Gündemden düşmeye yüz tutsa da tüm şiddetiyle devam eden Rusya-Ukrayna savaşı altıncı ayına girmek üzere. Çatışmalar Donetsk’te yoğunlaşırken Zelenski, “Kırım’da başlayan savaş, Kırım’da biter” çıkışı yaptı.

Unutulmaya yüz tutan kanlı savaş

Dış Haberler

Rusya’nın 24 Şubat’taki işgaliyle başlayan Ukrayna savaşı artık eskisi kadar medyanın da, uluslararası toplumun da gündeminde kendisine yer bulamıyor. Avrupa’nın merkezinde İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en kanlı çatışmalara sahne olan Ukrayna’da savaş 6 ayda unutulmaya yüz tutmaya başladı.

Savaş eskisi gibi uluslararası toplumun ve medyanın gündemine düşmese de tüm şiddetiyle devam ediyor. Rusya’nın Ukrayna’nın Azov Denizi ile bağlantısını keserek ülkenin doğu ve güneyinde önemli kentleri ele geçirdiği savaşta çatışmalar Donbass'a kaydı. Ülkenin doğusundaki Donbass’ta Ukrayna ve Rusya ordularının bombardımanları sürüyor. Donetsk cephe hattına yakın Bahmut, Kramatorsk, Çasov Yar, Slavyansk ile Konstantinovka kentleri ve çevrelerindeki yerleşimlere yönelik Rus hava saldırıları dün de devam etti.

Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, Mıkolayiv bölgesinde Ukrayna Hava Kuvvetlerine ait 3 savaş uçağının havada vurulduğunu açıkladı. Donetsk'te mühimmat deposuna yüksek hassasiyetli füzelerle düzenlenen saldırıda 30 kadar Ukraynalı askerin öldürüldüğünü belirtti.

KIRIM’DA BAŞLADI KIRIM'DA BİTER

Kırım’da önceki gün Novofederika yakınlarındaki Saky Askeri Üssü üssünde yaşanan ve 1 kişinin öldüğü patlamaların ardından dün de havaalanında patlamalar meydana geldi. Patlamaların ardından Novofederika’da OHAL ilan edildi. Kremlin patlamaların mühimmattan kaynaklandığını açıklamış, Kiev de ilgilerinin olmadığını ileri sürmüştü.

Savaşın Kırım'da başladığını söyleyen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski “Savaş, Kırım'ın kurtarılmasıyla bitmeli" dedi. Ulusa sesleniş konuşmasını, Kırım'daki patlamaların ardından yapan Zelenski, "Kırım, Ukrayna'ya aittir. Kırım'dan asla vazgeçmeyeceğiz" dedi. Zelenski, "Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı savaşın, Kırım'ın işgaliyle başladığını unutmayacağız" diye konuştu.

Kiev yönetiminin sırtını sıvazlayan ve her gün bu ülkeye silah yığan ABD, İngiltere ve NATO'nun savaşı bitirmeye niyeti yok. ABD ve İngiliz yetkililer sık sık savaşın uzun yıllara yayılacağını dillendirirlerken savaşı kışkırtmaya devam ediyorlar. Bütün strateji savaşın uzun yıllara yayılarak Rusya'yı yıpratması. Washington ve Londra bu uğurda Zelenski'yi müzakere masasından da uzak tutuyor.

MÜZAKERELER RAFA KALKTI

Taraflar karşılıklı suçlamalarda bulunurken en son yapılan görüşmenin ardından 5 ay geçti. 29 Mart’ta İstanbul’da yapılan son müzakerenin ardından Rus ordusu, Kiev ve Çernigiv’den çekildi. Askeri operasyon Donbass’ta yoğunlaştı.

28 ŞUBAT: İlk müzakere. Belarus sınırında yapıldı, ikinci müzakere üzerine anlaşıldı.

3 MART: Belarus sınırında yapıldı. Sivillerin tahliyesi için geçici ateşkes ilan edildi.

7 MART: İnsani yardım koridorları için anlaşmaya varıldı.

10 MART: Rusya, Ukrayna dışişleri bakanları Antalya diplomasi forumunda bir araya geldi.

29 MART: İstanbul’da heyetler bir araya geldi. Kiev ve Çernigiv’de askeri eylemlerin azaltılması kararı alındı.

TARAFLARIN TALEPLERİ

-RUSYA: Savaşın başından bu yana üç şart öne sürüyor:
•Ukrayna’nın NATO’ya katılmaktan vazgeçmesi,
•Kırım’ın Rusya’nın bir parçası olarak kabul edilmesi,
•Donbass’ın bağımsızlığının tanınması.

-UKRAYNA: Daha önceleri Kırım ve Donbass konusunda ‘uzlaşma bulabiliriz’ diyen Zelenski’nin söylemleri ise oldukça değişti. Zelenski dün yaptığı açıklamada, ülkesindeki savaşın Kırım’da başladığını söyleyerek "Savaş, Kırım’ın kurtarılmasıyla bitmeli" dedi.

OLASI SENARYOLAR

•Doğalgaz, elektrik, tahıl krizi derken savaştan ciddi hasarlar alan Avrupa ve diğer küresel güçler, uzlaşı adımlarında öncülük edebilir.

•Donbass’ta tam hâkimiyet sağlandıktan sonra halk oylamasıyla bu bölgeler özerkliğini ilan eder ve Rus ordusu çekilir. Kırım ve Donbass özerk bölgeler olarak tanınır.

•Ukrayna Rusya’nın 3 maddesini kabul eder ve uzlaşı sağlanır.

•Donbass’taki çatışmalar yıllarca devam eder. ABD, İngiltere ve NATO’nun istediği senaryo da bu şekilde.

SAVAŞIN ACI BİLANÇOSU

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre ilk günden bu yana 12 milyona aşkın Ukraynalı yerinden edilirken en az 5 milyonu komşu ülkelere sığındı. Her iki ülke de kendi askeri kayıpları hakkında bilgi paylaşmaktan kaçınıyor. Ukrayna, kayıp sayısının açıklanmamasını ulusal sır olarak açıklarken Rusya’nın on binlerce kayıp verdiği iddiasında. Moskova ise on binlerce Ukrayna askerinin öldürüldüğünü ileri sürüyor. Ukraynalı yetkililer geçen aylarda her gün 100’e yakın askerlerini kaybettiklerini açıklamışlardı. Dünyanın en çok yaptırım uygulanan ülkesi haline gelen Rusya’ya temmuz itibarıyla 6 bin 400 yaptırım uygulandı. Ukrayna Savaşı’nın başlaması dünyadaki diğer jeopolitik fay hatlarını da tetikledi. İki buğday deposu ülke arasında çıkan savaş tahıl krizini tetikledi.

AKTÖRLERİN POZİSYONLARI

RUSYA​: Moskova ağırlığını Donbass ve ülkenin güneyindeki bölgelere kaydırmış durumda. Özel Askeri Operasyon adını verdiği savaşın planlanan şekilde ilerlediği iddiasında.

ABD: Ukrayna’nın Rusya’yı vurması için teşvik eden Washington, pazartesi günü 1 milyar dolarlık silah ve mühimmat yardımı yapacağını açıkladı. ABD daha önce Ukrayna’ya yaklaşık 9 milyar dolar askeri ve ekonomik yardım yapmıştı.

İNGİLTERE: Sık sık savaşı kışkırtan iddialar ortaya atan İngiltere, Ukraynalı askerlerin eğitim kampına dönüştü. İngiltere 10 bin Ukrayna askerinden binini eğitti, geri kalan askerler de İsveç, Kanada ve Hollanda’dan gelen eğitmenlerin yardımıyla eğitiliyor.

ÇİN: Pekin de küresel olarak çok kutupluluk söyleminden vazgeçip iki kutuplu bir yapıyı tercih ettiğini göstermeye başladı.

AVRUPA ÜLKELERİ: ABD tarafından yaptırım uygulamaya zorlanan Batı, yaşanan ekonomik kriz ve ABD’nin savaşı kışkırtan pozisyonundan oldukça rahatsız. Savaşın faturasını oldukça ağır ödeyen Avrupa, Ukrayna’ya yönelik askeri ve ekonomik desteklerini de azalttı.

BALTIK ÜLKELERİ: Rusya’yı kışkırtarak bölgedeki gerilimi tırmandırıyor. Güvenlik endişesi bahanesiyle Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya başvurması da yalnızca bir örneği.