Salgınla birlikte yaygınlaşan evden çalışma modeli birçok sektörde kalıcı hale gelirken çalışanlar için de yeni sorunlar doğurdu. 9 beyaz yaka örgütü 9 maddelik taleplerini açıklayarak yasal düzenleme yapılmasını istedi. Beyaz yakalılar evden çalışmanın çalışanlar arasında iletişim kopukluğu yarattığına, dolayısıyla örgütlenmede yeni sorunlar açığa çıktığına değindi. Beyaz yaka örgütlerinin ortak mücadelesinin sorunu aşacağına dikkat çekildi.

Uyuduğu yerde çalışanlar sorunlarını anlattı: Evdeki mesainin sonu yok

Rıfat KIRCI

Salgınla birlikte yaygınlaşan evden çalışma yöntemini işverenler sevdi. Koç, Sabancı gibi birçok büyük holding, bünyesinde bulunan bazı şirketlerde evden çalışmayı kalıcı hale getirdi. Bankalar, reklam ajansları, medya, sigorta şirketleri, mimarlık ofisleri gibi pek çok sektör uygulamaya dahil oldu.

Plazalarda ya da daha küçük binalarda ofislerin bir kısmı yavaş yavaş boşaldı. Ancak uzaktan çalışma emekçiler için mesai saatlerinin artması, özel hayata müdahale, ofis masraflarının kendi üzerlerine yıkılması gibi yeni sorunları beraberinde getirdi. Salgından 1 yıl sonra uzaktan çalışmaya yönelik yönetmelik resmi gazetede yayımlandı ancak emekçilerin sorunlarına yönelik herhangi bir çözüm yer almadı. 9 farklı beyaz yakalı örgütü de bir araya gelerek kendi taleplerini içeren bir liste hazırladı. İmzacı örgütlerden Politeknik, Kaç Bize Gel, Öğretmen Dayanışması, Banka ve Finans Dayanışması, Mühendisler ve Mimarlar Meclisi temsilcileriyle talepleri ve çözüm önerilerini tartıştık.

Maddelerin arasında ilk sırada ‘sağlığım önce gelir’ yer alıyor. İşverenin çalışanın ruhsal iyilik halini koruması gerektiğinden bahsediliyor. Bunu biraz daha açabilir miyiz?

•Politeknik’ten Endüstri Mühendisi Duygu Coşkun: Evden çalışma düzeninde sürekli çalıştığını kanıtlamakla yükümlüsün. Ben artık evimde, çalıştığım odanın önünden geçtiğimde dahi stres yaşıyorum. İşveren ve yöneticiler, bizleri sürekli erişilebilir gördüğü için bize devamlı ulaşıyorlar. Artık işten uzaklaşamaz hale geldik. Belki bu dönemde sınırlar daha iyi belirlenmiş olsaydı bu iyilik halimizi daha iyi koruyabilirdik. Zaten bu çalışma koşulları bizleri kötü yapıyor. Normal şartlarda iş için birisiyle diyaloğa girmemiz gerektiğinde her şey daha kolaydı. Şimdi o kişiyle bir toplantı ayarlamak mecburiyetindeyiz. Bu dönemde beklentiler de çok arttı.

•Kaç Bize Gel’den Avukat Hikmet Topal: Salgında ev hapsindeymişsiniz gibi saatlerce çalışıyorsunuz. Bütün beyaz yakalı işçilerde günde ekrana bakma süresi en az 3 kat arttı. Bu bir mobbingtir çünkü devamlı ekrana bakmak insanın maddi gerçeklikle olan ilişkisini kopartıyor. Artık maddi gerçeklikten kopmuş, kendi evrenine sıkışmış ve sadece çalışmaktan ibaret olan bir hayat bizi bekliyor.

İşverenin, çalışan üzerinde artırdığı tahakküm birçok sorun yaratıyor. Taleplerden bir diğeri de ‘bağlantıyı kesme hakkı’ aynı zamanda sağlık talebiyle de örtüşüyor. Peki yeni çalışma düzeninin en can alıcı sorunlarından birisini oluşturan bağlantıyı kesme hakkı ne ifade ediyor?

•Banka ve Finans Emekçileri Dayanışması’ndan Avukat Aycan Kaya: Evimiz artık işyerimiz oldu. Bizler işyerinde fiilen çalışırken kısmen dinlenebilen, öğle molasına çıkabilen insanlardık. Şu an geldiğimizde sadece öğlen veya akşam değil, dinlenme hakkını bile kullanamayan, çoğu banka sektöründe çalışan arkadaşlarımızın tuvalet molaları kısıtlanan ve kimi zaman ‘Tuvalete giderken telefonunuzu yanınızga götürün. Biz size ulaşmak istiyoruz’ sözlerine maruz kalan kişilere dönüştük. İşveren, sürekli bizlere ulaşılabilir olma koşulu da güttüğü için her dakikamızı kendisine verme durumunda kaldık. Bu durumda bazen saatlerce bilgisayar başından kalkmadan çalışmak mecburiyetindesiniz. Çalışma saatleri içerisinde aranız dahi yok.

•Öğretmen Dayanışması’ndan Edebiyat Öğretmeni Erkin Sayılkan: Çalışmaya başladığınızda evin bazı bölgeleri kişiye ofis hissiyatı veriyorsa çalışanların belli saat aralıklarında dinlendirilmesi gerekir. İnsanlar evlerinde çalıyor olsalar dahi burada bir zihinsel yorgunluk söz konusu. Aynı zamanda uzun süre boyunca bilgisayar ya da telefon gibi aletlerin başında durunca da fiziksel yorgunluk da kendini göstermeye başlıyor. Bağlantıyı kesme hakkının ortaya çıkışı ise çalışanın hem fiziksel hem de zihinsel yorgunluğunu dindirmesi içindir.

Salgın döneminde kreşler, anaokulları, okullar kapandı ya da uzaktan eğitime geçti. Ancak ebeveynler çalışmaya devam etmek zorunda kaldı. Talepler arasında da kreş ve bakım hakkı bulunuyor. Salgın sürecinde ihmal edilen bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

•Politeknik’ten Duygu Coşkun:
Bu dönemde ebeveynlerin toplantı esnasında aynı zamanda çocuklarıyla ilgilenmek zorunda kaldıklarına şahit olduk. ‘Zaten evden çalışıyorsun, çocukla da ilgilenebilirsin’ tarzında bir tutum var. İnsanlar çocuklarıyla ilgilenmek mecburiyetinde kaldığında işler sarkabiliyor ayrıca kişiler ne olursa olsun çocuklarıyla tamamen ilgilenemiyorlar.

•Öğretmen Dayanışması’ndan Erkin Sayılkan: Salgın sürecinde hem annenin hem de babanın yoğun şekilde bilgisayarlarının başında çalışmak zorunda kaldığı bir evde küçük bir çocuk pencereden kendisini aşağı atmıştı. O çocuk yaşamını yitirdi. Medyada da geniş yer almıştı bu olay. Evde çalışılan bu dönemde çocuklarla ilgilenmek için ebeveynlere bir hak tanınması gerekiyordu. Bu hakkın yaza kalmadan, evden çalışma dönemi başladıktan sonra tanınması lazımdı. Kreş açma hakkı her ne kadar kanunda olsa dahi bunu uygulamayan işyerlerine idari para cezaları verilir ve bu ceza asla tahsil edilmez. Biz bunu istemiyoruz. Biz, kreş açma hakkının kayıtsız, şartsız uygulanmasını talep ediyoruz.

Uzaktan çalışmada mesai, günün bütününe yayıldı. Fazla çalışmaya da değinelim isterseniz?

•Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi’nden İnşaat Mühendisi Sargın Arslan:
Haftasonu da çalışıyordum. Normalde 1 hafta içerisinde bitecek olan bir işi 2 günde bitirmek zorunda kalıyordum. Gecen gündüzün yok. Patronun ise akşam seni arayıp, ‘Bu işi yarın bitirmemiz gerekiyor’ diyebiliyor. Bunun dışında herhangi bir mesai ücreti de verilmiyor. Bizler günde 8 saat çalıyormuşuz gibi normal ücretlerimizi almaya devam ediyoruz. Mesai saatleri sonrası ve pazar günleri çalışmamızın bizlere mesai olarak dönmesini istiyoruz.

•Politeknik’ten Duygu Coşkun: Yasakların olduğu dönemde en çok yaşanan şeylerden biri mesai sonrası veya hafta sonlarına toplantı konmasıydı. ‘Nasıl olsa evdesiniz’ şeklinde düşünüyorlar. Bu sadece pandemi dönemine has bir problem değil. Ancak artık mesainin hiçbir sınırı kalmadı. Artık herhangi bir saatte aranabiliyorsunuz. Artık gün içerisinde verdiğimiz tüm aralar temel ihtiyaçlarımızdan oluşuyor.

İşverenler ofis giderlerinden de kurtuldu aslında bu süreçte. Ancak evden çalışırken de mecburi ofis giderleri oluyor. Ofis giderleriyle birlikte ekonomik sorumluluklarınız arttı mı?

•Öğretmen Dayanışması’ndan Erkin Sayılkan:
Ben edebiyat öğretmeniyim. Bu dönemde eski bir bilgisayar ile süreci yönetmeye çalıştım. En basitince imkanları olmayan öğretmenler için materyalleri sağlaması kolaylaştırılabilirdi. Bilgisayar örneğinden gidecek olursam eğer bu bir ofis gideridir. Ben bu işi normalde sınıfta yapıyordum. Orada kullandığım aletleri ben ödemezken eğitime evde devam ettiğimiz bu süreçte ekipman, internet, elektrik masrafları söz konusu. Bu da faturalara ciddi oranda yansıyor. Bu harcamalar için maaşlara bir ödeme yapılması gerekiyor.

Ofislerin eve taşınması çalışanlar arasındaki dayanışmayı nasıl etkiledi? Bu süreçte örgütlenmeniz nasıl etkilendi, neler yapılabilir?

•Banka ve Finans Emekçileri Dayanışması’ndan Aycan Kaya:
Evde çalışma döneminden önce ofis içerisinde yaşadığımız mobbing veya artan iş gücü gibi benzeri olaylarda iş arkadaşlarımız ile birlik olabiliyorduk. Bu birliğin önü kesildi. Bu dönemde bize bir sözleşme onayı geldi. Sabah bilgisayarınızı açıp bunu görüyorsunuz. Bu sözleşmeyi ise onaylamadan çalışmaya başlayamıyorsunuz. Çoğumuz bunu çok okuyamasak bile sözleşmenin içeriğinde aleyhimize çok fazla şey vardı. Eğer ofiste olsaydık bu uygulamanın önüne geçmek adına bir tutum sergileyebilirdik. Ancak evden çalışma düzeniyle beraber örgütlenmemizin yolu kesilmiş oldu.

•Politeknik’ten Duygu Coşkun: Çalıştığım yerde işe yeni giren insanlar oldu ve ben hiçbiriyle tanışamadım. Doğal olarak iletişim çok yavaş ilerliyor. Dolayısıyla bu süreç yaygınlaşacak gibi duruyor. Bu yüzden de bunun bir alternatif yolunu bulmalıyız. Çevrimiçi etkinlikler bu dönem içerisinde bu kadar yoğunlaşmışken biz biraz yüz yüze gelmek istediğimiz için forum yöntemini seçtik. Etkinliklerimizi yaptık. Muhtemelen de devam edeceğiz.

•Kaç Bize Gel’den Hikmet Topal: 9 beyaz yakalı dayanışma ekibinin bir araya gelmesi, bizlerin yaşadığı sorunlara cevap arama istediğinden ortaya çıktı. Bu birleşik dayanışma, yaşanan sorunları çözmek için tek iradedir. Bu, 9 ekibin bir araya gelerek zaman içerisinde deneyerek, yanılarak keşfedebileceği bir şey. 9 ekibin bir araya gelmesinin, ilk defa mevcut soğuma durumundan çıkarak fiili bir durumda hak talep etmesinin, istenen çözümler için çok önemli bir başlangıç noktası olduğunu düşünüyorum. Bu güçlü dayanışma hali benim umutlarımı yeşertiyor. Geleceğe daha güçlü bakmamızı sağlıyor.

Kaç Bize Gel özel olarak ‘hibrit’ dediği bir model öneriyor. Bunu biraz açıklamak ister misiniz?

•Kaç Bize Gel’den Hikmet Topal:
Uzun süre evden çalışmak kişi için gerçekten yıkıcı bir dönem. Ancak biz şunu biliyoruz ki, pandemi koşullarında insanlar işyerlerine de gitmek istemiyorlar. Biz de haftada 3 gün evde olurken, 2 günse dışarı çıkıp ofise gidelim önerisini sunuyoruz. Zaten çoğu beyaz yakalının ya da evden çalışanın hayatı işti. Ancak iş çıkışlarında kaçamak kahvelerle beraber belli bir yerde sosyalleşebiliyorduk. Bu sosyalleşme şansımız da elimizden alındı. Evden çalışma koşulları, pandemiden sonra devam edecek olsa bile kesinlikle sınırlandırılmalı. Hibrit modeline geçilmeli.

***

Evden çalışmayla doğan 9 soruna 9 acil çözüm

Banka ve Finans Dayanışması, Bilişim Emekçileri Dayanışması, Kaç Bize Gel Platformu, Ofissizler, Öğretmen Dayanışması, Plaza Eylem Platformu, Politeknik, Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi, Ücretli ve İşsiz Mimarlar Forumu evden çalışmayla ilgili sorunlara yönelik 9 talep hazırladı. Talepler şu şekilde:

1 Sağlığım önce gelir: Evden çalışma düzeni ile evlerine hapsedilen işçilerin sosyal iyilik halleri tehdit altına girdi. Evden çalışma saatleri ve koşulları psikososyal risklere fırsat vermeyecek tarzda düzenlenmeli. İşveren işçinin ruhsal iyilik halini korumak ve yeniden tesis etmek üzere gereken psikolojik destek ve gözetimi sağlamalı.

2 Bağlantıyı kesme hakkım var: Evden çalışmayla birlikte iş ve iş dışı arasındaki sınırlar ortadan kalktı. İşçilerin mesai saatleri dışında bağlantıyı kesme hakkı tanınmalı (erişilememe hakkı), mesai saatleri ve ara dinlenmeleri kesin sürelere bağlanmalı, fazla çalıştırmanın önüne geçilmeli.

3 İşveren masraftaki payını ödemeli: Evden çalışan işçinin ev masrafları arttı. İşveren, evden çalışma ile ortaya çıkan maddi yükümlülüklerde (doğal gaz, elektrik, internet, su) çalışana herhangi bir ilave yük yaratmayacak miktarda kendine düşen payı ödemeli.

4 Fazla çalışmalarım ödenmeli: Evden çalışma düzeninde fazla çalışma yapılmadığına ilişkin ispat yükü işverene ait olmalı ve bu konuda yasal düzenleme getirilmeli. Fazla çalışma yapıldığı karine olarak kabul edilmeli ve aksi işverence ispatlanmalı.

5 Ofis giderlerim bana yüklenmemeli: Evden çalışma düzeninin devamlılığı açısından gerekli tüm ekipmanlar (bilgisayar, telefon, yazıcı vs.) işveren tarafından karşılanmalı ve çalışma düzenin oluşturulması işveren sorumluluğunda olmalı.

6 Gizlilik hakkım var: Evden çalışma düzeninde işçilerin kamera ile izlenmesi, ses kaydı alınması, denetlenmesi uygulamalarına son verilerek kişisel haklarının korunması sağlanmalı.

7 Kreş şart, bakım haktır: İş Kanunu mevzuatı gereğince kreş açma zorunluluğu bulunan işyerleri, çocuk bakımı yapacak işçinin ikematgahına en yakın kreşin giderlerini karşılamalı. Mevzuatta bu zorunluluğa sahip olmayan işyerleri için de bakım işinin hafifletilmesi için çözüm geliştirilmeli.

8 Evde de işçi sağlığı ve iş güvenliği: Evden çalışma esnasında yaşanabilecek her kaza iş kazası. İşveren evden çalışan işçiyi iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve ev koşullarını işçi sağlığı ve güvenliğine uygun hale getirmekle sorumlu olmalı.

9 Sağlığın telafisi olmaz: Evden çalışma düzeninde denkleştirme ve telafi çalışması olmamalı ve gece çalışması yasaklanmalıdır.