar kurma çabasından yol alındı. Ahlaki değerlerin önemi de vurgulandı. Gençlerin huzur içinde yaşayabilecekleri, yeni bir dünyayı ve kendilerini keşfetmelerine yardımcı olmayı amaçladık. Başta herkes ‘Hayır’ cephesinden sert bir çıkış bekliyordu. Pinochet’e karşı agresif bir kampanya yürütüleceği düşünülüyordu. Böyle olmayınca, kafasında soru işaretleri olanlar da yavaş yavaş ‘Hayır’ cephesine kaydı. Kampanyayı desteklemeye başladı. Pinochet ise negatif tutumunu sürdürdü.

»Gençlerle çalışmak daha mı kolay yoksa daha mı zor?
Daha kolay. Önyargıları daha kolay kırılıyor. Gerçeğe yakın pratikleri onlarla hayata geçirebilmek daha kolay. İkna olabilmeleri daha mümkün görünüyor.

»Öyleyse, başarı için gençlerin gerekliliğini gösteriyor…
Evet, Şili’de gençler ‘Hayır’ denmesinde büyük pay sahibi olmuşlardı. Geleceğimizi belirlemek zorundaydık. Geleceği şekillendirecek olan kişiler ise gençlerdir. Değişiklik için gereken enerji onlarda mevcuttur. Öncelikle onları fikir sahibi yapmak şart. Bir arada özgürce yanabilecek mutlu bir dünyanın var olduğunu anlatabilmeli.

»Şili’de iktidar ve muhalefetin propaganda kaynakları eşit miydi?
Elbette değildi. Televizyon kanallarına ve gazetelere baskı uygulanıyordu. Dahası bu mecralar hükümetin ve Pinochet’nin tekelindeydi. Referandumda ‘evet’ cephesine de hayır cephesine de görünüşte 15’er dakika süre tanınmıştı. Şüphesiz iktidar bu sürenin kat be kat üzerine çıkıyordu. 15 dakikayı 15yıl olarak düşündük. Bugünkü imkânlar geçmişten biraz daha farklı. Sosyal medyanın etkisini Mısır ve Tunus’ta gördük. Medyada eşit şartlar olmasa da şimdi bir şekilde üstesinden gelebilmek daha kolay.

»Peki, bu gibi süreçlerde motivasyon olarak korku mu yoksa umut mu daha baskın bir duygu?
Bence toplumlar her zaman için barıştan ve umuttan yana. Yalnızca bunun nasıl olabileceğine ikna etmek gerekiyor. Zira korku, yeni değerlere inanamamayı beraberinde getiriyor. Bakın, toplumların daha iyi bir gelecek için ihtiyaçları olan şey ilhamdır. Bu nedenle biz “hayır” savunucuları, onlara ihtiyaç duydukları ilhamı vermeliyiz.

»Türkiye ve Şili’nin referandum süreçlerini kıyasladığınızda farklılıkları nasıl görüyorsunuz?
Biz dünyanın uzağında bir ülkeyiz, oysa siz dünyanın ortasındasınız. Türkiye uluslararası çapta çok önemli ve burada olanlar dünyaya yansıyarak etki yaratıyor. Bugün yaşananlar ve Türkiye’nin durumu dünya için çok önemli.

umut-her-zaman-var-yeter-ki-iyi-calisalim-247449-1.

»Türkiye’deki ‘Hayır’cılar daha mı avantajlı demek istiyorsunuz?
Bugün bütün dünya sağa yöneliyor ve tüm dünyada gücü tek elde toplamaya eğilim var. Bu açıdan Türkiye’nin alacağı karar dünyayı da etkileyecek aslında.

»Kampanyanızı konu alan “No” filmini, Türkiye’deki bir dağıtıcı şirket gösterimden kaldırdı. Bunun nedeni nedir sizce?
Eğer biri bir şeyi yasaklıyorsa, ondan korktuğunu gösterir.

***

Diktatörlerin kolay yöntemleri var

»Diktatörlükler çok uzun süre sürdürülebilir mi, toplumlar nasıl oluyor da yeterli refleksi veremiyor?
Diktatörlüklerin pek çok yerde başarıyla sürdürüldüğünü görüyoruz. Diktatörlerin kolay yöntemleri var. Mutlaka kendilerine karşı çıkanlar oluyor. Gücü kaybetmemek için yaptıkları korkuyu bir sopa olarak kullanıyorlar. Söylemleri ve ilham aldıkları yerler basittir. “Ya ben ya kaos” deyip iktidarlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Biri onlara karşı çıkıyorsa, kaosu desteklemiş gibi gösteriliyor ve oyundan çıkması gerektiği algısı yaratılıyor.