Ankara’nın uzlaşı açıklamalarının ardından gelen saldırılar tartışılıyor. Doç. Dr. Demir, yaşananların uzlaşma ihtimalini etkileyeceğini söyledi. ENSK Üyesi Gedo’ya göre ise saldırılarda sürece karşı olan güçlerin etkisi var.

Uzlaşı istenmiyor

Umut SERDAROĞLU

Ankara’dan Suriye’ye yönelik verilen ‘uzlaşma’ mesajların ardından peşpeşe gerçekleştirilen saldırılar birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Urfa’da sınır karakoluna yapılan saldırıda yaşamını yitiren asker sayısı ikiye çıkarken Antep’in Karkamış ilçesinin vurulmasının ardından TSK’nin Kobani’ye yönelik bombardımanında 3 Suriye askerinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) saldırılarla ilgisi olmadığını açıklarken bölgede gerilim yeniden yükseldi. Galatasaray Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ali Faik Demir ve Suriye Kürt Ulusal Meclisi (ENSK) üyesi Abdullah Gedo gelişmeleri BirGün’e değerlendirdi.

BARIŞ DİLİ KULLANILMALI

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Suriye’ye yönelik uzlaştırma açıklamalarının ardından Esad karşıtları tarafından yapılan gösterileri hatırlatan Doç. Dr. Ali Faik Demir, “Uzlaşı mesajları ciddi bir değişim hazırlığını gösteriyor. Ancak saldırılar ve açıklamalara yönelik yapılan karşıt gösteriler Ankara ve Şam dışında birçok kesimi mutlu etmediğini gösterdi. Üst üste yapılan saldırılar, uzlaşma mesajları ‘birilerini rahatsız mı ediyor’ düşüncesini de beraberinde getirdi. Saldırılar uzlaşma ihtimalini de etkileyebilir” dedi. Eğer iki ülke arasında görüşmeler başlarsa Rusya’nın önemli bir faktör olacağının altını çizen Demir, “Şu anda Rusya’nın yaşananlara sessiz kalması ilginç. Esad’ın, Putin ile görüşmeden konuya ilişkin konuşması da pek mümkün değil. Öte yandan hem Türkiye’nin hem de Suriye’nin taviz vermeyeceği belirli istekleri var. Bu yüzden Moskova’nın devreye girerek Ankara ile Şam arasındaki iletişim kanallarını açarak sorunlara yönelik adım atması gerekiyor. İki ülke sınırında yaşanan bu gerginliğin ne Şam’a ne PYD/YPG’ye ne de Türkiye’ye faydası yok. Bu gerginlik bölgede sivillerin yaşamasını mümkün kılmıyor. Savaştan kazananların yaşamasına neden olan bir coğrafya yaratıyor” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Ali Faik Demir, Galatasaray ÜniversitesiDoç. Dr. Ali Faik Demir, Galatasaray Üniversitesi

Suriye’nin geleceği belli olmadan normalleşme sürecinin başlama ihtimalinin zor olduğunu aktaran Demir, “Şam bütün Suriye’yi kontrol etmiyor. Bir tarafta PYD/YPG Bölgesi yer alırken Rusya ve İran hala bölgede bazı noktaları kontrol ediyor. Uzun vadede Esad Suriye’nin bütün bölgesini tekrar yönetebilecek mi yoksa Suriye’nin sonu Irak gibi mi olacak? Bunlar belirsizliğini korurken nihai çözümlerin ortaya çıkacağını düşünmüyorum” diye belirtti.

Ne olursa olsun çatışma dili yerine barış dili kullanılması gerektiğini vurgulayan Demir, “Suriye’nin öncelikle barış diliyle toprak bütünlüğü sağlanmalı. Suriye halkı çatışmalardan artık kurtulmalı. Ülkelerine dönemeyen Suriyeli vatandaşlar için ülkede güvenlik sağlanmalı” şeklinde konuştu.

AMAÇ GÜVENCE SAĞLAMAK

Türkiye tarafından yapılan açıklamaları değerlendiren Suriye’deki Kürt yapılardan ENSK üyesi Abdullah Gedo, “Türkiye’nin Suriye’ye yönelik bu açıklamaları kendilerine güvence sağlamak ve DSG’yi destekleyen batılı müttefiklere bir baskı mesajı vermek amacıyla yaptığı söylenebilir. Öte yandan Türkiye’deki seçim mücadelesinin artmasıyla birlikle Suriyeli mülteciler iç politikada güçlü bir baskı oluşturduğunu söyleyebiliriz. Açıklamaların ardında yatan bir başka konu da bunun olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Operasyonların yarattığı sıkıntılara değinen Gedo, “Suriye’deki Kürt Ulusal Konseyi, SDG, Şam, Ankara ve Suriye’deki partiler arasındaki çözülmemiş tüm sorunların farkında. Asıl yapılması gereken Suriye ve Türkiye hükümeti iyi siyasi ilişkiler kurarak, savaş dilinden uzak çözümler sunmalı. Daha önceki çatışmalarda sivil nüfus ağır bedeller ödedi. Kürt nüfus göçe zorlandı. Afrin, Ras al-Ain, Tel Abyad ve diğer bölgelerdeki askeri operasyonlarda Suriyeliler de zarar gördü” ifadelerini kullandı. Saldırıların ‘uzlaşma mesajları’yla ilgili olduğunu net bir şekilde ifade eden Gedo, “Türkiye’de tek bir siyasi güç var ancak Suriye’de durum böyle değil. Çünkü Suriye’de DSG, İran ve Rusya da söz hakkına sahip. Burada bir güç çatışması var ve Şam’a yönelik yapılan uzlaşma açıklamaları diğer güçleri rahatsız ediyor. DSG saldırıları reddederken Şam medyasının aktardıkları çelişkiye yol açıyor. Ancak kesin bir şekilde açıklamalardan rahatsız olan bir kesim olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Abdullah Gedo, Suriye Kürt Ulusal Meclis Üyesi Abdullah Gedo, Suriye Kürt Ulusal Meclis Üyesi

TÜRKİYE SURİYE’DEKİ VARLIĞINA SON VERMELİ

Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas, Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen Moskova Uluslararası Güvenlik Konferansı’nda Türkiye’ye yönelik açıklamalarda bulundu. Suriye’nin uzlaşma için taviz vermeyeceğinin sinyallerini veren Abaas, “Biz ABD ve Türkiye’nin Suriye’nin bazı bölgelerindeki varlığına son vermesini vurguluyoruz. Eğer onlar çekilirse hükümet de bu bölgede kontrolünü sağlayabilir ve bu bölgelerde yağmalanan ulusal kaynaklarımıza yatırım yapabiliriz” ifadelerini kullandı. Konuşmasına devam eden Abbas, “Bizim topraklarımızı, tarihimizi ve geleceğimizi saldırganlık ve yıkımla hedef alan ülkelere şunu söyleyebilirim ki karşılarında utancı kabul etmeyecek ve kendilerini ülkelerinin onuru ve saygınlığı için feda edecek insanlar bulacaklardır” dedi.