Google Play Store
App Store

Süper Lig’in bitmesine 16 hafta kala üç büyüğün kıyasıya şampiyonluk yarışı devam ediyor. Form tutan Trabzonspor ise onların sadece 6 puan gerisinde. Limit tartışmalarının yaşandığı pandemi nedeniyle ekonomik gelirlerin azaldığı ligde dört büyük takımın ayrıcalıklı yeri daha da sağlamlaşıyor.

Üstünlerin oyunu

Eren TUTEL

Pandemi futbol dünyasını fazlasıyla etkiledi. Kulüpler ekonomik olarak problemler yaşarken liglerin orta sıra ve altında yer alan takımlar bundan büyük takımlara göre çok daha fazla etkilendi. Süper Lig’de birçok transferler yapan Fenerbahçe ve Galatasaray kadrolarını hatırı sayılır ölçüde güçlendirdi. Beşiktaş da bu iki takım kadar olmasa da önemli takviyeler yaparak zirve yarışında kalmayı başardı. Devre arası transfer döneminde ligin en iyi oyuncularından Bakasetas ve Berat Özdemir’i kadrosuna katan Trabzonspor’da yakaladığı form grafiğiyle bu üçlünün hemen arkasına geldi.

Peki yaşanan krize rağmen dört büyüklerin bu kadar rahat transfer yapmaları dengeleri nasıl etkiledi? Bildiğimiz üzere Süper Lig’deki önceki iki-üç sezonda rekabet seviyesi artmış ve büyüklerle diğer takımlar arasındaki fark bir hayli kapanmıştı. Bu sezon ise önümüzde bambaşka bir tablo var. TFF tarafından getirilen transfer limitinin bu rekabeti koruyacağı düşünülüyordu ancak büyüklerin bir oyuncunun bonservisine rahat rahat 7-8 milyon avroları vermesi ve olabildiğince geniş kadro kurmaları limitin kâğıt üstünde kaldığının bir göstergesi.

Anadolu takımlarının büyüklerin kurduğu gibi geniş ve maliyetli kadro kurma lüksü yok bu da rekabet etme şanslarının azaltıyor. Artan borçlarına rağmen dört büyük takımın böylesine rahat hareket etmesi tartışılması gereken bir unsur.

LİMİT TARTIŞMASI

TFF her ne kadar bütün takımların limitlere uyduğunu iddia etse de evdeki hesap bir türlü çarşıya uymuyor. Sonuçta ise elimizde dört takımın domine ettiği diğer takımlarından birçoğunun var olma mücadelesi verdiği bir lig kalıyor. Adaleti sağlaması gereken kurum olan TFF de buna çanak tutmaya devam ediyor. Geçen sezon küme düşmenin kaldırılması sonrası 21 takıma çıkan ligin hacmi büyüyünce takımlar sıkışık bir fikstürde daha fazla maça çıkıyor. Elinde 25 iyi futbolcu bulunduran bir takım için ağır fikstürü kaldırmak çok daha kolay ancak orta ve aşağı sıralarda yer alan takımların bu denli geniş bir kadro kurma lüksü yok.

Yani her şey büyüklerin başarılı olması için dizayn edilmiş durumda. Haliyle de bu fırsattan da yararlanıyorlar. Oyuncuların saha üzerindeki emeklerine haksızlık etmemekle beraber kulüplerin yöneticilerin bu kadar ayrıcalığa rağmen hemen hemen her hafta hakemlerden şikâyet etmesi bir hayli ironik. Hem el üstünde tutulup hem her fırsatta mağdur olduğunu iddia etmek ülkemize özgü bir durum olsa gerek.

HER ŞEY TFF’NİN İSTEDİĞİ GİBİ

Özetle bu koşullarda devam eden Süper Lig yarışında üç takım aynı puanda. Onların 6 puan arkasında yer alan Trabzonspor da üçlünün hatasını bekliyor. Her şey TFF’nin, sosyal medyada trollük yapan taraftarların istediği gibi.

FARK YİNE AÇILDI

Yarışın sonunda mutlu sona ulaşan takım elbette büyük bir başaracak ve önemli bir başarıya imza atacak. Ancak bunu adil koşullarda yarışarak yaptığını söylemek biraz güç olacak. Tıpkı geçen sezon devre arasını lider tamamladıktan sonra BirGün’e konuşan Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay’ın söylediği gibi: “Biz istediğimiz oyuncuyu alamıyoruz. Örneğin geçen sene Galatasaray Diagne’yi 13 milyon avro verip transfer etti. Biz o parayla bütün takımı kuruyoruz, hatta daha fazlasını yapıyoruz. Onun için bence makas genişledi, daralma diye bir şey yok.”