1980 sonrası uygulanan neoliberal politikalar ile AKP dönemindeki ithalata dayalı uygulamalar tütünde yerli üreticinin sonunu getirdi. Ortaya çıkan tablo adım adım çöküşün özeti niteliğinde

Üreticiyi buna mecbur ettiler: Ya tütün üretme ya da tütün şirketlerine köle ol!

Necdet Oral - Dr. Ziraat Yüksek Mühendisi

Tütünün Anadolu topraklarındaki tarihi 1600’lü yılların başlarına kadar gider. Avrupa’da daha eskilere uzanan tütün tekeline Osmanlı’da 1862 yılında geçildi. Devlet, Avrupa’dan giderek ağırlaşan koşullarda borç alıp 1876’da iflasını ilan edince, borçların ödenmesi için 1881’de Düyun-u Umumiye kuruldu ve tütün tekeli bu örgüte bırakıldı. Düyun-u Umumiye, tütün tekelini 1884’te 30 yıl süreyle Avrupa sermayesinin kurduğu bir şirkete devretti. Kısaca Reji adıyla bilinen bu şirkette en büyük pay Fransızlara aitti.

Tütün Rejisi’nin marifetleri…
Tütün tarımını düzenlemek ve vergilendirmek amacıyla kurulmuş olan Reji İdaresi, tütün üzerinde kesin söz sahibiydi. Tütün yetiştirmek için her yıl Reji İdaresinden izin almak gerekiyordu. Fiyatları Reji belirliyor, üreticiye avans vererek tütünü daha tarladayken satın alıyordu.

Reji, ürün alım fiyatlarını çok düşük, satış fiyatlarını ise oldukça yüksek tutuyordu. Bu fark, doğal olarak kaçak tütün ticaretini körükledi. Reji yönetimince kaçakçılığı önlemek için silahlı bir örgüt olan Kolcu Teşkilatı kuruldu. 42 yıllık Reji yönetimi boyunca kolcular ile kaçakçılar arasında çıkan çatışmalarda 20 bin insan yaşamını yitirdi.

ureticiyi-buna-mecbur-ettiler-ya-tutun-uretme-ya-da-tutun-sirketlerine-kole-ol-512401-1.

Reji 1925 yılında devletleştirildi
Reji İdaresi 1925 yılında 4 milyon liraya satın alınarak devletleştirildi ve çıkarılan bir kanunla iç tüketimle ilgili tütün alımı, işletilmesi, tütün-sigara imali ve satılmasından sorumlu bir Geçici Tütün İdaresi kuruldu.

1980 sonrasında atılan adımlar
Prof. Dr. Korkut Boratav’ın ifadesiyle; sermayenin sınırsız tahakkümünü hayata geçirmek için 1980’lerde başlayan yaygın saldırı, “neoliberalizm” olarak adlandırılır. Uygulanan neoliberal politikalarla tütün sektörü de yapısal dönüşüm sürecine girdi, tütün tarımı ve ticareti ile tütün ürünlerinin imalat ve ticareti giderek daha fazla piyasanın belirleyiciliğine bırakıldı. Tütünde devlet tekelinin ve desteklemelerin kaldırıldığı, üretiminin azaltılıp, ithalatının artırıldığı, çokuluslu şirketlerin pazar paylaşımına girdiği bir dönem yaşandı.

1980 sonrası uygulanan emek karşıtı politikalar çerçevesinde tütün ve tütün mamullerinin üretim ve ticareti yeni bir değerlenme alanı olarak sermayenin belirleyiciliğine terk edildi. Bu dönüşümde 1984 yılı tütün sektörü için bir kırılmaya işaret eder. Bu yıla kadar tütün ve tütün mamullerinin üretim ve ticareti TEKEL tarafından uygulanan teşvik ve ticaret politikaları ile kamu denetimi altında tutuluyordu. 1984 yılında Amerikan harmanlı sigaraların TEKEL tarafından ithaline izin verildi.

1984 yılından sonra tütün ve tütün mamulleri üretiminden ticaretine kadar tüm süreçte sektör giderek metalaştı. 1986 yılında tütünde devlet tekeli, 1988 yılında ise Virginia ve Burley tipi tütünde ithalat yasağı kaldırıldı. Piyasanın giderek çokuluslu şirketlerinin paylaşımına açıldığı bir dönem yaşandı.

TEKEL nasıl yok edildi?
2000 yılının başından itibaren IMF’ye verilen niyet mektuplarında TEKEL’in önce üçe bölüneceği, sonra da içki, tuz ve tütün ürünleri üreten tesislerinin özelleştirileceği taahhüt edildi.

TEKEL’i yok etmek için IMF’nin talimatı ile hazırlanan Tütün Kanunu 20 Haziran 2001’de Meclis’ten geçti; ancak dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, kanunu veto etti. Ne var ki IMF’nin dayatmaları Sezer’in uyarısına baskın gelerek kanun 2002 yılı başında yürürlüğe girdi.

4733 sayılı Tütün Kanunu ile TEKEL anonim şirkete dönüştürülmüş, tütün ve tütün mamullerinin üretimi, ithalatı ve ihracatı konularında sektörü denetleyen bir üst kurul oluşturuldu. Kanunun 6’ncı maddesi ile destekleme alımları kaldırılarak sözleşmeli üretim veya açık artırma yöntemi getirildi. Sözleşmeli üretim dışında kalan tütünler, açık artırma merkezlerinde açık artırma yöntemiyle alınacak ve satılacak.

Tütün Yasası sonrası
“Sözleşmeli üretim modeli”nin uygulaması 2002 yılında başlatıldı. TEKEL’in alım garantisi olmadığı bu sistemde; alıcı firmalar dev sigara kartellerinin talepleri doğrultusunda tütün ektirecekleri alanları belirleyerek üreticilerle dikimden önce miktar ve fiyat konusunda anlaşarak(!) “sözleşme” imzalıyor.

Sözleşme koşulları üretici ve alıcı firma arasında karşılıklı anlaşma/ uzlaşma sağlanarak değil, tüccarın isteğine göre belirleniyor. Fiyat, sınıflandırma, nevi tanımlarında üreticinin söz hakkı bulunmuyor. Sözleşmeli üretimde, hiçbir üreticinin alıcı firmanın belirlediği kiloya, fiyata, parasını zamanında alamamasına itiraz etme şansı bırakılmadı.

Tütün üreticisinin aleyhine hazırlanmış sözleşmelerden doğan haklarını bile savunabilmesi mümkün değil. Çünkü itiraz mekanizmalarını bir üreticinin tek başına yürütübilmesinin yolu tıkandı. Üreticinin itirazda bulunacak ne maddi imkânı ne zamanı ne de cesareti yok. “Sorunlu” olarak ilan edilen üreticiyle hiçbir alıcı firma sözleşme yapmıyor.

Devlet üreticiden yana taraf olmadığı gibi garantör rolü de oynamıyor. Tütün üreticisinin önünde iki seçenek bırakılıyor ya tütün üretmekten vazgeçmek ya da kendi toprağında çokuluslu tütün kartellerinin kölesi haline gelmek.

290 milyona al 1 milyara sat
Tütün üretimine büyük darbe vuran bu kanun sonrası, üretici tütün ekmekten caydırıldı. Bu uygulamalarla tütün üreticisi tasfiye edilip göçe zorlanırken TEKEL’in alkollü içkiler bölümü 2003 yılında 290 milyon dolara Limak-Nurol-Özaltın-TÜTSAB Girişim Grubu’na satıldı; söz konusu grup üç yıl sonra şirketi yaklaşık 1 milyar dolara Amerikan Texas Pacific Group’a devretti.

TEKEL’in satılması
TEKEL’in sigara fabrikaları ve markaları ise 2008 yılında 1 milyar 720 milyon dolara British American Tobacco’ya (BAT) satıldı, Özelleştirme Yüksek Kurulu da 2009’da TEKEL’in kalan 60 adet Yaprak Tütün İşletmesini kapattı. Böylelikle ismi marka olmuş bir buçuk asırlık bir kurum olan TEKEL yok edilmiş oldu; Cumhuriyet’in ilk yıllarında (1925’de) Reji İdaresi’nin yabancılardan satın alınmasıyla kurulan TEKEL, özelleştirme adı altında yeniden yabancılaştırıldı.

Tütün ekiminde daralma
Destekleme alımlarının kaldırılarak sözleşmeli usule geçilmesi, TEKEL’in özelleştirilmesi, girdi fiyatlarındaki yükselişler ve ithal tütün kullanımındaki artış tütün üreticisinin gelirlerini düşürdü; sonuçta tütün ekimi ve istihdamında çok çarpıcı bir daralma yaşandı.

Tütün ithalatçısı oluyoruz!
Türkiye bir zamanlar dünyada şark tipi (oriental) tütün üretiminin dörtte birini gerçekleştiren ihracatçı bir ülke iken; 2000’li yıllar sonrası uygulanan ithalat odaklı politikalar nedeniyle günümüzde “net tütün ithalatçısı” bir konuma düştü.
Bu sonuçta 1986 yılından beri ithal edilen tütünlerde kg başına 3 dolar, sigarada paket başına 40 cent olarak uygulanan tütün fonunun 2009 yılından itibaren kademeli olarak kaldırılmasının da çok önemli bir rolü bulunuyor.

***

Üretici nasıl kurtulur?

► Halen üreticiler çokuluslu şirketlerle bireysel olarak sözleşme yapmakta; her an üretemez hale gelme korkusuyla sözleşmeden doğan haklarını takip edememektedir. Bu nedenle sözleşmeli üretimde devlet garantör olmalıdır.

► Üreticiler küresel boyutta tütün kartellerinin temsilcileriyle tek tek sözleşme imzalamak zorunda bırakılmaktadır.
Sözleşmeler üretici örgütleriyle (sendikalar) alıcı firmalar arasında toplu pazarlıkla yapılmalıdır.

► Tütünün üretim, pazarlama ve denetimini yapacak, sosyal sorumluluğu da bulunan (TEKEL gibi) bir kurum yeniden kurulmalıdır.

ureticiyi-buna-mecbur-ettiler-ya-tutun-uretme-ya-da-tutun-sirketlerine-kole-ol-512402-1.

***

İhracat azaldı ithalat arttı

► 2002 yılında 406 bin üreticiden tütün alımı yapılmış iken, 2016 yılında 51 bin üreticiden tütün alımı yapıldı.

► Alım yapılan tütün miktarı 2002 yılında 160 bin ton iken, 2016 yılında 84 bin tona düştü.

► Tütün ihracatı 2003 yılında 112 bin ton iken, 2017 yılında 51 bin tona geriledi.

► Tütün ithalatı 2003 yılında 70 bin ton iken, 2017 yılında 100 bin tona yükseldi.

► 2017 yılında 353 milyon dolarlık tütün ihracatına karşılık, 523 milyon dolarlık ithalat yapıldı.

ureticiyi-buna-mecbur-ettiler-ya-tutun-uretme-ya-da-tutun-sirketlerine-kole-ol-512403-1.

► 2003 yılında Türkiye’de üretilen sigaralarda 46 bin ton yerli tütün kullanılırken, 2017 yılında kullanılan yerli tütün miktarı 14 bin tona düştü.

► 2003 yılında Türkiye’de üretilen sigaralarda 63 bin ton ithal tütün kullanılmasına rağmen 2017 yılında kullanılan ithal tütün miktarı 96 bin tona yükseldi.

► 2017 yılı itibariyle Türkiye’de üretilen sigaralarda kullanılan tütünün yüzde 88’i yabancı kökenli, yüzde 12’si ise yerli tütünlerden oluşuyor.