Yetersiz, bilgisiz, etik değerden yoksun ama kendilerinde büyük güç gören kişilerin, karar alma mekanizmasında TEK olarak yer alması, “Demokrasinin yozlaşmasına” neden olmaktadır.

Siyasetteki çıkar ilişkisi nedeniyle, yönetimdeki nitelikli insanların ve liyakatli bürokrasinin görevden uzaklaştırılması, dar bir çevrenin politik karar alma sürecine hâkim olmasını sağlar!

Bu durum öncelikle demokrasiyi yozlaştırır!

***

Demokrasinin bozulmaya başladığı ve siyasal yönetimin arsızlığa dönüştüğü aşamada, adaletin hızlıca yok olduğu görülür!

Bu gidişat halkın, hak ve özgürlüklerinin askıya alındığı, hukuksuzluğun ayyuka çıktığı, işsizlik ve açlıkla karşı karşıya bırakıldığı ve sonunda can ve mal güvenliğinin yok edildiği vahim bir dönemin başlangıcıdır!

Toplum “çaresiz yalnızlığa" itilir!

Çünkü muhalefet zayıftır ve iktidarın kontrolü altına girmiştir!

Siyasal koruma altından çıkan ve talepleri karşılanmayan halk, demokrasi beklentisinden vazgeçer…

Halkın hak ve özgürlüklerinden vazgeçmesi iktidarı küstah ve arsız yapar!

***

Bu nedenle yurttaşlar;

Bağımsız ve tarafsız bir yargı olmadan, hak ve özgürlükler genişletilmeden, farklılıklar nedeniyle inkârcı politikalardan vaz geçilmeden iç barışın kurulmasının mümkün olmadığını iktidara anlatmalıdır!

Hak, hukuk ve adaleti sonuna kadar savunmakta kararlı olunduğu açıklanmalıdır! Küstah ve arsız bir yönetim sürdürmeye çalışan AKP iktidarına, demokrasiden vazgeçmediğini belli etmeli ve iktidar döneminin bittiğini söylemelidir!

***

Örneğin; Covid19 salgını sıralamasında Türkiye dünyada üçüncü!

Halk, sosyal devlet korumasında da değil!

Çünkü TCMB rezervi ekside!”

Haklı olarak yurttaş soruyor!

1 2 8 M İ L Y A R D O L A R N E R E D E ?

Cevabın net olarak açıklanmasını da bekliyor!

***

Son 2 yılda yaklaşık, 2 milyon kişi daha işini kaybetti, 12 milyon kişi işsiz kaldı!

2013’te 951 milyar $ olan GSYH, 2020'de 717 milyar $'a geriledi.

7 yılda Türkiye, 234 milyar $ daha fakirleşti!

MB'nin rezervi eksi 45 milyar $ oldu! Yani kasa boş!

Dış borç, kur, faiz ve enflasyon uçtu!

Ekonomik çöküşün sorumlusu olan AKP’nin iktidarda kalma çabasını yurttaşlar ısrarla sorgulamalı!

***

Covid19 müthiş bir atak yaptı!

Pandemi 1 yıl önce AKP’nin müsaade ettiği Umre dönüşü Türkiye’ye bulaştı.

Ayasofya Camisi açılışında 2. Atağını yaptı!

En son ve vahim atak, AKP kongreleriyle oldu!

Tarih 5.02.2021 AKP, Rize'de lebaleb kongre yaptı. Günlük vaka sayısı: 7.945 oldu!

Tarih 24.03.2021 AKP, 81 ilden insan taşıyarak Ankara'da yapılan lebaleb büyük kongre sonrası günlük vaka sayısı: 29.762 ulaştı!

Şimdi ise günlük vaka sayısı: 60 binlerde…

Bu tabloyu yaratan, halkın hayatını hiçe sayan AKP'nin bir açıklaması olmalı!

***

Yoksulluğun vardığı nokta ise:

Domates taneyle satılıyor, halka patates ve soğan dağıtılıyor.

Yani AKP; halkı domates gibi eziyor, patates gibi soyuyor, soğan gibi ağlatıyor!..

***

Kadim dostum Eskişehir eski İl başkanı İbrahim Aslan “Nisan 1987'de” İkibine Doğru” dergisindeki makalemi göndermiş!

“Yıllar geçiyor, sağ siyasette aktörler değişiyor ama yaşadıklarımız değişmiyor.”

1987’de; Türkiye bugünkü iktidarla iyiye gidiyor diyemeyiz… Kendine özgü çağdaş bir uygarlığı yaratıyor diyemeyiz… Evrensel değerlere katkıda bulunuyor da diyemeyiz… Zor günler yaşıyoruz… Ama insan tükenmez! Bu nedenle UMUTSUZ olamayız!” demişim!

Bugün daha gerideyiz! Anayasal hukuk devleti olmaktan çıktık!

Daha büyük baskı altındayız! Hak ve özgülükler kayboldu!

Ama tükenmedik! Umutlarımız da tükenmemeli!