Üretici dört bir yanda isyanda
AKP’nin tefeciyi kollayan, çiftçiyi mağdur eden tarım politikalarına karşı üreticiler dört bir yanda isyanda. Kayısı üreticileri “Tefecilerin insafına bırakıldık” derken kavun üreticileri ise ürünlerinin çürüdüğünü söyledi.
İktidarın tarım politikaları nedeniyle ekonomik kriz altında ezilen üreticinin isyanı bitmiyor. Fındık, fıstık, kayısı ve domates üreticilerinin ardından şimdi de kavun üreticileri satılmayan ve çürümeye yüz tutan ürünlerini hayvanlara verdiklerini söyledi.
Geçen hafta sokaklara dökülen ve ‘hükümet istifa’ sloganlarıyla meydanları inleten Bursa Karacabey Yeşilova Köyü çiftçilerinin sorunları bitmiyor. Kavun Karpuz halinde komisyon dükkanı işleten ve aynı zamanda kendisi de bir çiftçi olan Bulut Kenar, artan maliyetler yüzünden tarladan güçlükle topladıkları ürünlerin römorklar üzerinde çürüdüğünü anlattı. Kenar, “Köylüde bir can kalmadı bir nefes kalmadı. Benim anlamadığım burada 3 liraya 4 liraya satılan kavunun nasıl oluyor da büyükşehirlerde 25 liraya 30 liraya satılabiliyor?” dedi.
''Domatesin kilosu pazarlarda 15 lira 20 lira, burada domates 4 lira onu da alıcılara beğendiremiyoruz. Karpuz bir lira. Bildiğiniz bir lira. Bir lirayı hangi çocuğun eline versen hangi çocuğu mutlu edebilirsin?” diye soran Kenar, ''Bu memleketin Tarım Bakanı var mı? Tarım Bakanı ne yapıyor, bu çiftçiyi görmüyor mu? Nerede oturuyor, nerede saklanıyor? Bunların işi ne, Tarım Bakanı’nın görevi ne?” sorularıyla sitemlerini dile getirdi.
Yeşilova Köyü’nde çiftçilik yapan Burak Kaya ise sorunlarını şu sözlerle anlattı:
ÇİFTÇİLİK YAPAMAYACAĞIZ
''Çiftçilik yapıyoruz ancak yapamaz hale geldik. Biz yok olduktan sonra keyiflerine baksınlar. Çeşitli mahsuller ekiyoruz. Bir yıl içinde ektiğimiz mahsulden birinden biri para etmez ise diğeri zararımızı karşılıyordu. Ancak bu yıl hiç biri birbirini karşılamadı. Keşke bu yıl hiçbir şey ekmeseydik çok daha kârdaydık. Acaba biz de elimizdeki parayı faize yatırsaydık daha çok para kazansaydık diye düşünüyoruz. Halkta ne yerse yesin diye düşünüyoruz. Malımızı hayvanlara döküyoruz, tarlaların üstünü sinek sardı çünkü çöpe döndü. Kavunları satsak nereye satacağız çöp olmuş vaziyette sinekler sarmış vaziyette. Hayvanlar da kavun yemekten ishal oldu.''
Üreticilerden Recep Deniz ise şunları anlattı: ''Salçalık biberi köyde ilk toplayanlardan biriyim. 22 liradan başladım salçalık bibere 3 günde 15 liraya düştü. Daha çıkmadan. 15 dönüm el değmemiş kasalık domatesim var tarlada kalır muhtemelen. Kavun ektik 5 liradan sattık kilosunu."
TEFECİLERİN İNSAFINA KALDIK
Malatyalı çiftçiler ise kayısıdaki fiyat istikrarsızlığına tepki gösterdi. Malatya’da Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) önünde bir araya gelen çiftçiler, kayısı taban fiyatını eleştirerek protesto etti.
Çiftçiler adına basın açıklamasını okuyan Tüm Üretici Köylü Sendikası Genel Merkez Yetkilisi Bayram Adil Aktaş, başta Malatya milletvekilleri olmak üzere tüm kurumları kayısıya sahip çıkmaya, çiftçilerin emeğinin birkaç tüccarın insafına bırakılmamasını istedi.
Malatya’nın geçim kaynaklarının başında kayısının geldiğini, dünya kayısı üretiminin büyük kısmını karşıladığını söyleyen Aktaş, şöyle konuştu:
“Geçtiğimiz yıl yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle yaralarımız henüz sarılmamışken, acılarımız tazeyken bu yıl da Malatya’da kayısı fiyatlarının beklenenin altında kalması üreticiler arasında çok büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Piyasa koşulları, artan üretim zorlukları, piyasada kayısı fiyatlarını manipüle etmeye çalışan 3- 5 tane kendini bilmez tüccar ve tefeci zihniyeti kişilerin müdahaleleri kayısının fiyatını düşürmüş ve çiftçilerin emeklerini olumsuz olarak etkilemiştir. Kayısı fiyatlarının düşmesi özellikle küçük ölçekli üreticileri zor duruma sokmuş, emeklerinin karşılığını alamamalarına yol açmıştır.”
GÖÇMEK ZORUNDAYIZ
Fındık fiyatlarına ise Karadenizli üreticinin tepkisi dinmiyor. Trabzonlu fındık üreticisi emekli öğretmen Aydın Çilingir kentten göçmek zorunda kalacağını şu sözlerle ifade etti: "Fındık geçim olmaktan çıktı, dağda toplanan yabanı meyvelerden daha değersiz bir hale geldi. Burada fındık topluyoruz ama ata, dede yeri olduğu için yani bunun bir ekonomik gelir getirisi için değil. Usulen topluyoruz bu durum aynı zamanda mülkiyet hakkı açısından bir insan hakkı ihlalidir, yani insanların kendi coğrafyalarına tutunabilmeleri engelleniyor."
Öğretmen Engin Nur ise şu ifadeleri kullandı: "Fındık büyük ölçüde geçim kaynağı olmaktan çıkmış günümüzde, yaşayan insanlarımızın bir kültürü olarak zamanda kalacak. Büyük çoğunluk da bu coğrafyadan göç etmek zorunda kalmışlar, büyük kentlere. Yeni bir fındık kanununa ihtiyaç var. Fındık kongreleri çalıştayları yapılarak fındık üreticilerinin sorunları talepleri ve ihtiyaçları ortaya konmalı, fındık üreticisinden fındığın pazarlanmasına kadar bütün süreçlerde söz sahibi olan fındıkla ilgili bütün birleşenler fındığın sorunlarını apaçık ortaya koyarak bunun üzerinden bir fındık üretimi planlaması ve politikasının yürütülmesi lazım buna ihtiyaç var."