Ustalara yolculuk
Bolis Lusadu Fotoğraf Kolektifi’nin ilk sergisi “Usta Ellerin Sihri”, Ermeni ustaların İstanbul kent belleğindeki yerini anlatıyor. Sergi; kuyumcu, terzi, şapkacı, marangoz gibi son Ermeni ustaların tanınmasına olanak sağlıyor.

Bahar GÖNÜL
Bolis Lusadu Fotoğraf Kolektifi'nin “Usta Ellerin Sihri” adlı sergisi, marangoz, terzi, kuyumcu, şapkacı, tamirci, berber gibi işlerle uğraşan Ermeni ustaların fotoğraflarından oluşuyor. Kolektif üyeleri, sergiye ilişkin "Çok yakında kadim ustalık bilgisini sürdüren Ermeni usta kalmayacak. Kentin birçok semtinde Ermeni ustaların varlığı tesadüf değil. Bir tarihten gelindiğini ve bugün hâlâ o tarihin devam ettiğini anlatmak istedik. Bunun şehrin belleğinde ne denli önemli bir yer tuttuğunu anlatmak istedik" diyor.
29 Mayıs'ta İstanbul Tophane'deki Depo İstanbul'da açılan sergi, 27 Temmuz'a dek sanatseverler tarafından gezilebilecek. Sergide, Ermeni fotoğrafçılar Arman Camgözoğlu, Berge Arabian, Dikran Dülgeryan, Edmon Sefer, Garo Miloşyan, Mıgırdiç Arzivyan, Nuran Akkaya, Sarkis Baharoğlu’nun Ermeni ustaları çektikleri 42 fotoğraftan oluşuyor. İstanbul’un birçok semtinde çekilmiş ustaların fotoğraflarının yer aldığı sergiye ilişkin BirGün'e konuşan Bolis Lusadu Fotoğraf Kolektifi Sözcüsü ve fotoğrafçı Sarkis Güreh, “Bu sergiyle Ermeni ustaların kentin belleğinde ne denli önemli bir yer tuttuğunu anlatmak istedik”diyerek konuşmasına başlıyor.
KADIN USTA SAYISI AZ
Kadın usta sayısının azlığına da dikkat çeken Güreh, sergide 4 kadın ustanın olduğunu söylüyor. Kadın emeğinin görünür olmadığından bahseden Güreh, kolektif içinde de genç kadın fotoğrafçılardan oluşan bir atölye kurmayı hedeflediklerini söylüyor. Güreh, şöyle devam ediyor: “Sergide 4 kadın, 36 erkek var. Bu durum Ermeni toplumunun da kendisini sorgulaması gereken bir konu aslında. Mesleklerin icra edildiği yerler o kadar zor şartlarda ki hem semtler hem çalışma alanı bakımından zorluklar var. Hijyenden tutun da güvenliğine kadar çok sayıda sorun var. Bu yüzden büyük ihtimalle kadınlar orada istihdam edilemedi. Bunun toplumsal nedenleri de var elbette. Kadın emeğine saygı gösterilmemesi gibi ve başka çeşitli nedenler de... Neticede kadın usta sayısı da daha az fotoğraflarda. Toplumda kadınlar çok fazla temsil edilmiyor. Kadın fotoğrafçı sayısı da az. Kolektifin içinde de çok fazla kadın yok ama en azından bunu dengeleyecek farklı çalışmalar yapabiliriz. En azından biz kendi grubumuzda bunu mümkün olduğunca sağlamalıyız.”
ARA GÜLER DE SERGİDE
Sergideki Ara Güler fotoğrafına değinen Güreh "Ara Güler de bizim ustamız. Ustalık çok eskilerden beri Ermenilerin içinde piştiği bir kap. Çok eskiye giderseniz Ermeni taş ustaları, kuyumcu ustaları hâlâ bilinir. Şunu demek istiyorum; Ermenilerin iyi usta olduğu bilinir, onların elinden çıkan objelerin değeri de kıymeti de anlaşılır. Ve bu geleneğin devam ettiğini biliyoruz ve bunu da sergide anlatmak istedik. İlk çıkış sergimizi emekçi bir tema üzerinden kurmak istedik" diye konuşuyor.
Kolektiften fotoğrafçı Berge Arabian ise seçtikleri temayla bir metafor oluşturduklarını söylüyor. Arabian “Ermeniler ustalarının değerini bilir. Küçük bir toplumuz, çok az insan kaldık, ustalar da azaldı. Paralel bir yolculuk var burada. Hem Ermeniler hem başka toplumlar da azaldı. Bu sembolik bir şey, bir metafor. Toplumdan bahsetmek için ustalardan bahsedebiliriz. Bir arkadaş hemen hemen 25 tane yeni usta buldu. Sergi düzenleyelim ki başkaları da görsün ve böylelikle destek de görebiliriz dedik” diyor. Ustaların kendi mesleklerinin son temsilcileri olabileceğini belirten Arabian, “Genç nesil artık marangoz, terzi, tamirci gibi bu mesleklerle ilgilenmiyor. Akıl ve elin birleştiği bir şey yaratmak artık bir hiç. Modern hayat bütün toplumları değiştirdi, Ermeniler de dahil” diye konuşuyor. Arabian, şöyle devam ediyor: “Kolektif içinde de her bir fotoğrafçı da fotoğrafçılığın farklı alanlarından. Belgesel fotoğrafçısı, düğün fotoğrafçısı, ürün fotoğrafçısı, sokak fotoğrafçısı var, nü çeken fotoğrafçı var. Birlikte çalışmak, birbirimize bir şeyler anlatmak istiyoruz. Mesela düğün fotoğrafçısı bana ne anlatabilir öğrenmek istiyorum. Ben belgesel fotoğrafçılığı yapıyorum öbürü natürmort yapıyor, art fotoğrafçılık yapıyor. Ben art fotoğrafçılık çok yapmıyorum ama bilmek, öğrenmek istiyorum. Bu platformda yapabiliriz bunu. Her projede başka kişiler çalışabilir bu bize daha güç verebilir.”
Söz konusu sergi ile kadın fotoğrafçıları da ulaşabileceklerini umut ettiklerini anlatan Arabian “Kadının olması çok daha iyi. Belki bu sergiden sonra tanımadığımız fotoğrafçılar bizi bulacak. Biz bu umutla yaşıyoruz. Mesela Marsilya’dan bir mesaj geldi. Bir kadın fotoğrafçı, sergiden haberdar olmuş. O da kendi kendine Marsilya’da Ermeni toplumunun fotoğraflarını çekiyormuş. Bu çok mutlu etti" diyor.