Umutsuzluk faşizmi besliyor
İngiltere’de faşist ayaklanmalar, ülkenin en yoksul 10 bölgesinin 7’sinde patlak verdi. Solun, aşırı sağ için verimli bir zemin yaratan umutsuzlukla mücadele etmek için eşitlikçi bir ekonomik yenilenme programına ihtiyacı var.
Declan MULHOLLAND
Geçen haftaki aşırı sağcı isyanlar, ülke genelindeki topluluklarda kaos yarattı; belki de en dikkat çekici olarak Kuzeydoğu’nun bazı bölgelerinde. Olayların yaşandığı yerlerin örgüsü başta rastgele görünse de, ülkenin en yoksul bölgelerinden bazılarını ele geçirerek ırkçı bir gündem yürütmek için bilinçli bir çaba gösterildiği kısa sürede anlaşıldı.
Middlesbrough, Hartlepool ve Darlington gibi kasabalar, on yılı aşkın bir süredir Muhafazakâr Parti yönetimi altında sistematik olarak terk edildi.
Bu süreç sanayisizleşmeyle başlamış olabilir, ancak birçok sosyal kurumun çöküşüyle ve daha yakın zamanda yerel yönetimlere yapılan derin kesintilerle devam etti. Aradaki boşluğu dolduracak yatırımlar ya da düzgün iş imkânları yok denecek kadar az. Birçok insan, özellikle de gençler için, bu durum umut eksikliği ve gelecekten yoksun olma anlamına geliyor. Joseph Rowntree Vakfı tarafından yapılan ve Çalışma ve Emeklilik Bakanlığı’nın yayımladığı rakamları kullanan bir rapor, Middlesbrough’daki çocukların yüzde 41’inin yoksulluk içinde yaşadığını ortaya koydu. Ülkenin en yoksul 10 bölgesinden 7’sinde aşırı sağ isyanların meydana gelmesi pek de şaşırtıcı olmamalı.
Yükselen aşırı sağın inşa edildiği zemin burası. Sokaklardaki isyanlar şu anda yatışmış görünebilir, ancak bu isyanları yaratan koşullar devam ediyor.
SINIF SİYASETİ
Sosyalistler bu anlarda ‘‘sınıf birliği’’ ihtiyacından bahsettiğinde, bu genellikle kutsal bir metinden pasaj okuyor gibi ya da yerel gerçeklerden kopuk bir talep gibi görünüyor. Ancak bu gerçeklerden daha uzak olamazdı. Sınıf siyaseti, faşizmin bu son tekrarının yenilmesinin tek yoludur.
Halkımıza daha iyi ve anlamlı bir yaşam vaat eden bir topluluk vizyonu sunmalıyız. Bu, düşük ücretler ve yoksullukla, bozulmuş kamu hizmetleri ve boşalmış ana caddelerle mücadele etmek anlamına gelir. Toplumsal dokumuzu parçalayan kâr hırsıyla hareket edenleri açığa çıkarmak ve o dokuyu bir araya getirenleri güçlendirmek anlamına gelir. Birçok topluluğumuzda, ırkçılık umutsuzluğun karanlığında ve neminde büyüyor.
İsyanların ardından yapılan karşı gösteriler ilham vericiydi ama aynı zamanda sınırlıydı. En büyük kalabalıklar kozmopolit kentsel alanlarda toplandı, faşistler tarafından hedef alınan, nispeten az çeşitliliğe sahip topluluklarda değil. Daha büyük şehirlerin dışındaki, düşük gelirli, ağırlıklı olarak beyaz işçi sınıfı topluluklarında, ırkçı şiddet dalgasına yol açan siyaset muhtemelen büyümeye devam edecek; ta ki bu anlatı, bu toplulukların ilişki kurabileceği terimlerle deşifre edilene kadar.
Eğer bu toplulukların karşı karşıya kaldığı gerçek sorunları çözebilecek bir program sunmadan aşırı sağla savaşmaya çalışırsak, başarısız olacağız. Düşmanlarımız, halkın öfkesini yerlici bir tepkiye dönüştürmede başarı elde etmeye devam edecek. Sadece ilerici fikirleri hâlihazırda benimsemiş olanları üniversite şehirlerinde toplayarak aşırı sağla savaşmaya çalışırsak, yine başarısız olacağız. Ve bu süreçte, ırkçılıkla mücadeleyi, işçi sınıfını birleştirecek herhangi bir başarılı hareketin temel taşı olmaktan çıkarıp, aydınlanmış bir seçkin grubun davası haline getireceğiz.
GERÇEK SORUNLAR
Kuzeydoğu’daki birçok işçi sınıfı topluluğu endüstrilerini kaybettiği dönemde, sendika hareketi aracılığıyla gerçekleşen sınıf siyasetini de kaybetti. Sınıf siyasetinin ve işçi sınıfı dayanışmasının yokluğu bir boşluk bıraktı. Biz, komşularımızın geçmişlerine bakmaksızın, yoksulluk yaratan ücretler, hizmet kesintileri ve hayat pahalılığını artıran kâr hırsıyla hareket eden şirketlerle mücadelede ortak çıkarları olduğunu savunurken, işçi sınıfındaki insanların dünya görüşü çevrimiçi şekilleniyor – çoğunlukla Elon Musk gibi sendika karşıtı milyarderler tarafından.
Bu provokatörlerle mücadele edecek geniş bir hareket inşa etme konusunda ciddiysek, sınıfımızın ortak sebeplerine odaklanmalıyız. Bu, yenilenme için bir program anlamına gelir: düşük ücret ve güvensizliğin yerine iyi, sendikalı işler; yaşadığımız yerlere sahiplik hissi kazandırabilecek sosyal kurumların yeniden inşası; toplulukları servet inşası yoluyla güçlendiren aktif bir yerel yönetim; özellikle çocuklar arasında yoksulluğun kesin olarak reddedilmesi, ücretsiz okul yemekleri ve iki çocuk sınırının kaldırılması gibi politikalar; genç insanlarımıza ileriye dönük yollar sunacak uygun şekilde finanse edilen bir çıraklık programı ve gençlik hizmetleri; ve yoksul bölgelere yatırım yapma taahhüdü — vaat edilen ve ardından gerçekleştirilmeyen birçok önceki taahhüt gibi.
Eğer insanları ırkçı nefretle bölünmelerine izin vermek yerine, bu amaçlar etrafında birleştirecek bir hareket inşa edecek kadar cesur olursak, faşist dalgayı durdurma şansımız olur. Aşırı sağ, yıkım yaratmanın ötesine geçmeyi başaramadı; işçi sınıfı için koşulları gerçekten iyileştirebilecek bir değişim gündemleri yok. Bizim yanımızda umut var. Şimdi onun üzerine inşa etmeliyiz.
Kaynak: Tribunemag
Çeviren: Umut Can FIRTINA