Uzay hedefinde donanımlı bir kişinin seçilmesini çok isterim. Şahsi görüşümse astronom, fizikçi veya matematikçi yerine bir biyoloğun seçilmesi.

Uzaya gidecek ilk Türk  kim olsun?
Fotoğraf: NASA

Gizem Çoban

Türkiye Cumhuriyeti birçok bilim insanı yetiştirdi. Ülkemizdeki beyin göçü ise geçmişten günümüze başka boyutlara ulaştı. 60’larda Fransa’ya eğitim almaya gidenlerin gidenlerin geri döndüğü, 80’lerde Almanya’ya işçi göçünün yaşandığı ülkemizde, göç 2000’li yıllardan sonra iyi eğitim almış, ülkemizde kendi imkanları veya devletin imkanları ile kendini geliştirmiş kişilerin beyin göçü ile sonuçlandı. Tam ülkede uzaya araştırmalarında destek verecek beyin gücü kalmadı derken, uzaya gidecek ilk Türk olmak için 2 günde 31 binden fazla başvuru yapıldı.


Kurulmasından sonra uzun bir süre sessizliğini koruyan ve sessiz kalma sürecinde diğer ülkelerdeki “gelişmeleri yerinde gözlemlemek için” birçok seyahat eden Türkiye Uzay Ajansı faaliyetlerine başladı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Uzay Ajansı’nın açıklamasının daha yerinde olduğu “Türk uzay yolcusunda” aranacak kriterleri açıkladı. Haliyle aklıma binlerce soru geldi. Acaba bu seçilecek kişiler, uzay turisti mi olacaktı yoksa astronot ünvanını mı alacaktı? Uzay turisti, afişte de belirtildiği gibi bir yolcudur ve sadece astronotların yanında suya sabuna dokunmadan seyahat edecek kişidir ama astronotun uzay aracını kullanması, gerekli koşullarda tamir edebilmesi, anlık kontrolleri sağlaması, uzun süre eğitimlerden ve testlerden geçmesi, yer çekimsiz ortamda bilimsel projeleri gerçekleştirecek beceride olması gerekir. Uzaya.gov.tr adresinin ayrıntılarını ve başvuru şartlarını incelediğimde bir “astronot/gökmen” yetiştirileceği sonucuna vardım ama herhangi bir yerde astronot veya gökmen ifadesi de kullanılmamış.

Uzay yolcusu kriterleri

“Türk uzay yolcusu”ndan istenenler de belirli bir boy ve kilo aralığı, görme bozuklukları ile ilgili durumu, fiziksel ve ruhsal hastalıklara sahip olmaması, bağımlılığının olmaması ve iyi derecede İngilizce bilmesi gibi kriterler. Bir astronot ABD’de bir programda astronot olmak isteyen çocuklara Rusça öğrenmelerini tavsiye etmişti ama sanırım o günler çok geride kaldı. Belirlenen kriterleri beyan eden başvuru yapıldıktan sonra bir dizi test ve mülakat adayları bekliyor. Laboratuvarlarda görev yapan yüzlerce bilim insanı da projelerinin yerçekimsiz ortamda da yapılabilmesi için bu süreçte çalışmalarını hızlandıracak ve çeşitli kitler hazırlayacak. Yerçekimi olan ortamda yapılan deneylerle, yerçekimsiz ortamda yapılınca alınacak sonuçlar kıyaslanabilecek. Bilim dünyası açısından ve binlerce bilim insanını göçe kurban etmiş ülkemiz açısından umut verici bir gelişme. Ülkemizin uzay hedeflerine uygun olarak, bürokrasinin geri planda kaldığı, adil bir biçimde, donanımlı bir bilim insanının seçilmesini çok isterim. Benim görüşüm ise bir astronom, fizikçi veya matematikçi yerine bir biyolog bilim insanının seçilmesi yönünde. Dünya hastalıktan kırılırken, moleküler biyologların, genetik mühendislerinin ön plana çıkması gerektiğini düşünüyorum.

Uzaya siyaset karıştırmak

Türkiye’nin uzay politikalarının hız kazandığını ve aradaki farkın hızlı bir biçimde kapatıldığını hissediyoruz ama hedef ve projeler ortaya koyulurken, görüş farklılıklarına da saygı duyularak ikili işbirliklerinin yapılması gerektiği kanısındayım. Bilimde siyaset olmadığının altını çizmekte fayda var. Ülkemizde bari bilimsel bilgi iki başlı olmasın ve ortak amaçlar doğrultusunda hareket edilsin. Öte yandan 25 Mayıs 2022’de ilk uydusunu uzaya gönderen Plan-S gibi özel şirketlerle yapılan işbirlikleri de bir sevinç kaynağı oldu. 12 yıldır halka, öğrencilere, öğretmenlere astronomi öğretmek için birçok zorluktan geçen ben, bu güzel gelişmelerde ülkemde olmayı isterim.

Yazımı burada bitirirken bir açık çağrı niteliğinde şunu da aktarmak isterim ki; Kuzey Kıbrıs’da bir bilim merkezi kurulması, buradaki donanımlı öğrencilerin gelişimlerine katkı sağlayacak, bilime katkı sağlayacak, GUHEM gibi bir merkezin bulunması, buraya Türkiye Uzay Ajansı tarafından yatırım yapılması iki kardeş ülke için oldukça önemli. Benim bu konuda bir girişimim Mart/2022 ayında oldu ama ben tek başına bir akademisyenim, bu sebeple Türkiye Uzay Ajansı’na Kuzey Kıbrıs’ı değerlendirmeleri konusunda çağrıda bulunuyorum.