Uzman sayısı az, sistem sorunlu
Bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk eden ölümlerine neden olan skandal, aileleri tedirgin etti. Prof. Dr. Esin Koç, ‘‘Bu olay ciddi güven sorununu beraberinde getirdi. Aileler unutmasın, tüm çabamız bebeklerin yaşamı için’’ dedi.
Sibel Bahçetepe
sibelbahcetepe@birgun.netİstanbul’da patlak veren ve en az 12 bebeğin ölümüne neden olan skandal ülke gündemine oturdu. Sağlık sistemine olan güvenin sarsıldığı bu olay aileleri de derin bir endişeye sürükledi. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin işleyişi ve denetim süreçleri tartışmaya açılırken bundan sonraki süreçte gerçekten yoğun bakıma alınması gereken bebekler ile yoğun bakımdayken yaşamını yitiren bebeklerin durumu şiddet olaylarını da tetikleyebilir. Sayıları yetersiz olan yenidoğan yoğun bakım uzmanlığına olan ilgi daha da azalabilir, bu durum hasta mağduriyetlerine yol açabilir.
ŞİDDET ARTACAK
BirGün'e açıklama yapan Türk Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, yaşananları ‘‘Bir suç çetesi doktor olmayan kişileri doktor gibi göstererek ve aileleri şekilde kandırarak bebeklerin ölümüne neden oldu. Bu affedilemez. 50 kişilik bir çete var. İki tane doktor adı geçiyor. Onlar da zaten yenidoğan uzmanı değil. Diğerlerinin hiçbiri doktor değil’’ dedi. Koç, yenidoğan birimlerinde çalışmanın zorluğuna dikkat çeken Prof. Koç ‘‘Bütün doktor ve hemşirelerin töhmet altında bırakılması, karalanması ailelerde ister istemez bir ön yargı oluşmasına yol açacak. Bu durum sağlıktaki şiddetin daha da alevlenmesine yol açacak. Bebeklere ikinci zarar olarak dönecek’’ diye konuştu.
YENİDOĞAN UZMANI AZ
Bu durumun sayıları yetersiz olan yenidoğan uzmanlarının daha da azalmasına yol açacağını dile getiren Koç ‘‘450 kadar yeni doğan uzmanı var. Genç doktorlar bu işten vazgeçmek isteyebilirler. Her bebeği kurtaramıyoruz. 600-700 gram bazıları ve durumları çok ağır. Şimdi bir aile bebeğini kaybetse ‘Doktorlar ellerinden geleni yaptılar, kurtarılamadılar’ demek başka 'Benim bebeğimi de mi öldürdüler acaba?' diye düşünmek başka. Bir anne baba olarak 'çocuğumu koruyamadım mı, yanlış yere mi yatırdım’ gibi düşünceler olacak. Güven duygusunu zedelenmesi çok kötü’’ dedi. Yoğun bakımlarda 1,2, 3 ve 4. seviyenin olduğunu anlatan Koç, şöyle devam etti: ‘‘4. seviye üniversite ve birkaç şehir hastanesinde var. Seviye 3'te ruhsat alırken küvöz, hemşire gibi sayılara bakılır. Yaşanan skandal seviye 3 hastanelerde oldu. Oralarda muhtemelen eksik kadrolarla çalıştılar. Olmayan doktorları var gibi gösterdiler. Dernek olarak 2017’de bakanlık ile birlikte 40 kadar hastanede özel, devlet ve üniversite hastanelerinin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini denetimler yaptık. Denetimlerde endikasyonlar doğru mu, yatması gerekir mi, doğru tedavi verilmiş mi, fiziksel şartlar uygun mu diye. En iyi durumda olanlar yüzde 100'e yakın olan üniversiteler, bakanlık hastaneleri de iyiydi ama özel hastanelerde o zaman da sıkıntı vardı.’’
∗∗∗
DÖNÜŞÜM PROGRAMI SAĞLIKSIZLIK ÜRETİYOR
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Sendikası dün Sağlık Bakanlığı önünde bir eylem yaptı. Açıklamada ‘‘Özel hastaneleri ya kamulaştıracaksınız ya da SGK ile yapılan tüm anlaşmaları iptal edecek ve özel sağlık kurumu ile SGK’nin bir daha anlaşma yapmasının önüne geçeceksiniz’’ denildi. SES Antalya Şubesi ve Dev Sağlık-İş Antalya Şubesi de Akdeniz Üniversitesi Hastanesi önünde açıklama yaptı. SES Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz ‘‘Para için bebeklerimizin yaşamlarına kadar el uzatan programın toplum sağlığına yararı olmadığı görüldü" dedi.
∗∗∗
DENGE KURULMALI
Prof. Koç, güven duygusunun yeniden nasıl kazanılacağına ilişkin şunları söyledi: ‘‘İşimiz zordu daha da zorlaştı. Şimdi de güven duygusunun yeniden kazanılması için çalışacağız. Bu davayı ‘Bize ne, devlet halletsin’ diye değil, ‘bebeklere ne olacak?’ diye bakıyoruz. Aile yatırmak istemiyorsa ‘yatırmasın’ diyemeyiz. O bebeğin hayatı bize emanet. Yani anneden, ben babadan bile bazen gerekirse bebeği koruruz. Dünyanın her yerinde özel hastane var ama bir dengesi olması lazım. Türkiye’de yaklaşık 456 kadar seviye 3. yoğun bakım merkezi var. Bunların 300 kadarı özelde. Geriye 105 kadar Sağlık Bakanlığı hastanesinde, 50 kadarı üniversitelerde. Burada bir dengesizlik var. Burada bir denge olması lazım. Belki kamu tarafı daha iyileştirebilirse o zaman özel hastaneler de kendilerine bir çeki düzen verip daha iyi olmak zorunda hissedecekler.’’
∗∗∗
KRİZ YÖNETİLEMEDİ
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu da yaşanan bu olayların güven duygusunu ciddi şekilde sarstığını söyledi. Küçükosmanoğlu ‘‘Bunlar, Sağlık Bakanlığı’nın bu krizi yönetemediğini gösteriyor. Yenidoğan dönemi sağlığın en kırılgan olduğu dönem. Bebek ölümlerinin yarısından fazlasının ilk 28 günde gerçekleşir. Bebek ölüm hızı 9.8, bunun 6’sı yenidoğan dönemde oluyor. Yenidoğan ünitelerinin yarısından çoğu özel hastanelerde. Mutlaka kamu hastanelerine yatırım yapılıp sayısının artırılması gerek" dedi.