Yaygın sosyal medya, neredeyse 15 yaşında. İnternetin yaygınlaşmasına da kabaca 25 yıl diyebiliriz. Herkesin kişisel verisi birikiyor, bıraktığı izler belirginleşiyor ve geçmiş hepimizin üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi sallanıyor. İki yıl önce (16 Eylül 2018-Kasedim Çıktı Hükümsüzdür) bu köşede yazmıştım: “Sosyal medyaya düştüğünde 15 yaşında sıkıntılı bir ergen olan bir çocuk şimdilerde nereden baksan 27 yaşında. 15 yaşındayken internete bıraktığı bir iz, kendisini değerlendiren bir iş görüşmecisinin dosyasına bile girebilir.” O yüzden bıraktığımız izler konusunda çok bilinçli olmalıydık ama bunlar bizim dışımızda da gelişebilirdi. Bu meseleye yaklaşımım özetle bu.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK) geçen cuma günü “Arama motorları üzerinden yapılan aramalarda çıkan sonuçların indeksten çıkarılmasına yönelik talepleri düzenleyen kriterleri” resmen açıkladı. Şimdilerde iki hattan tartışma yürüyor; muhalefetin hattında “AKP’liler geçmişlerini sildirecek, hatta bugünle uyuşmayan geçmiş demeçlerini Google aramasından çıkartacak” denirken diğer tarafta “Unutulma hakkı herkesi ilgilendirir neden karşı çıkılıyor ki” deniyor. Bu haftaki Köşe Vuruşu’nda bu meseleye biraz daha yakından bakmak istiyorum.

AVRUPA, 2014’TE KARARA BAĞLAMIŞ

Google, sıkça sorulan sorular bölümünde “14 Mayıs 2014’ten bu yana yasalara uygun hareket etmek için çalışıyoruz” diyor. Çünkü Avrupa Birliği Adalet Divanı, unutulma hakkı kararını o tarihte açıklamış. Elbette bunun kriterleri var. Google bunu “Bu karmaşık bir süreç, çünkü her bir isteği tek tek değerlendirmemiz ve bireyin kendi kişisel verilerini denetleme hakkı ile kamunun bilme ve bilgi dağıtma hakkı arasındaki dengeyi sağlamamız gerek” diye duyuruyor. Google’ın şeffaflık raporlarını incelediğimizdeyse, yapılan başvuruların yüzde 46,5’ini haklı bulup işleme aldıklarını, yüzde 53,5’ini ise haksız bulduklarını görüyoruz. İlginç vakalar var. 18 yaşından önce suç işleyip cezasını tamamlamış birinin işlediği suça ilişkin haber linklerini kaldırmışlar örneğin. Burada suçu işlediğinde yaşının 18’den küçük olmasını da cezasını tamamlamış olmasını da bir kriter olarak almışlar. Hatta uyuşturucu skandalına bağlantısı ortaya çıktığı için siyaseti bırakan bir Alman siyasetçinin bu konuyla ilgili üç linki kaldırması talebini de haklı bulup uygulamaya koymuşlar. Çünkü söz konusu haberler ilgili kişinin özel ev adreslerini de ifşa ediyormuş. Yakından bakarsak siyasetçinin, uyuşturucu skandalıyla ilgisini ifşa eden haberleri tümden değil, içinde kişinin ev adresi geçeni kaldırmışlar.

YORUMA AÇIK NOKTALAR

Türkiye’ye gelirsek. KVKK’nin yayımladığı kriter listesi de AB’nin ve Google’ınkine paralel. KVKK önce Google’a bireysel olarak başvurun, olumsuz yanıt verilirse ya da uzun süre cevaplamazlarsa bize gelin diyor. Bu kriterlerin bazıları çok net olsa da takdir edersiniz ki çok yoruma açık kısımları var. Örneğin; “kişinin temel hak ve özgürlükleri ile kamunun söz konusu bilgiyi edinmesinden sağlayacağı menfaatler arasında bir denge testi yapılmasına” denilirken bu denge testini yapacak karar vericinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı çok önemli. Örneğin; “önyargı oluşturmak” gibi bir kriter var ki her yere çekilebilir. Sonra Google kendisine yapılan başvuruların yüzde 53,5’luk kısmını da haklı bulmamış. Türkiye tarafından yapılan bir başvuru olumsuz sonuçlanırsa uygulanacak yaptırımlar çok düşündürücü. Yoksa bu yönde başvurular ve davalar geçmişte epey var. Hatta Anayasa Mahkemesi’nin 2013 yılında bir vatandaşın yaptığı unutulma başvurusunu haklı bulmuşluğu da var.

Burada özellikle altı çizilmesi gereken yer; unutulma hakkının insan hakları gibi herkes ve her örnek için geçerli olmaması durumu. Ancak sırf iktidar istiyor diye herkesi bu haktan mahrum bırakacak bir muhalefet de yanlış olur. Kriterleri iyi belirlenmiş ve iyi uygulanan bir ‘unutulma hakkı’ hepimize lazım. O yüzden siyasetin kısır tartışmalarına dahil etmeden önce etraflıca düşünmek gerek. Kriterler kağıt üzerinde güzel. Ancak uygulamadaki keyfiyet kriteri ve bir arama motorunun yasaklanma ihtimali çok korkutuyor açıkçası.