Bir üniversite hocasının yaşadığı en büyük zorluk, ıstırap nedir, biliyor musunuz?

Kendi adıma söyleyeyim; mezun olan bir öğrencinizin mutluluktan havalara uçan değil, umut ve umutsuzluk arasında gidip gelen bir ifadeyle gözlerinizin içine bakarak sizden iş istemesi! İş bulabilmek için çırpınan gencin belki sonunda hocasının kapısını çalması… İşte o an, yer yarılsa da içine girsem hissine kapılıyorsunuz.

Haydi, kolaysa anlatın o öğrenciye; üniversitenin bir meslek okulu olmadığını, işimizin öğrencileri bilimsel bilgi ile donatmak, eleştirel düşünmeyi öğretmek olduğunu…

Kuşkusuz, işsizlik herkes için zor. İster üniversite ister ilkokul mezunu olsun. İş demek, aş demek ve işsizlik, açlığın öteki adı. Toplumsal çürümenin, çöküşün, dağılmanın ve suçun da temelinde işsizlik var. Bin bir zorlukla, ailelerin fedakârlıklarıyla okumuş ve “işte bitti” diyerek üniversiteden de mezun olmuş bir gencin önüne kocaman bir hiçten başka bir şey koyamayan toplumların nasıl bir geleceği olabilir?

TÜİK verileri teselli olabilir mi? Karşımdaki TV’de şimdi işsizliğin azaldığını söyleyen TÜİK’in verileri… “İşsiz sayısı 2020 Ekim döneminde geçen yılın aynı ayına göre, 391 bin kişi gerileyerek, 4 milyon 5 bin kişi oldu” diyen ve iş bulma umudunu yitirerek iş aramayanları işsiz saymayan veriler…

Biraz dikkatle baktığınızda, son bir yılda iş bulma umudunu yitirenlerin sayısının yüzde 126 artığını ve Türkiye tarihinde ilk kez iş bulma umudunu yitirenlerin sayısının 1.5 milyonu aştığını gösteren veriler…

O 1.5 milyonun ne kadarı üniversite mezunu acaba?

Rakamlar üniversiteli işsiz sayısında da patlama olduğuna, üniversite mezunu olup da herhangi bir işte çalışmayanların sayısının 1 milyon 350 bine ulaşarak rekor kırdığına işaret ediyor. Genç İşsizler Platformu’nun geçen yıl DW Türkçe’ye yaptığı bir açıklamaya göre, çalışmak istemeyen ya da iş bulmaktan ümidini kesmiş üniversite mezunu sayısı ise son bir yılda 565 bin artmış ve üniversiteli işsizlerin büyük çoğunluğu kadın!

“Ne doktorlar ne mühendisler istedi de vermedik” sözünün mühendis kısmı çoktan tarih oldu. Mühendisler işsiz! 2018’de 876 bin mühendislik mezunundan 91 bini işsizmiş. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, mühendis ve mimarların ilk işini mezuniyetten 6-12 ay sonra bulduğunu, bu sürede iş bulamayanları çok daha karanlık bir gelecek beklediğini söylüyor.

Kariyer ve Yetenek Yönetim Derneği Yükseköğretim İstihdam Endeksi’ne göre, benim öğrencilerimin (İletişim) durumu, mühendislerden daha kötü. En hızlı iş bulan bölümler sıralamasında yüzde 27.32 ile İletişim 47’nci. Mezunlardan yüzde 53.73’ü kendi alanlarında bir işte çalışıyor ve yüzde 60’ının ilk tam zamanlı işindeki geliri asgari ücret. Yüzde 18.25 mezun olduktan sonra hiç çalışmadığını söylüyor!

Memleketin hali buyken İzmir Büyükşehir Belediyesi bir ilke imza atıyor ve Çiğli Tramvayı Yapım İhalesi şartnamesine projenin yapımında ilgili mühendislik dalları ve mimarlık bölümlerinden “yeni mezun” olmuş ikişer kişiye iş verilmesi şartını ekliyor. Başkan Tunç Soyer, kamu ihalelerindeki “en az 5 yıl tecrübe” şartını ve yeni mezun mühendislerin “tecrübesiz” oldukları için iş bulmakta nasıl zorlandıklarını anımsatarak, yeni mezun mühendis mimar istihdamı zorunluluğu getirerek bir kısır döngüyü kırmaya çalıştıklarını söylüyor.

Kuşkusuz işsizlik yapısal bir sorun ve çözümü için yapısal dönüşümler gerekiyor. Ancak, bu tür inisiyatifler “örnek” oluyor!

Keşke bu örneği izleyen başkaları da olsa yeni iletişim mezunları için de böyle istihdam alanları açılsa. Kıyıya vurmuş deniz yıldızlarından birini okyanusa atmak, “örnek” olduğunda, sadece onun için çok şeyi değiştirmiyor!