Üniversiteler için ayrılan payın milli gelire oranı, son 16 yılın en düşük ikinci seviyesine geriledi. Üniversite bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı yüzde 3,44’e kadar indi

Üniversitelerin sayısı arttı bütçesi azaldı

MUSTAFA MERT BİLDİRCİN

AKP iktidarları döneminin en düşük seviyesine gerileyen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinden yükseköğretime düşen pay da azaldı. Son 16 yılda devlet üniversitesi sayısı 53’ten 129’a, toplam üniversite sayısı ise 76’dan 208’e çıksa da yükseköğretime ayrılan bütçe düştü. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında merkezi yönetim bütçesine oranı yüzde 2,54 olan yükseköğretim bütçesi, 2019 yılında sadece yüzde 0,9 artışla yüzde 3,44 oldu. Yükseköğretime ayrılan pay 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında azalarak sırasıyla yüzde 4,14, yüzde 3,97, yüzde 3,64, yüzde 3,44 oldu.

Eğitim Sen’in hazırladığı, “2019 Yılı Yükseköğretim Bütçe Analizi”, hükümetin yükseköğretimin ihtiyaç duyduğu kaynağın genel bütçeden karşılanması noktasında cimriliğini sürdürdüğünü gözler önüne serdi. Buna göre, yükseköğretim bütçesinin milli gelire oranı AKP iktidarları döneminin en düşük ikinci seviyesine geriledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta, “Bizim için büyük önem taşıyor” dediği üniversitelere ayrılan payın milli gelire oranı bu yıl, 2002 yılına göre yalnızca yüzde 0,03 arttı.

İhtiyaç kadar artırılmadı
Hükümetin, “Her ile bir üniversite” sloganıyla açtığı üniversitelerle artan yükseköğretim kurumu ve öğrenci sayısına rağmen bütçe, ihtiyaç kadar artmadı. MEB merkezi yönetim bütçesinde olduğu gibi, yükseköğretimde de bütçenin büyük bölümünü personel harcamaları oluşturdu. Bütçenin yüzde 69’u, “Zorunlu giderler” kalemine kaydedilen personel harcamaları için ayrıldı. Üniversitelerdeki servis, temizlik gibi hizmetlerin karşılandığı, “Mal ve Hizmet Alımı Giderleri” sınırlandırılarak kurumların “cepten” harcama yapmasının önü açıldı. Mal ve hizmet alım giderleri içim ayrılan pay 2018’e göre yüzde 33 azaldı.

Üniversiteler, bilim yuvası değil
Genel bütçeden yeterince kaynak ayrılmayan üniversitelerin özelikle 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında bilimsel faaliyetlerden hızla uzaklaştırıldığına dikkati çeken Eğitim Sen, şu değerlendirmeyi yaptı: “Üniversiteler, başta kadro politikası olmak üzere hemen her konuda iktidarın ve piyasanın ihtiyaçlarına göre hareket etmeye başlamıştır. Üniversiteler bilim yuvası olmaktan hızla uzaklaşmaktadır. Üniversitelerde akademik yeterliliğin yerini yozlaşmış ilişkiler ve itaat kültürü alırken bilim özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırıldığı, üniversitelerin adeta birer ‘devlet dairesi’ haline getirildiği bir sürece girilmiştir. Yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, üniversitelerin ‘şirket’, üniversite öğrencilerinin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedefleyerek toplumsal eşitsizliği daha da derinleştirmektedir. Sadece eğitimde ve yükseköğretimde değil, bütün alanlarda kamu harcamalarının payı belirgin bir şekilde artırılmalıdır.”