Ürdün’de yaşanan büyük protesto gösterileri Başbakan Hani el-Mulki’nin istifasına yol açacak kadar etkili oldu. Kral Abdullah, Mulki’nin yerine Dünya Bankası deneyimi de olan bir ekonomisti Ömer el Rezzaz’ı Başbakanlığa atadı.

Ülkedeki tansiyonu düşürür mü peki? Zor görülüyor. İngilizce yayın yapan Arab News gazetesine değerlendirmelerde bulunan Ürdünlü siyasetçi, akademisyen, aktivist birçok kişi bu soruya pek olumlu yanıt vermiyor. Bunlardan Ürdün Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Musa Ştewi “gelişmeler Ürdün için ikinci bir Arap Baharı olabilir” diyor örneğin. Olanların “bir bardak suda fırtına” olarak değerlendirilemeyeceğini ekleyerek halkın her şeyi kamuoyuyla paylaşan şeffaf bir hükümet istediğini de belirtiyor.

Arap Baharı”nı az hasarlı atlatan ender ülkelerden biri olan Ürdün’de hükümete olan güvenin son iki yılda düştüğü, son aylarda ise en düşük seviyede olduğunu gösteren araştırmalardan haberdardık. Doğrusunu isterseniz kendi adıma “ne zaman olacağını” merak ettiğim bir patlama potansiyeli hep görmüşümdür Ürdün’de. Kral Abdullah, 19 yıllık saltanatı sırasında karşılaştığı tüm krizlerin üstesinden geldi. Ancak uzun zamandır işi bir hayli bir zor. Ürdün’de bir milyondan fazla Suriyeli mülteciyi finanse ediyor, bunun getirdiği mali yükün dışında ülkesinde işsizlik seviyesi yüzde 18’in üzerinde.

Peki en son huzursuzluğun nedeni ne?

Hükümet vergi artışları içeren, ekmek gibi temel gıda maddelerine yapılan devlet yardımını kaldıran bir tasarıyı parlamentodan geçirdi. Yasa 165 ürün üzerinde bir satış vergisi uygulanmasını, yakıt, elektrik ve su fiyatlarına zam yapılmasını içeriyor. Kıyametin kopmasına neden olan aslında bu. Ürdün ekonomisi yabancı sermayenin ülkeden çekilmesiyle, ülkeye yapılan yardım akışının da yavaşlamasıyla bütçesinde ciddi açıklar verdi. Hükümet kamu hizmetleri için daha fazla fona ihtiyaç duyduğunu iddia ediyor, bu nedenle bu yasayı çıkarmak zorunda olduğunu ileri sürüyor.

Oysa Ürdün yıllardır IMF kıskacında bir ülke. Son yasa da IMF’in isteği üzerine hazırlanmış bir yasa. Belirttiğim kalemlerdeki artışın yanı sıra tütün vergisinde yüzde 20, toplu taşımacılık fiyatında yüzde 9 artış Ürdün’e kredi veren Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) talepleri. IMF 40 milyar doları aşan kamu borcunun böyle kapanacağına ikna etmiş durumda Ürdün hükümetini.

Mecliste yasanın kabulü için tartışmalar sürerken bir basın toplantısı düzenleyen sabık Başbakan Mulki de açık açık söyledi bunu zaten: “Ürdün’deki ekonomik durumla ilgili sendikalarla görüştük ve Uluslararası Para Fonu ile kararlaştırılan ekonomik planın yüzde 70’ini tamamladığımızı, Ürdün’ün alt ve orta sınıfı koruyan modern bir vergi yasasını onaylamak zorunda olduğumuzu söyledik. ”

Mulki’nin aslında parlamentoda işi kolay değildi. Yasayı geçirmesi pek kolay olmadı. Ürdün Parlamento İşleri Bakanı Musa Maaytah tasarı mecliste görüşülmeden önce 80’e yakın milletvekilinin söz konusu tasarıya karşı oy kullanacağını açıklamıştı. Yani mecliste de üzerinde her anlamda uzlaşmanın sağlandığı bir tasarı değildi bu. Tasarı yasa olarak meclisten çıktıktan sonra ülkedeki sendikalar genel grev çağrısında bulundular.

Solcu parti Haşd’ın Başkanı Abla Abu Elba, protestoların “gerçekleşmesi beklenen bir patlama” olduğunu söyledi. “Ateşin alevleri toplumun hem alt hem de üst sınıflarına ulaştı. Hükümetle konuyu görüşmeyi istedik ancak reddedildik” diyor.

Ürdün Meslek Birlikleri Derneği başkanı Ali Abbous, söz konusu yasa üzerinde herhangi bir anlaşmaya varılmadığını belirtiyor. Hirak Şebibi (Gençlik Hareketi) üyesi olan Jawad Dweidar, Başbakan’ın istifasının yeterli olmadığı görüşünde. Aslında protestocuların hemen hepsinin de düşüncesi bu, çünkü Başbakan değişikliğine rağmen ülkede gösteriler hız kesmeden devam ediyor. Dweidar, “İstediklerimiz politikada açık bir değişiklikti, bir kişi değişikliği değil” diyor.

Ürdün’de hükümet politikaları kitleleri protesto etmeye zorladı, bu çok açık. “Hükümet hamleleri geri çekerse, sokaklar sessizleşecek” diyor Dweidar ama zor görünüyor bu. Yasadan etkilenecek Ürdün yoksulu için artık “bıçak kemiğe dayanmış” durumda.

Kral Abdullah, yönetiminin en zor anlarından biriyle karşı karşıya. Ocak ayında bütçenin onaylanmasından bu yana, toplumsal protesto gösterileri sokaklara taşmıştı zaten yavaş yavaş. Şimdi sadece istifa eden Başbakan aleyhinde değil, rejim aleyhinde çağrılar da yapılıyor, kraliyetin kaldırılmasını isteyenler bile var. Ürdün daha büyük patlamalara açık bir halde bugün.

Ürdü, Batı yanlısı bir Arap devleti. ABD’nin müttefiki, İsrail’in dostu. En büyük özelliği ise İran karşıtı olması. Hatta İran’a karşı koruma duvarının en önemli sütunlarından biri. Böyle bir patlamada ABD de İsrail de Ürdün’ü yalnız bırakmazlar.

Patlama her an gerçekleşebilir. Yarın değilse, öbür gün.