Geçen hafta TÜİK verilerinin bile örtmeyi başaramadığı yoksulluğu manşetlere taşımıştık. Açıklanacak ekonomik veriler düşünüldüğünde benzer bir tabloya hazırlandığımızı söyleyebiliriz. Ama burası Türkiye ve her zaman manşeti yıkmaya hazır olmanız gerekiyor. Öyle de oldu. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Yargıtay’ın verdiği onama kararı siyasetin seyrini de değiştirdi. Bir hafta önce İBB Başkanı İmamoğlu’nun Karadeniz gezisinin seçimleri nasıl etkileyeceğini konuşanlar, bugün itibariyle Erdoğan’ın koltuğu bırakmamak için daha neler yapabileceğini merak ediyor.


HAFTANIN MANŞETİ

Kaftancıoğlu kararının açıklandığı gün çalıştığımız manşet haberi değiştirdik. Yeni manşetimiz “İktidar sandığı adliyeye kurdu” oldu. Bu manşet neredeyse tüm haber kanallarında ve sosyal medyada mecralarında uzun uzun tartışıldı. Çizdiği çerçeve bir anlamda meselenin asıl olarak nereden tutulmasına yardımcı oldu.

umutla-inancla-askla-daha-iyisi-icin-devam-1015926-1.



Bizim değerlendirmemize göre Kaftancıoğlu kararı ne ilk ne de son olacak. Kadın haklarını savunan derneklerin kapatılma girişiminden HDP’ye uzanan süreç, Gezi ve Kaftancıoğlu ile davam ediyor. Bundan sonra da “yargı” AKP iktidarının en önemli sopası olacak gibi duruyor. Erdoğan’ın Türk Devletleri Teşkilatı Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar Toplantısı'nda sarf ettiği “dijital faşizm” sözü, sıranın nereye geldiğini de işaret ediyor.

Bu sürecin önüne geçebilecek tek yolunu da hemen ertesi gün akademisyenlerle, siyasi parti temsilcileri ve sendikacılarla yaptığımız görüşmeler sonrası ortaya çıkan manşet haberle ifade etmeye çalıştık. Toplumun yaşadığı asıl sorunlara yanıt arayan, baskılara karşı meydan okuyan örgütlü bir halk direnişi seçim öncesi, seçim anı ve sonrasında muhalefetin sırtını dayayabileceği tek güç olarak orta yerde duruyor. AKP’nin giderek zayıfladığı, toplumsal meşruiyetini yitirdiği, rıza üretmediği bir noktada yapılacak tek hamlenin de bu olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda muhalefet cephesinden iki hamle geldi. Bunların ilki SOL Parti’nin Amasya’da gerçekleştirdiği, değerli sanatçı Sabahat Akkiraz’ın katıldığı halk buluşması. Gerici, milliyetçi iklimi kente hâkim kılmaya çalışanlara inat binlerce kişi buluşmaya koştu ve hava döndü. İkincisi ise hiç kuşku yok ki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun karanlık şirket SADAT’ın kapısına dayanmasıydı.

umutla-inancla-askla-daha-iyisi-icin-devam-1015927-1.



Kemal Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu kararının hemen ertesinde SADAT’ın kapasına dayanarak iktidara “ne yapmak istediğini görüyorum, ama buna izin vermeyeceğim” mesajını verdi. Sadece seçim anında değil, bugünden başlayarak tüm örgütü teyakkuza geçirdi. Muhabirimiz İsmail Arı’nın SADAT’la ilgili yaptığı haber de şirketin bir ahtapot gibi devleti sardığını göstermesi açısından çok önemliydi.

AKP NEDİR, AKP’Lİ KİMDİR?

Her hafta en az 5 haberimiz AKP’lilerin yaptığı yolsuzluk, usulsüzlük haberleriyle ilgili oluyor. O kadar yüzsüzleştiler, o kadar aymaz hale geldiler ki, artık çok aramaya da gerek kalmadı çünkü aleni yapıyorlar. Bu haftanın şampiyonu Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy oldu. Muhabir arkadaşımız Bilal Çelik, “bu kadar da olmaz” dedirten bir habere imza attı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bakan Ersoy’un ana hissedarı ve yöneticisi olduğu şirketin Türkbükü’nde yapacağı 5 yıldızlı tatil köyü projesine ilişkin bir karar vermişti. Yani Bakanlık, Bakan’ın şirketinin projesine imza atmıştı. Haftanın çok tartışılan ve AKP’nin yüzünü ortaya koyan başarılı haberlerden biriydi.

Her gün daha iyi bir gazete için uğraşmaya, güzel olan her şeyi haberlerimizle desteklemeye, kötünün karşısına dikilmeye devam edeceğiz.