Şili halkı yarın tarihsel bir oylama yapacak. Neoliberal zorbalığa son vereceğini ilan eden sol aday Boric ile faşist diktatör Pinochet dönemine geri dönmek isteyen sağ aday Kast arasında kıyasıya bir seçim yaşanacak.

Umut korkuyu mutlaka yenecek

Dış Haberler

Şili solu seçim zaferine hazırlanıyor. 21 Kasım'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalan sol ittifak Apruebo Dignidad (Onurunu Onayla) adayı Gabriel Boric ve aşırı sağcı Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Jose Antonio Kast yarın kıyasıya bir oylamada yarışacak.

Seçim anketleri, Boric'in az bir farkla önde olduğunu göstererek seçimin başa baş geçeceğinin işaretini verirken ülkede faşist Kast'a ve temsil ettiği sermaye sınıfına karşı muhalefetin gücünü artırdığını da ortaya koydu. 19 Aralık seçimlerine ülkenin birçok yerinde yaptığı mitingler ve seçim kampanyalarıyla hazırlanan sol aday Boric, neoliberal düzene karşı "Umut korkuyu yenecek" sloganıyla oy istedi. Kast ise seçmenlerden "Komünizm ve özgürlük arasında bir seçim" yapmasını isteyerek toplumsal muhalefeti hedef alan bir seçim kampanyası yürüttü.

Seçim atmosferinin sağcıların saldırgan söylemleriyle sert geçtiği ülkede, gelecek yıl başta anayasa referandumu ve ekonomi olmak üzere birçok başlıkta değişim yaşanması bekleniyor.

BORIC: İSTİKRAR ADALETLE SAĞLANIR

Sol aday Gabriel Boric son seçim mitingini 15 Aralık'ta Şili'nin Vina del Mar bölgesinde yaptı.

Boric, "süper zenginler"in vergilerini artırma, özel emeklilik sistemini kamuya devretme, sosyal haklar için reformları hayata geçirme, LGBTi+ ve yerli halkların haklarının korunmasını güçlendirme kararlılığını yineledi. Sağcıların "istikrarı sarsma" suçlamalarına da yanıt veren Boric, "İstikrar adaletle sağlanır. Daha çok adalet ve saygınlığa sahip olabilmemiz için derin bir dönüşümü desteklemeye çağırıyorum" diye konuştu. Konuşmasında, Kast'ı hedef alan Boric, "Kast'ın gösterileri gerçekten rahatsız edici. İnsan haklarına, kadınlara, yerli halklara, göçmenlere saldırıyor. Onun gibi birinin ülkeye gerçekten düzen getirebileceğine inanan var mı" diye sordu. Boric, konuşmasında "ruh sağlığı sorunları olan kimseyi yalnız bırakmayacaklarını" da ifade ederek "Güvensizlik özellikle en savunmasız olanları etkiliyor. Endişeler arttıkça ruh sağlığı etkileniyor ve bu sorunlar hayatımızın rutin bir parçası haline geliyor. Bunun önüne geçeceğiz" dedi.

Aynı tarihte Şili'nin lüks semti Las Condes'te miting yapan aşırı sağcı Kast ise konuşmasında faşist Pinochet'nin "ekonomik mirası"nı övdü, ülkeye girmek isteyen göçmenlere karşı "güvenlik bariyeri" kuracağını belirterek insan haklarını hedef aldı. Zenginlerden alınan vergilerin indirilmesi, devlete ait bakır şirketinin özelleştirilmesi, Kadın Bakanlığı'nın feshedilmesi gibi birçok neoliberal ve gerici uygulamaları hayata geçireceğini savunan Kast, konuşmasında Boric'i de "Boric'in kötü arkadaşları ve kötü fikirleri var. Yalanı teşvik ediyorlar. Şili asla Marksist ve komünist bir ülke olmayacak" sözleriyle hedef aldı.

umut-korkuyu-mutlaka-yenecek-956981-1.

UYUŞTURUCU YALANINA CANLI YAYINDA YANIT

Kast'ın seçim kampanyasında öne çıkardığı bir diğer propaganda ise "uyuşturucuyla mücadele" oldu. Sol aday Boric'i seçim konuşmalarında "uyuşturucuyla barışık olmak" ile itham eden Kast'a canlı yayın karşılaşmasında yanıt geldi. 13 Aralık'ta yapılan televizyon tartışmasına katılan iki aday, pandemi, sağlık, güvenlik, uyuşturucu, vergiler, emekli maaşları gibi bir dizi başlıkta soruları yanıtladı. Boric ise programda Kast'ın yalanlarına karşılık "uyuşturucu testi"nin sonuçlarını göstererek "Şüphelerinizi netleştirmek için size uyuşturucu testimin sonuçlarını bırakıyorum. Bu kadar yalan yeter" tepkisi verdi. Kast ise "Söylediklerim nedeniyle Gabriel tarafından hoş karşılanmadım" demekle yetindi. Programda, Pinochet dönemi ekonomisini savunmaya devam eden Kast, bunun "ülkenin ihtiyaç duyduğu tek servet modeli olduğunu" söylemesi üzerine Boric'ten "Bir refah devletine doğru ilerlemek istiyoruz. Sizin gerçekdışı fikirleriniz bizi endişelendirmiyor" tepkisi verdi. Boric, "Yumruğunu kaldıran değil diyalog kuran bir başkan olmak istiyorum" şeklinde sözlerine devam etti. Anket şirketleri, programın ardından yaptığı kamuoyu oylamasında Boric'in Kast'a göre "daha çok destek gördüğünü" açıkladı.

MUHALEFETTEN SOL ADAYA DESTEK GELDİ

Ülkede Kast'ın faşist politikaları muhalefetin Boric'e olan desteğini de artırdı. Şili eski Devlet Başkanı olan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet önceki gün yaptığı açıklamada, Boric'e oy vereceğini açıkladı. "Yakın tarihin en belirsiz seçimleri" diyen Bachelet, açıklamasında Şililileri "özgürlük, eşitlik, insan haklarını ve yeni bir anayasa fırsatını sağlayacak cumhurbaşkanı seçmeye" çağırdı. İlk tur seçimlerde yüzde 11,8 oy alan Hristiyan Demokrat Parti'nin adayı Yasna Provoste ile yüzde 7,6 oyla onu takip eden Marco Enriquez-Ominami de ikinci tur seçimlerde Boric'i destekleyeceklerini açıklamıştı. Eski öğrenci lideri 35 yaşındaki Boric, yarın yapılacak oylamada seçilmesi halinde ülkenin en genç devlet başkanı olacak.

ŞİLİ’Yİ BEKLEYEN REFERANDUM: YENİ ANAYASA İÇİN MÜCADELE

Şili halkı yarın yapacağı oylamada aynı zamanda 2022’de yapılacak Anayasa Referandumu’nun da seyrini belirleyecek. Geçen yıl referandumla anayasanın değiştirilmesi yönünde elde edilen kazanımın, faşist diktatör August Pinochet anayasasını savunan aşırı sağcı aday Jose Antonio Kast’ın seçilmesi halinde tehlikeye girmesi olası görülüyor.

Referandumla birçok kesimin katıldığı bir anayasa yazım komisyonunun oluşturulması ve taslak metnin önümüzdeki yıl referandumla oylanacak olması da ülkede siyasi tansiyonun seçimlerden sonra da yüksek olacağını gösteriyor. CNBC’den Sam Meredith imzalı haberde, ülkedeki anayasa tartışmaları değerlendirildi. Haberde, "Şili’de 19 Aralık’taki cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde seçmenler, tamamen farklı yollar çizmeyi vaat eden iki adaydan biri lehine oy kullanacak. Seçim sonuçları nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, ülkenin 1990’da demokrasiye dönmesinden bu yana en ani siyasi değişim beraberinde gelecek" değerlendirmesi yer aldı.

BORİC’İN ZAFERİ YENİ BİR ANAYASA İÇİN ŞART

Anayasa sürecinin önemine dikkat çekilen yazıda, "Şili’de milyonlarca kişi, yaşam standartlarının iyileştirilmesini ve Pinochet döneminden beri özelleştirilmiş sosyal hizmetlerin geri alınması için geçen yıl eşitsizlik karşıtı eylemlere katıldı. Protestolar, ülkenin anayasasının yeniden taslağının hazırlanmasına yardımcı oldu. Yeni taslağın onaylanıp onaylanmaması konusunda önümüzdeki yıl bir referandum yapılacak. Başkanın kim olacağı anayasa sürecini belirlemesi bakımından da önemli görülüyor" denildi.

Şili Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi profesörü Claudia Heiss de konuya ilişkin "Her ikisi de çok zor zamanlar geçirecek. Kim kazanırsa kazansın çok zarar görmüş bir ekonominin düzeltilmesi gibi tatsız bir görev alacak. Ancak Boric’in zaferi yeni bir anayasaya geçişi kolaylaştıracak" görüşünü paylaştı. Stratejik danışmanlık şirketi Verisk Maplecroft’un kıdemli Amerika analisti Mariano Machado da "Her iki aday da anayasa tartışmasında lider bir rol üstlendi. Boric’in Pinochet anayasasını değiştirilmesi için referandumda ‘evet’ isteyeceği Kast’ın ise "hayır" kampanyası yürüteceği açık. Her olasılık ülkenin siyasi sisteminde alt üstlerin olacağını gösteriyor" yorumunda bulundu.