Kürt organik kültürünün derinliklerinin bir başka örneği ile her defasında yeniden karşılaştığımda

Xem û derdê min ji ettar bipirse
Dirêjiya şevê j'nexweş bipirse
Hemû mexlûqat halê min dipirsin
Tu ku can û dil î, yek car bipirse

Kürt organik kültürünün derinliklerinin bir başka örneği ile her defasında yeniden karşılaştığımda Amilcar Cabral’ın o ünlü sözüne bir daha gönderme yapma ihtiyacını duyumsuyorum. Üstat Cabral diyor ki; "Ulusal Başkaldırı Kültürel Varoluşla Başlar". Hak teslimiyeti için de olsa bu bilinçle davrananlara selam borcumu bu vesile ile ödeme ihtiyacı duyuyorum.

Çok haklı olarak program bittiğinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir sahnede diyordu ki; “Binyıllık susuzluğumuzu bir tas zemzem suyuyla giderdiniz”.

Mezopotamya Kültür Merkezinin sahnede gözüken hanende ve sazendeleri olan 12 sanatçının dışında bütün bir ekip olarak yedi aylık bir çalışmanın sonunda mükemmel bir sanatsal gösteri hazırlamışlar. Baba Tahirê Uryan’ın şiirlerinden bestelenmiş 1,5 saatlik bir müzikal-sanatsal gösteri… 940-1010 yılları arasında İran’ın Hemedan şehrinde yaşamış Baba Tahirê Uryan diyor ki; "Nezanîn kêmasîyek e, hînnebûn kêmasîyeke dubare ye".

Mezopotamya Kültür Merkezi, projesinin adına Dîwana Dûbeytî demiş. Önce Cizre’de, devamında da Dîyarbekir’de izleyicisiyle buluştu. 5 Temmuz 2011, Dîyarbekir Temmuz akşamında Mezopotamya Kültür Merkezi sanatçılarını Dîwana Dûbeytî programında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin evsahipliğinde izledik dinledik. Tek kelime ile muhteşemdi. Tahire Hemedanî’nin bir dolu eseri içinden 13 parça seçmiş sanatçılar. Dehşet bir huşu içinde derin deryalara dalarak izleyip dinlediğimi biliyorum, ötesini değil.

Werin sotîdilan em lev bicivin
Li ser derdê xwe pevre bipeyvin
Terazî bînin em derdan bipîvin
Derdê kê girane em tev bibînin

Başta Zelal Gökçe’ye, Nurcan Değirmenci’ye, Meral Tekçi’ye, Sabir Erdinç’e, Serhat Kural’a, Serhat Ertuna’ya, Beriwan Ayaz’a, Hogır’a, Murat Çolak’a, Olcay Bozkurt’a, koreografide Yeşim Coşkun’a ve tüm müziklerde Ahmet Tigril’e üstün performansları nedeniyle çok ama çok teşekkür etmek gerek…

Nedendir bilemem çok özgün geleneksel motiflerimiz işlenmeyi ve paylaşılmayı beklerken çoğu kez küçümsenir. Bu sadece musikide değil edebiyatta da böyledir. Oysa içine girildiğinde görülür ki koca bir ummandır geleneksel ve organik Kürt edebiyatı, musikisi, folkloru…

Bu baptan baktığımızda MKM’nin Baba Tahirê Uryan (Hemedanî)’ın Dîwan’ından oluşturdukları Dûbeytî müzik ve dansı, geleneksel kültürel klasizmin kanımca kıymetli bir örneği olmaya aday bir performans. Bu performans sadece Kürdistan coğrafyasında bu kültürün asli sahipleri Kürtlere değil, dünyanın diğer bütün halklarına, başta da Türklere izlettirilmek şansına sahip olmalı. Kültürler birbirini tanıdıkça, sırların çözüleceğine, buzların eriyeceğine yürekten inanıyorum. Siyasetin hırpalayıcı diline de “sus ve dinle, dilini ehlileştir” demeye adaydır bu tür özgün kültürel örnekler.

Baba Tahirê Uryan û Hemedanî’nin çarînleri ile başladık yine ondan örneklerle bu kıymetli işi uğurlamak gerek:

Her ew ku aşiq e ji can natirse
Aşiq ji zencîr û zîndan natirse
Dilê aşiq weke gurê birçî ye
Ku ew ji heyheya şivan natirse


Ku dil dilber be, lexwe dilber kî ye
Eger dilber dil be, navê dil çi ye
Ez dil û dilber tevlihev dibînim
Nizanim ku dil kî ye dilber kî ye


Âşık dediğin ölümden, zincirden, zulümden, zindandan korkmayandır. Çoban’ın kuru gürültüsüne pabuç bırakmaz âşık. Çünkü âşık’ın gönlü aç kurt gibi aşka susamıştır. Bin sene öncesinden seslenen ve kendisinden sonraki kuşaktan olan Ömer Hayyam’a bile hayranlıkla ilham veren Baba Tahirê Uryan’a selam olsun…

Eger destêm bighê çerxa felekê
Ezê gelek tiştan bipirsim ji wê:
“Te bi yekî dayiye sed nîmet
Bi yê din jî nanê ceh tevî xwînê”