Avrupa’nın Şampiyonlar Ligi başlayalı çok oluyor ve artık 1,5 ay sonra Inter’in kupayı kime devredeceği belli olacak

Avrupa’nın Şampiyonlar Ligi başlayalı çok oluyor ve artık 1,5 ay sonra Inter’in kupayı kime devredeceği belli olacak (evet hala yollarına devam ediyorlar ama şampiyon olamayacakları görüşü bendenize aittir). Ancak diğer kıtaların Şampiyonlar Ligi mücadeleleri henüz başladı. Avrupa’nın gözünün önündeki bu futbol şöleninin dışında kalan, kıta bazındaki uluslararası mücadelelere bakacağız bu yazıda. Son yıllarda hem Güney Amerika hem Afrika, hem de Asya Şampiyonlar Ligi formatındaki kupaların şöhreti arttı Avrupa'daki Şampiyonlar Ligi karşısında. Bunun en önemli sebeplerinden birisinin geçtiğimiz yıla kadar süre gelen Avrupa'daki İngiliz hegemonyası olduğunu düşünüyorum. Örneğin küçümsene ve takımların gücünün azlığından şikayet edilen Avrupa Ligi her sezon farklı 2 finalist çıkardı son yıllarda (Sevilla'nın 2 sene üstüste gelen şampiyonluğunu saymazsak). Diğer kıtalarda da durum Avrupa Ligi’nde olduğu gibi. Örneğin Asya Şampiyonlar Ligi'nde bırakın finali iki sene üstüste çeyrek finale gelen takımlar 1-2 tanesi dışında farklı oluyor. Libertadores Kupası'nda son 12 yılda 5 kez final oynayan Boca Juniors dışında (bunların dördünü kazandılar) takımlar sürekli farklılaşıyor.

Şampiyonlar Ligi’nden sonra dünyanın en büyük uluslararası şampiyonlar kupası Libertadores Kupası olarak biliniyor. Libertadores Kupası'nda Brezilya ve Arjantin takımlarının herhangi birisinin yer almadığı son final 1991’de Colo Colo (Şili)-Olimpia (Paraguay) finali. Onun dışında bugüne kadarki 20 finalin hepsinde en az birisi var. 5 finali birbirlerine karşı oynamışlar, hatta 2006 ve 2007 finallerini 2 Brezilya takımı birbirine karşı oynamış. An itibarı ile 2011 Libertadores’te geçtiğimiz sezonun finalisti, Meksika temsilcisi Guadalajara yok. Estudiantes 2010’da kupayı kaldırdıktan sonra, Arjantinliler geçtiğimiz sezon yarı finale dahi takım sokamadılar. Bu sezon şu anda Paraguay temsilcisi Libertad dışında henüz gruptan çıkmayı garantileyen bir takım bulunmuyor. Final 15 ve 22 haziran tarihlerinde 2 ayaklı oynanacak.

Asya’da da liglerdeki takım sayısının artması ve daha profesyonel bir yapıya kavuşulması da, bu liglerden gelen takımların kalitesini dolayısıyla AFC Şampiyonlar Ligi'nin cazibesini artırdı. İşin içine bir de ligin Avrupa'ya göre çok daha yarışmacı olması eklendi. Zira 2010 çeyrek finalistlerinden sadece 1 tanesi 2009’da da çeyrek finale kalabildi. Aynı rakam 2009 ve 2008 kupası arasındaki bağlantıda da geçerliydi. Yani Avrupa'da son birkaç yılda giderek kendini gösteren, birkaç ülke ve takımın hegemonyası Asya'da geçerli değil. Turnuvanın son 5 şampiyonundan 2’si Japon 3’ü ise Güney Kore'den. Öncesinde 3 yıllık bir Arap dönemi söz konusuydu. Kupa tarihinde Güney Kore 9, Japonya 5 rakamı ile en fazla şampiyon çıkaran ülkeler. Kulüp bazında ise Pohang Steelers 3 şampiyonlukla zirvede. Tam 7 takım 2 şampiyonlukla onu takip ediyor. Bu sezon 8 grupta, ikinci maçlar oynandı ancak Japonya’daki deprem felaketi sebebiyle henüz eksik maçlar tamamlanmadı. Son şampiyon Seongnam Chunma bu sene kupada yok. Final 4 Kasım tarihinde. Fenerbahçe’yi geçmişte çalıştıran Holger Osieck’in ve eski futbolcusu Washington’ın Japon Urawa Reds ile bu kupada 2007 şampiyonu olduklarını hatırlatalım.

Afrika Şampiyonlar Ligi 1964'ten beri yapılıyor. Geçen 47 turnuvada 26 farklı takım şampiyon oldu. Bu turnuvayı 53 yılda 21 farklı şampiyon çıkaran UEFA Şampiyonlar Ligi'nden daha yarışmacı bir lig yapıyor. Yine Avrupa'da şampiyonlar 10 farklı ülkeden çıkarken bu sayı Afrika'da 12. Kupayı bugüne kadar en çok evine götüren takım Afrika'da 20. yüzyılın takımı seçilen Mısır temsilcisi Al Ahly. 6 şampiyonluğu var. Peşinde de ezeli rakibi Zamalek var 5 şampiyonlukla. Son 2 sezonun şampiyonu, Kongo Cumhuriyeti’nden TP Mazembe, kupada 4 yıllık Mısırlılar hegemonyasını da bitirdi. Kuzey Afrika takımları son 13 yılda sadece 1 kez finalde yer almadılar. Mazembe’nin son Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda, Inter ile final oynadığını unutmayalım ve son  dünya kupasını evinde düzenleyen Güney Afrika'nın sadece bir kez, Orlando Pirates ile kupaya uzandığını da belirtelim.Bu sezon henüz eleme maçları oynanıyor ve TP Mazembe yine yoluna devam ediyor. Bu kupanın finali de 4 ve 11 kasım tarihlerinde oynanacak.

Pele’nin önünde eğildiği adam.
Yazının girişindeki Libertadores Kupası’yla kapatalım bahsi. Bu kupanın gelmiş geçmiş en skorer ismi, 1960-72 yılları arasında Uruguay’ın Penarol ve Ekvator’un Barcelona kulüplerinin formasını giyerken 54 gole imza koymuş Alberto Spencer’dır. Spencer futbol tarihinin en ilginç karakterlerinden bir tanesidir aynı zamanda. Annesi Jamaikalı, babası İngiliz olan Spencer Ekvator doğumludur. Futbola da bu ülkenin Everest takımında başlar. 1959 yılında Ekvator ulusal takımında forma giymeye başlar. 1972’de ise Uruguay’a geçmiştir. Her 2 formayla da gol atmış olan Spencer 1966 turnuvası öncesi İngilizlerin de dikkatini çekmiş ve ulusal takıma alınmak istenmiştir. Penarol ile 8 lig 3 Libertadores, 2 de Kıtalararası Kupa şampiyonluğu kazanmış olan Spencer, 1963’te Pele’nin Santos’u ile karşı karşıya geldikleri maçta hat-trick yapmıştır. Maç 5-0 olduğunda Pele Spencer’ın yanına gelmiş ve “adamlarına söyle artık dursunlar” diye istekte bulunmuştur. Kara İnci Spencer’ın kafa toplarına hakimiyetine de övgüler yağdırmıştır ki, oyuncunun lakabı “Cabeza Magica”dır (Sihirli Kafa). Maalesef bu büyük oyuncu hiçbir Dünya Kupası veya Avrupa takımında oynamadığından, büyük kitlelere ulaşamadan kariyerini bitirmiş, geride 500’e yakın gol bırakarak 2006 yılında da hayata gözlerini yummuştur.