Eğitim uzmanı Salim Ünsal, üniversite tercihleri sırasında adayların yaptığı 7 hatayı sıraladı. Ünsal, bu yıl başarı sıralarının yükseleceğini savundu • İlgi ve yeteneğin göz ardı edilmesi: Puanım heba olmasın diyerek ilgi duymadıkları bölüme yerleşiyorlar. Sonuçta mezun olan 100 öğrenciden 30’u tekrar üniversite sınavına giriyor. Bu öğrencinin, ilgi yetenek ve beklentilerini göz ardı ettiğini gösteriyor. • […]

Üniversite tercihinde bu 7 hataya düşmeyin

Eğitim uzmanı Salim Ünsal, üniversite tercihleri sırasında adayların yaptığı 7 hatayı sıraladı. Ünsal, bu yıl başarı sıralarının yükseleceğini savundu

• İlgi ve yeteneğin göz ardı edilmesi: Puanım heba olmasın diyerek ilgi duymadıkları bölüme yerleşiyorlar. Sonuçta mezun olan 100 öğrenciden 30’u tekrar üniversite sınavına giriyor. Bu öğrencinin, ilgi yetenek ve beklentilerini göz ardı ettiğini gösteriyor.

• Tüm tercihlerin aynı özenle yapılmaması: Adaylar genellikle ilk tercihlerini çok dikkatli yapıyorlar ama sonraki tercihlerini aynı özeni göstermiyorlar. Halbuki 1’inci tercih ne kadar önemliyse 24’üncü tercih de o kadar önemli. İstenmeyen bölüm asla listeye alınmamalı. Kazandığı takdirde keşke burayı yazmasaydım demeyecek bölümler seçilmeli.

• Sıralamanın altındaki tercihlerin önemsenmemesi: Öğrenciler kendi sıralamalarının altındaki tercihleri çok önemsemiyor. Yukarı sıralardan tercih yapma eğilimi daha fazla. Öğrenciler kılavuzu kullanarak ve geniş bir yelpazeden tercih yapmalı. Bazen bu yelpaze öğrencinin sıralamasının üstünde de yoğunlaşabiliyor altında da. Tercihleri kendi sıralamasının altında yoğunlaşan öğrenciler daha başarılı oluyor. Kazanmayı riske atmadıkları için. ÖSYM yirmi dört tane tercih hakkı veriyor. Öğrenci bunların ne kadarını kullanırsa o kadar iyi. Az tercih değil de verilen hak kadar tercih yapılmasını öneriyorum.

• Başarı sıralarının değişebileceğini düşünmemek: Şu an üniversitelerin taban puanları sıfır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin de Boğaziçi Üniversitesi’nin de. Taban puanlar ve sıralamaları o okula gireceği sıralama olarak algılıyor öğrenci. “40 bininci oldum. Kırk binle kapatmış bir bölüme yerleşebilirim” düşüncesi yanlış. “41 bininci oldum o bölüme yerleşemem” algısı da yanlış. Oluşan puan ve sıralamaların değişebileceği göz önünde bulundurulmalı.

• Ailelerin çocuklar yerine karar vermesi: Son zamanlarda bu problemle daha çok karşı karşıya kalıyoruz. Anne baba kendi olmak istediği ama başaramadığı meslekleri çocukları yapsın istiyor. Çocuğun ilgi ve yetenekleri göz ardı ediliyor. Ebeveynler objektif değil, sübjektif değer yargıları ile hareket ediyor. Çocukların her alanda başarılı olması mümkün değil.

• Seçilen bölümün adresine dikkat etmemek: Fakültelerin ilçe veya kasabalarda olmasına dikkat etmeden tercih yapılıyor. Bu özellikle büyük şehirden gelen öğrenciler için daha büyük sorunlara yol açıyor.

• Mesleklere karşı önyargılı olmak: Matematik, fizik, kimya okumam gibi düşünceler var. Tıp ve hukuk gibi bölümlerde ısrarcı olunabiliyor. Sınava hazırlanıyor ama mesleklere dair bilgi edinmiyorlar. Dolayısıyla mesleğe dair önyargı taşıyorlar. Trend mesleklere de bir yöneliş var. Bu doğru değil. İki yıllık bölümlere de daha fazla önyargıyla yaklaşılıyor. Ancak kimi iki yıllık bölümler dört yıllık bölümlerden daha fazla iş olanağına sahip.

***

Başarı sıraları yükselebilir

Artık bölümlerin puanları ve sıralamaları standartlaştığı için çok bariz oynamalar olmuyor. Geçen yıl yeni sistemle ilk kez tercih yapılmıştı. Adayların elinde referans yoktu. Bu yıl öğrencilerin ayakları yere basan daha sağlam tercihler yapması gerekiyor. Bu da başarı sırasının yükselmesine yol açacak. Puanların ve sıralamaların aynı kalacağını düşünmek öğrencinin hata yapmasına yol açar.

***

Mezuna kalmak çözüm mü?

Bazı adaylar, sırf kazandık diyebilmek için ilgi ve yeteneklerinin olmadığı bölümlere yerleşiyor. Bu tip öğrencilerin mezuna kalması da bir alternatif olabilir. İstemedikleri bir bölümü yazıp kazanmaları, bir sonraki yıl sınava girdiklerinde okul puanlarının yarısını kaybetmeleri anlamına geliyor. En fazla üç kere denenmeli. Belli bir aşamadan sonra, başarı performansından çok büyük bir değişiklik yaşanmıyor.