Uyan Aslan, lidersin!

Ne zaman televizyonda görseniz, o an kaçıncı dakikası olursa olsun oturup sonuna kadar izlediğiniz filmler vardır ya; Geleceğe Dönüş serisi gibi, işte Galatasaray’ın iç saha maçları da ona benzemeye başladı. Ama tek farkla, neresinden yakalarsanız yakalayın sonunda ne olacağını bildiğiniz için izleyeseniz gelmiyor. Hızlı başlangıç, dengelenen oyun, olgunlaşamayan ataklar ve kısır döngü. Aykut Kocaman’ın takımı dün akşam maçın ilk yarısında, Süper Lig standartlarının çok üstünde bir savunma disipliniyle oynadı. Evet, hücum oyuncularının da çok fazla savunma görevi olduğundan kontratak fırsatı yakaladıkları her pozisyonda organize olmaları çok uzun sürdü ve son pasları yapmakta oldukça acemiydiler, ama rakibin kronik problemi olan kanatlardaki sıkıntıdan çok iyi faydalandılar ve ilave olarak da bu sıkıntıya alternatif olabilecek Sneijder- Yasin işbirliğini çok iyi engellediler. Sneijder’ın topla buluşup 1 metre yakınında iki Konyasporlu oyuncu olmadığı pozisyon yok gibiydi neredeyse. İki kanattaki bu kademeli anlayış, sadece Sabri’nin birkaç pozisyonda son çizgiye inme denemesine izin verdi o kadar. İlk yarı boyunca bu sarp Konya kayalığına vurup vurup geri geldi Galatasaray dalgası.

Maçın ikinci yarısında da değişen bir şey yoktu aslında, sarı-kırmızılılar denedi, yeşil-beyazlılar savundu. Yasin ve Bruma oyundan çıktıktan sonra Galatasaray zaten inemediği son çizgiyi de denemeyi bıraktı ve 75’in ardından artık sonucu belirleyecek şey şapkadan çıkacak tavşandı. Bunu da günün Sabri ile beraber en başarılı 2 isminden birisi Melo çıkardı ve Sneijder’ın kullandığı kornerde arka direkten yaptığı ekstra kafa pası Selçuk’un son vuruşu ile 3 puana dönüştü. Galatasaray kabusa yatacağı bir hafta sonu başlangıcını rakiplerin üzerinde kurduğu baskıya dönüştürdü adeta.

Maçın yardımcı hakemi Serdar Diyadin’e kırmızı kart pozisyonu ile ilgili koca bir tebrik göndermek gerekiyor. Yardımcı hakem, “yardımcı” kelimesinin hakkını böyle vermeli. Verdiği karar hem Konyaspor’u haksız yere 10 kişi kalmaktan hem de Galatasaray’ı haksız şekilde sayısal üstünlüğü ele geçirmiş halde galibiyet almaktan kurtardı.