Google Play Store
App Store

Tiyatro sanatçısı Genco Erkal, 5 yıl önceki paylaşımları nedeniyle "Cumhurbaşkanı'na hakaret" iddiasıyla hakim karşısına çıktı. Dava, bir sonraki duruşma için 11 Mart 2022'ye ertelendi. Erkal savunmasında, başkanlık sisteminin ülke için felaket olduğunu vurgulayarak, "Suskun, evet efendimci bir toplum isteniyor. Soru sorulmasın, eleştiri yapılmasın, iktidara koşulsuz biat edilsin" dedi. Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ise Genco Erkal'a sosyal medyada destek vererek, Erkal'ın tweetlerini besteleyerek 'gayet anlamlı şarkılar yapılabileceğini' dile getirdi.

Usta sanatçı Genco Erkal: Başkanlık sistemi ülkemiz için felaket oldu

Usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal hakkında, 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' suçlamasıyla 4 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Erkal'a destek vermek için duruşmayı sanatçı Fazıl Say, Ece Dağıstan, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TİP Milletvekili Ahmet Şık takip etti. Erkal alkışlar eşliğinde duruşma salonuna girdi.

Genco Erkal ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya mahkeme hâkimi Covid-19 gerekçesiyle basın ve izleyici almak istemedi. Avukat Turgut Kazan duruma itiraz ederek, “Biz böyle olacağını belirterek sizden büyük salon talep ettik” dedi.

Mahkeme hâkimi, “Şu an bu ortam hem yargılama açısından hem de pandemi açısından sağlıklı değil. Avukatlar ve sanık ile bir gazeteci kalsın geri kalan dışarıya çıksın” diye konuştu. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Ben çıkmayacağım adil yargılama hakkı gereği duruşmayı izleyeceğim.” ifadesini kullandı. TİP Milletvekili Ahmet Şık “Eğer sağlıklı bir karar almak istiyorsanız yargılamayı yapmadan beraat yapmalısınız. Mahkeme salonlarında sağlık değil hukuk tartışılır" dedi.

ERKAL’IN SAVUNMASI: İKTİDARIN DOĞAYLA ARASI PEK SAĞLIKLI OLMADI

Genco Erkal, savunmasında Twitter paylaşımlarımda hiçbir hakaret unsuru olmadığını belirtti. “Bu davaya konu olan üç tweet’i teker teker ele alıp açıklayacağım” diyen Erkal, savunmasını şöyle sürdürdü:

“Ayder Yaylası’ndan başlayalım. Bu iktidarın doğayla arası pek sağlıklı olmamıştır. İnşaat ve beton aşkı her zaman doğa aleyhine çalışmıştır. Onlar için önemli olan her zaman pazarlanacak yeni rant alanları yaratmaktır. Toprağı, alınıp satılacak arsa olarak görürler. Doğaya verilen zararların tipik örnekleri arasında, örneğin Kaz Dağları’nda maden aramaya izin verilmesi, köylülerin karşı koymasına rağmen İkizdere’de taş ocaklarına ruhsat verilmesi, özel koruma altındaki kıyıların imara açılması sayılabilir. Cumhurbaşkanı da zaman zaman bizzat özeleştiri yaparak, örneğin İstanbul için şunları söylemiştir: “Biz bu şehre ihanet ettik. İstanbul’un kıymetini bilemedik. Bundan ben de sorumluyum.” (21 Ekim 2017).

Aynı şekilde Ayder Yaylası için de “Biz burayı kirlettik, rezil ettik” dediği halde yaylayı turizm merkezi ilan ederek kentsel dönüşüm çalışmalarını başlatmış, imara açıp buranın doğal yayla olma vasfını kaybetmesine olanak sağlamıştır. İşte benim tweet’im bu durumu eleştiriyor. “Parmağının değdiği yeri beton edip kurutuyor” demek bir durum beyanı, bir eleştiridir. Kesinlikle hakaret değil.”

usta-sanatci-genco-erkal-cumhurbaskanina-hakaret-suclamasiyla-hakim-karsisina-cikti-948074-1.

“DİPLOMASI YILLARDAN BERİ TARTIŞILIYOR”

“İkinci tweet’in konusu Cumhurbaşkanı’nın diploması. Yıllardan beri tartışılıyor. Vardı, yoktu. Geçerliydi, değildi. Sahteydi deniyor. Davalar açılıyor, reddediliyor. Onaylanan fotokopidir, orijinal diploma ortada yok deniyor. Olay Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gidiyor. Bütün bunlar yıllardır kamuoyunun gözleri önünde oluyor. Konuyla ilgili kitaplar yazılıyor. İnternete girin “Erdoğan’ın Diploması” diye arayın, bakın neler çıkıyor karşınıza. En son bir kurul meseleyi “özel hayatın gizliliği” kapsamında değerlendirdi. Neden özel olsun? Mademki yasal olarak belli bir göreve seçilebilmek için o diploma gerekli, o zaman açıkça ortaya konmalı. Özel hayat kapsamına girmez ve gizlenemez. Bu tweet’le ifade ettiğim gibi ben de bir yurttaş olarak bu diplomayı görmek istiyorum. Bu benim hakkım. Bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanımız’ın diploması tartışma konusu olmamıştı. Hepsi devlet arşivlerinde yerini aldı. Hepsi kesin, açık ve nettir. Bu diplomayı da görelim diyorum.

Aynı tweet’in baş tarafında “alemin çocuk doğurup doğurmayacağına karışacağına” diye bir ibare var, onu da açıklamak isterim. Cumhurbaşkanı ara sıra “Biz kimin özel hayatına, yaşama biçimine karıştık” der, der ama açıkça bilindiği gibi üç çocuk, beş çocuk, yurttaşların kaç çocuk yapacağına bile o karar vermek ister. Bu da beni rahatsız ediyor ve bu tweet’le o konuyu eleştiriyorum.”

“TÜRK USULÜ BAŞKANLIK SİSTEMİ ÜLKEMİZ İÇİN FELAKET OLDU”

"Üçüncü tweet’teki çobanlık meselesine gelince: Bir gün Cumhurbaşkanı şöyle dedi: (14 Kasım 2016) “Çobanlık felsefesini anlamayan, insan yönetemez. Ben de bir çobanım.” İşte bu konuşma son tweet’ime ilham kaynağı oldu. Kendisi çobanlığı gururla kabul edip savunduğuna göre burada hakaret söz konusu olamaz. O çobanlığı tercih edebilir ama ben sürüden biri olmayı kabul etmiyorum. Çağdaş bir toplum özgür bireylerden oluşur, halk koyun sürüsü olamaz.

Türk usulü Başkanlık sistemi ülkemiz için felaket oldu bence. Benim asıl eleştirdiğim budur. Başkanlık sistemine başından beri kesinlikle karşıyım. Tüm yetkilerin tek kişide toplandığı bir sistemde halk huzur bulamaz. Nitekim bu sistemin yürürlüğe girmesinden bu yana, kısa zamanda siyasi, sosyal, tüm alanlarda zararlarını gördük; dengeler bozuldu, sistemin sürdürülebilir olmadığını anladık.

En önemlisi, ülkemizin ekonomisi çöktü. Paramız büyük bir hızla ve durdurulamaz biçimde değer kaybetti. Enflasyon, işsizlik, hayat pahalılığı, yoksul kesimin giderek daha yoksul olması bu sistemin çıkmazını açıkça ortaya koydu. Dilerim ilk seçimde bu ucube sistemden kurtulup yeniden parlamenter sisteme geçer, onu geliştirir, demokrasiyi yeni baştan inşa eder, huzur buluruz.”

“SUSKUN, ‘EVET EFENDİM’Cİ BİR TOPLUM İSTENİYOR”

“Teker teker tweet’lerimin savunması böyle. Genel duruma bakarsak ülkemizde, son 6 yıl içinde Cumhurbaşkanı’na hakaretten 38.000 dava açılmış, bu herhalde bir dünya rekoru. Durumun nedenlerini araştırmak gerekiyor kanımca. Neden bu kadar çok dava? Daha önceki dönemlerde bu tür davalar yüzlerle sayılırken bu dönem birdenbire on binleri konuşmaya başlıyoruz. Demek ki ifade özgürlüğüne ciddi bir saldırı var, baskı var burada. Suskun, evet efendimci bir toplum isteniyor. Soru sorulmasın, eleştiri yapılmasın, iktidara koşulsuz biat edilsin. İnsanlar hapse atılmaktan korkup sussunlar, bu mudur amaçlanan?

Üstelik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Şorli kararıyla artık Cumhurbaşkanı’na hakaret diye bir suç kabul etmiyor, insan haklarına aykırıdır diyor. Bu suçtan ötürügöz altına alıp yargıladıklarınıza 7500 Avro tazminat ödeyeceksiniz diyor. Bunun üstüne benim başka bir şey söylememe gerek kalmıyor sanırım. Takdir sizindir.”

ERDOĞAN'IN AVUKATLARI: SANIĞIN CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUZ

Erkal'ın savunmasının ardından katılma talebinde bulunan Erdoğan'ın avukatları ise, "Suça konu paylaşımlarda alenen hakaret vardır. Gerçek olgular üzerinden yapılmayan eleştirilerle sınırlar aşılmıştır. Müvekkilimin kişilik hakları zarar görmüştür. Sanığın cezalandırılmasını istiyoruz" diye konuştu.

Duruşma salonunun yetersizliği nedeniyle Cumhuriye Başsavcılığına uygun bir salon talep edilmesi için yazı yazılmasına ve dosyanın mütalaasını hazırlaması için iddia makamına gönderilmesine karar veren mahkeme, duruşmayı 11 Mart 2022 saat 09.30'a erteledi.

FAZIL SAY'DAN ERKAL’A DESTEK

Öte yandan Erkal'a Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say'dan destek geldi. Say, Instagram hesabından, "Genco Erkal ile adliyede. Duruşma 11 Mart’da devam edecek. Yazdıklarında hiç bir hakaret unsuru yok. Duyarlı eleştiriler.. Hatta Genco’nun tweet’lerini bestelesek gayet anlamlı şarkılar olur. Davayı açanlar bile diline dolar ezberler…(38.001inci dava)" diye yazdı.

ERKAL: BUNDAN SONRA DURUŞMALARDA DAHA ÇOK KONUŞACAĞIM

Duruşma çıkışında adliye önünde basın mensuplarına açıklama yapan Genco Erkal, "Dava devam ediyor, Mart'a ertelendi. Devam ettiği için de çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Yazılı savunmamı birazdan eve gidince basına yazılı olarak ileteceğim. Başka bir şey söylemeyeceğim. Bana böyle bir fırsat verildiği için çok mutluyum aslında. Çünkü burada ben kendimi savunabiliyorum sizlerde şahit olabiliyorsunuz. Bana yapılan suçlamaları açıkça savunabiliyorum. Sadece o suçlamaların cevabını değil, aslında dünya görüşümü bütün bu içinde yaşadığımız düzenin eleştirisini de dile getiriyorum. Bundan sonraki duruşmada da daha da çok konuşacağım" dedi.

NE OLMUŞTU?

Erkal’ın sosyal medya paylaşımları hakkında 5 yıl önce emniyete yapılan ihbarın değerlendirilmesi üzerine, 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' iddiasıyla iddianame düzenlenmişti. Usta tiyatrocu, 2'si 5 yıl önce yapılmış toplamda 3 sosyal medya paylaşımı nedeniyle soruşturmaya tabi tutulmuş ve 19 Nisan 2021’de Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne giderek ifade vermişti.

Genco Erkal, savcılığa ifade verdikten sonra yaptığı açıklamada paylaşımlarının hiçbirinde Cumhurbaşkanı'na hakaretin söz konusu olmadığını söyleyerek, “Başkanlık sistemine, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına, insanların, düşünceleri yüzünden hapis yatmalarına, doğanın katledilmesine, betonlaştırılmasına, yoksulları daha yoksul kılan bu acımasız bozuk ekonomik düzene, laik bir ülkede din olgusunun bu kadar ön plana çıkarılmasına ve sürekli dinin bir siyasi malzeme olarak kullanılmasına karşıyım” ifadelerini kullanmıştı.

Soruşturma sonunda İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame, mahkeme tarafından kabul edilerek dava açıldı.