Samsunlu genç piyanist Kerem Ernur ile iki ay önce Mersin’de Selman Ada ile yeni operamız üstünde çalışırken tanıştım. Ada onu Belçika Kraliyet Konservatuvarı’nın yüksek bölümü sınavına hazırlıyordu. Örnek bir usta-çırak ilişkisine tanık oldum. Sınav için yüklü bir konser programı gerekiyordu. Kerem’in çaldığı her parçadan sonra Ada’nın ufkumu zenginleştiren yorum ve önerileri geliyordu. Bu yapıcı eleştirellikte […]

Samsunlu genç piyanist Kerem Ernur ile iki ay önce Mersin’de Selman Ada ile yeni operamız üstünde çalışırken tanıştım. Ada onu Belçika Kraliyet Konservatuvarı’nın yüksek bölümü sınavına hazırlıyordu. Örnek bir usta-çırak ilişkisine tanık oldum.

Sınav için yüklü bir konser programı gerekiyordu. Kerem’in çaldığı her parçadan sonra Ada’nın ufkumu zenginleştiren yorum ve önerileri geliyordu. Bu yapıcı eleştirellikte damıtılmış bir bilgelik vardı. Zarif delikanlının engelsiz algı, sindirme ve gelişme gücü beni de etkiledi. Piyano öğretmeni Caroline Ada da dinliyor, şefkatli bir titizlikle usulca katkılarda bulunuyordu. Sınav sonucunu güvenli bir acaba ile bekledim.

Ve Selman dostumdan müjde geldi: Bu duyarlı ve azimli genç belirleyici sınavı aşmış, kazanmış. Bilen bilir: Çok önemli başarı. Kerem Ernur’un piyano aşkı iyi ki platonik kalmamış; anlayışlı ailesinin de desteğiyle mutlu (ve tabii ki sancılı) bir yaşam yolu olabilmiş.

Kerem şöyle yazdı bana:

“Selman Ada ustamdan öğrendiğim en önemli derslerden biri şu: Sanat hayli uzun bir yol, fakat önemli olan bu yolun sonunu görmek değil, bu süreçte tecrübe ettiğim, öğrendiğim şeylerdir. Kazandığım okul da bu uzun yolun parçası, daha çok şey tecrübe edebilmem için yardımcıdır.”

Candan kutlarım sevgili Kerem’i, ailesini, ve candan teşekkür ederim 55 yıllık dostum Selman Ada’ya bu genç yurttaşa, dünyadaşa katkıları için.

Sevgili Kerem, sana tüm piyanolar açık olsun. Müzik Tanrıçası’nın genç elçilerinden oldun, oluyorsun… Adım adım, nota nota, pedal pedal. Aşkla.