Yerli heavy metalin efsanelerinden Pentagram’ın yeni albümü Makina Elektrika dinleyicilerle buluştu. Pentagram üyeleri, 35 yıl önceki itirazlarının geçerli olduğunu ama umutlarını koruduklarını söylüyor.

Umutla devam
Fotoğraf: Fethi Karaduman

Erkin Can SEYHAN

Türkiye’nin öncü heavy metal gruplarından Pentagram, 30’uncu yılında yayımladığı Akustik albümünün ardından 35’inci yılında da yeni bestelerden oluşan stüdyo albümü Makina Elektrika’yı dinleyicilerle buluşturdu. Albüm, içerdiği thrash metal parçaları ve kapak görseli ile Pentagram’ın 35 yıllık hazinesinden çeşitli dokular taşıyor. Pentagram’ın Sony Müzik’ten çıkan ve dijital platformların yanı sıra CD ve plak olarak da dinleyiciyle buluşmaya hazırlanan yeni albümü Makina Elektrika’yı grup üyelerinden Hakan Utangaç, Cenk Ünnü, Tarkan Gözübüyük ve Ogün Sanlısoy ile konuştuk.

10 yıllık bir aradan sonra yeni bestelerle gelen ilk albüm olan Makina Elektrika, tarz olarak Pentagram’ın çeşitli dönemlerine temas ediyor. Bu 2022’nin değil, 35 yılın Pentagram’ının bir yansıması gibi ve yeni bestelerden oluşan albümler özelinde Pentagram için bir ilk. Albümün bu özelliğini sizler nasıl tarif ediyorsunuz?

Hakan Utangaç: 2014’te konser albümü, 2017 Akustik albümünü ve 2022’de de Akustik Konser albümünü çıkarttık. 10 yıldır bir şey yapmamışız gibi anlaşılmasın diye bir hatırlatma yapmak istedim. Çeşitli dönemlerde birlikte çalıştığımız dostlarımızla bu kararı almamızın nedenlerinden biri Akustik albümüdür. 2017’de çıktı ve peşi sıra aynı ekiple birçok konser gerçekleştirdik. Bütün konserler manevi olarak hepimize çok iyi geldi ve iyi hissettirdi, böyle geçince de bu maceranın devam etmesini istedik.

Tarkan Gözübüyük: Herkesin arşivinde birikmiş fikirler vardı. Söz ve düzenleme açısından bitmeye en yakın olanlara öncelik verdik. Şarkılar bu şekilde sıralandı.

Pentagram, bu albümde Ozan Tügen’in de katkılarıyla birlikte dokuz kişilik bir grup. Türkiye’de de dünyada da bir metal grubu için nadir bir durum olmakla birlikte dinleyicilerin birçoğu bundan memnun görünüyor. Böylesine kolektif bir ekip olarak çalışmak albümün üretim ve kayıt sürecine nasıl yansıdı?

Hakan Utangaç: Bunu gençken yapsaydık kesin iki kişi daha bulur futbol takımı kurabilirdik. Sevgili Ozan Tügen müthiş bir insan, onu herkes alır. Kalabalık bir kadroda beğenilerin ortak bir noktada buluşması bir hayli zor, kolay yakalanan bir durum değil. İyi değerlendirdiğimizi düşünüyorum. Tabii albüme tam başladığımız sırada salgının başlaması biraz gecikmelere sebep oldu.

Cenk Ünnü: 35 yıllık serüvende, her yeni albümün hazırlanma aşamasını etkileyen yaşanmışlıklar, dönemin gündemi ve karşılaştığımız zorluklarla birlikte kadrodaki her yeni elemanın etkili olduğunu söyleyebilirim.

Tarkan Gözübüyük: Akustik konserlerde Ogün, Murat ve Gökalp; aralarında özel bir bağ kurdular. Birbirlerine karşı saygı ve içtenlikleri bütün ekibe yansıdı. Demir ve Metin’in kanatlarıyla kendimizi Barselona gibi hissettik. Ozan da kaptan Puyol.

Açıkçası yayımlanan üç single çalışmasında, kapaklarda kullanılan logo ve şarkıların tarzlarını göz önünde bulundurunca albümün geri kalanının thrash metal ağırlıklı 'yıkıcı' şarkılardan oluşması bir sürprizdi. Bu bir anlamda dinleyicileri ‘ters köşe’ etti ve sözkonusu sert parçalar büyük beğeni görüyor. Bu özellikle tasarladığınız bir süreç miydi yoksa single çalışmalarından sonra karşılaştığınız geri dönüşlerin albümün geri kalanında bir etkisi oldu mu?

Cenk Ünnü: Tüm albümü 35 yılı özetleyen bir bütün olarak düşünmek gerek. İlk 3 single yayımlandığında bir parça hariç ben davul kayıtlarını bitirmiştim ve bazı podcast yayınlarında albüm hakkında ipuçları da vermiştim pandemi sürecinde…

Hakan Utangaç: Genelde bir albüme başlarken 8, 9 ya da daha fazla şarkı bellidir, bir tekli çıkarıp ya da 2 tekli çıkarıp "Daha sonra diğerlerini düşüneceğiz" diyemezsiniz. Belli olur şarkılar. Albüm olarak çıksaydı tek seferde sanki daha etkili olurdu, tekli olayları alıştığımız bir düzen değil.

umutla-devam-1068347-1.

***

İTİRAZIMIZ BAKİ AMA UMUT VAR

Yeni albümünüzdeki Damn The War, günümüzdeki savaş gerçeğini de göz önünde bulundurduğumuzda Trail Blazer’daki No One Wins The Fight’ı geçerli kılıyor. 30 yıl önce söylediğiniz sözlerin geçerliliğini bugün kendi albümünüzde doğrulamanızı nasıl tarif ediyorsunuz?

Ogün Sanlısoy: Maalesef durum böyle. Hâlâ savaşlar devam ediyor ve insanlık barışçıl yöntemlerle sorunları çözmeyi beceremiyor veya tercih etmiyor. 90’lı yıllarda bu şarkıları yaparken umudumuz vardı ve hâlâ var. Bizim üst jenerasyon bunu hayata geçiremedi, bizler de pek başarılı olamadık ama bizden sonraki yeni nesil umarım bunu başarır. Umarım ki, 30 yıl sonra hayatta kalırsak eğer, tüm bu sorunlar çözülmüş olsun. Çözülmediyse eğer, kimse hayatta kalmaz zaten.

Hakan Utangaç: Neler yaşandı son 35 yıldır. Hiçbir zaman durmadı ki savaşlar. Küçük ya da büyük fark etmiyor. Bir müzikle bundan hemen kurtulabilsek keşke; ancak önemli olan genç dimağlara bunun iyi bir şey olmadığını anlatmanın iyi bir yoludur müzik. Tohumları atıyoruz ama hasat zamanına daha çok var.

Cenk Ünnü: Gezegende adaletsizliklerin olduğu, para ve iktidar hırsının bitmeyip, savaştan nemalananların kazandığı dönemler devam ettikçe savaş karşıtı parçalar gündemde hep yer alacaktır.

Bu Düzen Yıkılsın’daki isyanınızın halkla buluşabileceği en önemli alanlar olan festivaller yasaklanmaya devam ediyor. 35 yıldır bu çarpıklıkları eleştiren şarkılar üreten sanatçılar olarak Türkiye’nin durumunu ve geleceğini nasıl görüyorsunuz? Umut var mı, bu düzen yıkılacak mı?

Hakan Utangaç: Sanırım 20’nci yüzyılın sonlarına doğru tarihimizde yer alan başbakanların gelişlerini ve gidişlerini görmüş bir vatandaş olarak söyleyebileceğim tek şey şu olur: Biri gider, diğeri gelir. Umut her zaman var.

Cenk Ünnü: Ben olsam seçimlerin bu kadar yakın olduğu bir dönemde festivalleri yasaklayarak genç neslin özgürlükleri üzerinde rol oynamazdım.

Tarkan Gözübüyük: Sahne sanatları alanında çalışanlar salgında çok zarar gördü. Ardından ekonomik kriz geldi. Bu kesim hâlâ siyasal olarak hedef alınıyor, girişimler engelleniyor. Amaç, ekonomik gidişatı unutturmak için yapay gündem yaratıp vatandaşı birbirine düşürmek. Aslında herkesin ortak sorunu, ay sonunda iki yakanın bir araya gelmemesi. Anadolu’nun, Doğu ve Batı kültürlerine birlikte kucak açabilecek özgün bir tarihi ve coğrafyası var. İnsanlar er ya da geç bu imkânın değerini görüp çekişmeleri aşacaktır.

BERKAY VE OĞUR ALBÜMÜ ONURLANDIRDI

Albümde Cahit Berkay ve Erkan Oğur’un konuk sanatçılar olarak yer alması hoş sürprizler olarak dikkat çekti. İki duayenle birlikte kayıt süreci yaşamanın özel tarafları nelerdi?

Hakan Utangaç: Müzik geçmişle konuşmanın bir yoludur ve bir dönemi, bir zaman aralığını temsil eder. Bizim çocukluğumuz ve gençliğimiz 12 Eylül dönemi öncesi ve sonrasına denk geliyor. Çocukluktan genç olmaya doğru gördüğümüz ve yaşadığımız ortamı biliyorsunuz. Abiler ve ablalar yok oldu etrafımızdan. Bizden önceki kuşakla çok ilişkimiz olamadı. Müzikle ilgili olarak danışacağımız ya da bilgi alacağımız tecrübeli genç insanları tanıyamadık. Onlar da sürgün yaşadılar yıllarca. Bu bağlamda iki usta müzisyen ile bu kayıtta buluşmanın bizim için çok önemli bir yeri var.

Ogün Sanlısoy: Cahit Berkay ve Erkan Oğur abilerimizin birer şarkıda bizimle birlikte olmaları, onları yıllardır hayranlıkla takip eden bizler için büyük bir onur. Tekrar teşekkür ederiz.

Tarkan Gözübüyük: Damn The War’un demosunda melodiyi çalan enstrüman sitar idi. Cenk’in önerisiyle Moğollar’ın menajeri Serkan Fidan’ı arayıp Cahit abiyi davet ettik. Sağ olsun kırmayıp Babajim stüdyolarında misafirimiz oldu. Tarihi yaylı tamburuyla yaptığımız kayıt bizim için unutulmaz. Erkan hocayla bağlantımız Togay Şenalp sayesinde kuruldu. Togay’ın tasarlayıp imal ettiği ‘yarı perdesiz gitar’ üzerine sohbetimiz bu zamansız kayda ön ayak oldu. Erkan abi Muğla’da olduğu için ne yazık ki bir araya gelemedik. Kayıt İskender Paydaş’ın Bodrum’daki stüdyosunda yapıldı. Yolunuza ışık olan ustaların onayı ve katkısı değer biçilemez.

Gelecek planlarınız neler?

Hakan Utangaç: (Gülerek) Yaşamak.

Tarkan Gözübüyük: Yeni albümü sağ salim hazırlayıp sunmuş olabilmek bizim için çok önemli. Buna destek olan yakın çevremiz, Sony Müzik çalışanları ve şarkılara kulak veren herkese sonsuz sevgiler.

Ogün Sanlısoy: Şimdi konserler zamanı, yeni albümün şarkılarını da söyleyeceğimiz konserleri bekliyoruz heyecanla.