Ünlü heykeltıraş Yunus Tonkuş’tan retrospektif bir seçki
Uluslararası heykeltıraş Yunus Tonkuş'un sanat yaşamının 50. yılında, yapıtlarından oluşan çok özel bir retrospektif seçki içeren sergi, sanat yazarı İbrahim Karaoğlu’nun küratörlüğünde, 2 Ekim 2024’te Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde açılıyor.
Sanatsal retrospektifi, tutkuyla yaşadığı yaratım süreçlerinde oluşmuş, birbirini bütünleyen biçemlerini sürekli çeşitlendirerek kendini gerçekleştiren, modern heykel sanatının seçkin büyük ustalarından biri uluslararası heykeltıraş Yunus Tonkuş.
Sanat yaşamının 50. yılında, yapıtlarından oluşan çok özel bir retrospektif seçkiyle, sanat yazarı İbrahim Karaoğlu’nun küratörlüğünde, 2 Ekim 2024’te Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde açılıyor. Bu özel sergi 30 Ekim’e kadar her gün izlenebilir.
Sergi küratörü Karaoğlu’na göre “Yaşamının en tutkulu alanı sanat olan ve ömrünü sanatına adamış bir ustanın, yaratıcı kariyerindeki farklı değişim dönemlerini tanımlayan uç örneklerden oluşan, bir özel seçki" bu sergi.
Her yapıtının içine, kendine özgü bir ruh üflemiş Tonkuş. Sanatını farklı ve çok özel kılan has biçeminin hayallerini dönüştürdüğü, duygularla yüklü bir ruh dolanıyor yapıtlarında.
Ona göre sanat; imgeler aracılığıyla, yaratıcı bir düşünme etkinliğidir. Ve sanatının en temel unsuru, kendi biçemiyle oluşturduğu metaforlardır. Sezgisel bir yaklaşımla, yaşamın en karmaşık odağındaki kaotik insanı; imgeleriyle anlamlandırdığı metaforlara ve çağrışımlarla yüklü görsel ikonlara dönüştürür. Yapıtları ikonografik varsıllık gösteren ender sanatçılardan biridir.
Hep insanı arayan bir sanatçı Tonkuş. Arkaik dönemlerden günümüze kadar, yaşamı çoğaltmak ve sürdürmek için kullanılan, insanın en kadim gereçleri olan toprak, demir, ahşap, bronz ve taşlardaki izlerde; rüyalarda, seslerde, renklerde, kokularda; yaşama dair her şeyin kendi anlamına ilişkin imgeler yarattığı duygularda insanı arar hep. Çünkü
"Son keşfedilmemiş ülke hâlâ insanın kendisidir” diyen Nagisa Oşima’nın aforizmasına inanır.”
Retrospektif Seçki sergisinde Ankaralı sanatseverlere görsel bir sanat şöleni sunan heykeltıraş Yunus Tonkuş, sanatını; “Kimi zaman neyin ardında olduğumuzu bilemediğimiz sessiz bir arayış serüvenidir yaratı süreci. Sessiz bir devinimdir böyle zamanlarda taşa, ahşaba ve tunca dokunuş... Benim için bu dokunuşun adıdır heykel. Doğadaki buluntuların ve adı konmamış nesnelerin duruşundaki gizemle insan arasındaki ilişkiyi aramak, tüm insanlığın yarattığı arkaik formlardaki acıyı ve yakınışı bugünün duyarlığıyla yeniden yontusal olarak dillendirmek uğraşıdır benim için sanat. Kendi içime çekilmek ve oradan dünyaya yeniden bakma eylemidir.
Ve Octavia Paz'ın dediği gibi; ‘İçimize çekilerek bizi ötekilerden ayıran, soyutlayan ve biz yapan her şeyi daha derinden kavramaya çalışırız’…” diyerek tanımlıyor.