Artan maliyetler altında ezilen çiftçi, borcunu borçla kapatmaya çalışırken iktidar yaşananlara seyirci. 20 ineğini kesmek durumunda kalan çiftçi Arıgümüş, “Bankalara 400 bin TL borcum var. Tarlam, motorum ipotekli” dedi.

Üreticiler perişan

Nisa KÜÇÜK

AKP iktidarının yanlış tarım politikaları çiftçiyi, besiciyi vurdu. Niğde Altunhisar ilçesinde 20 yıldır çiftçilikle geçimini sağlayan Arif Arıgümüş, dört yıldan bu yana domates üretimi yapıyor. Geçen yıl 50 dönüm alanda ekim yaptığını kaydeden Arıgümüş, girdi fiyatlarından dolayı bu yıl 30 dönüme domates ekebildiğini söyledi. Bütün maliyetlerin arttığını dile getiren Arıgümüş, “Geçen yıl 35 kuruş olan domates fidesi, bu yıl 75 kuruş. Bankalara 400 bin TL borcum var. Motorum, tarlalarım bankalara ipotekli. Bu sene mahsul para etmezse hapı yuttum. Tarlama haciz gelecek, motorum satılacak” dedi.

Borçlanarak ekim yapabildiklerini dile getiren Arıgümüş, “Stok ya da aylık alışveriş işi bitti. Önceden yıl sonu motor alıyorduk, tarla alıyorduk. Beş yıldır ise geriye gidiyoruz. Geçen yıldan kalan borçlarımı ödeyebilmek için babamdan kalan tarlalarımı satmak durumunda da kaldım. Geçen sene 400 dönüm eken çiftçi bu sene 100 dönüm ekiyorsa, bu geriye gitmek demektir” ifadelerini kullandı.

SÜT KABI YADİGÂR KALDI

Yem fiyatlarının artmasından kaynaklı hayvancılığı bırakmak zorunda kaldığını aktaran Arıgümüş, şöyle devam etti: “20 tane süt ineğim vardı. Yem maliyetleri arttığı için süt ineklerini kesime gönderdim. Süt makinem vardı, onu da komşuya verdim. Ahırı depo yaptım, süt kabı yadigâr kaldı. 2009’da hayvancılığa başladığımda bir torba yem 18 TL’ydi. Şimdi ise bir torba yem 380 TL. Köyde hayvancılığa benimle beraber 4 kişi başlamıştı, dördümüz de hayvancılığı bıraktık. Ahırlar boş. İktidar, koftiden iki çiftçiyle konuşacağına, bu işle uğraşan gerçek çiftçiyle konuşsun. Hayvancılığa başladığımda düve 2 bin TL’ydi. Bir litre sütü 35 kuruşa satıyorduk, para kazanıyorduk. Eşimle birlikte peynir, tereyağı yapıp pazarda satıyorduk. Şimdi yoğurdu, tereyağını dışarıdan alıyorum. Şu an domates ekiyorum ama devlet domatese destek vermiyor. Böyle giderse iş değiştirmeyi düşünüyorum. Bu yıl son. Eğer bu sene borcumu ödeyemezsem, para kazanamazsam çiftçiliği de bırakacağım.”

AHIRLARIN İÇİ BOŞ

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de iktidarın plansız tarım politikasıyla çiftçinin, besicinin yok olduğunu söyledi: “Girdi maliyetleri ortada. Maliyetler kazancı karşılamıyor. Eğer seçimlerde aynı sonuçlar ortaya çıkarsa çiftçinin, besicinin cenaze namazı kılınır.”

Süt ineklerinin kesildiğini belirten Gürer, şunları dile getirdi: “Altunhisar’da 4 ahırda hayvan yok. Bu durum Türkiye’yi ithalatçı yapar. Ülkeye yazık ediyorsunuz. Hayvancılık yapanların sesini dinleyin, destek çıkın, yem fiyatlarını düşürün. Bu politikalarla gıda fiyatlarında artış devam eder. Üreticiye destek şart. İthal yemden vazgeçin. Yurtdışından 12 milyon ton yem getirmek bu ülkeye yakışmıyor. Bir besici bir litre süt sattığı zaman 1,5 kilo yem alırdı şimdi alamıyor. Bir kilo eti sattığı zaman 35 kilo yem alması gerekir ancak alamıyor. Bir kilo tavuk sattığında 3,5 kilo yem alması gerekir ancak alamıyor. Köye artık yumurta da yoğurt da şehirden geliyor. Geçen gün konuştuğum 64 yaşındaki çiftçi, ‘AK Parti’lilere söyleyin. Ben, onlara iki dönem oy verdim. Ben, oylarımı geri istiyorum. Çiftçi can çekişiyor’ dedi. Çiftçilerin beklemeye gücü kalmadı.”

ureticiler-perisan-1018357-1.
CHP’li Gürel, çiftçiye, besiciye gerçekçi destekler yapılması gerektiğini söyledi.

HÜKÜMET DIŞINDA HERKES DERTLİ
(ANKA)

Manisa’da hasada başlayan kiraz üreticileri dertli. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen’e sıkıntılarını anlatan üretici, "Kirazın maliyeti 20-22 lira, ama pazarda 15 liraya satılıyor. Böyle devam ederse toplamayacağım, ağaçta bırakacağım. Herkes ağlıyor, bir tek hükümet ağlamıyor” dedi. Daha önce besicilik yaptığını, ancak 30 senelik ahırının kapısına kilit vurduğunu belirten Zaim Cangöz de şunları söyledi: "Hayvancılığı bıraktık. 30 sene kilitlenmeyen damı kilitledik. Bu sene de kökünden sattık. Geçen sene kooperatife 20-25 bin lira borcum vardı. Bu sene 90 bin lira borcum var. Aynı araziyi ektik, aynı miktarda ilaç ve gübre kullandık ama fark 70 bin lira. Herkes ağlıyor. Bir tek hükümet ağlamıyor." Cangöz, Tarım Sigortaları Havuzu’nun da (TARSİM) doğal afetlerde zararlarını karşılamadığını da belirterek, “Çiftçinin kanını pire gibi emiyor bunlar” diye konuştu.