Operasyon hazırlığını değerlendiren CHP Hatay Milletvekili Yarayıcı, bölgenin kan gölüne dönebileceğini ve harekâtın İdlib’de sıkışan cihatçılara soluk aldıracağını söyledi. Doç. Dr. Güneş ise operasyonun Kürt sorununu sınırları aşacak şekilde genişleteceğini ifade etti

Uzmanlar ve vekilller olası harekâtı değerlendirdi: Afrin’e operasyon sorunu büyütür

HÜSEYİN ŞİMŞEK huseyinsimsek@birgun.net @simsekhuseyinn

Ankara’dan ardı ardına yapılan “bir gece ansızın Afrin’e girebiliriz” açıklamaları sonrasında Suriye sınırında askeri hareketlilik artarken, olası bir harekatın yeni sorunlara yol açacağı uyarısı yapıldı. Muhalefet partileri ve uzmanlar Afrin operasyonunun ülkeyi uçuruma sürükleyeceğini ifade etti. CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş ve HDP operasyonun Türkiye’ye faturasının ağır olabileceğini söyledi.

CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, cihatçılarla gerçekleştirecek Afrin operasyonunun bir arada yaşama iradesine vurulacak en büyük darbe olacağını söyledi. Afrin’e operasyonun bölgeyi kan gölüne çevirebileceğini dile getiren Yarayıcı, operasyonun İdlib’de sıkışan cihatçılara soluk aldıracağını ancak bunun kalıcı bir soluk alma olamayacağını söyledi. Operasyonun yol açacağı sonuçların cihatçıları Türkiye’ye getirebileceğini ve burada en büyük sorunu başta Hataylı yurttaşlar olmak üzere tüm bölge halkının yaşayacağını vurgulayan Yarayıcı, “Bizce asıl sorun İdlib’dedir. Suriye Ordusu’nun elde edeceği zaferle birlikte iktidarın yanlış Suriye politikasının faturasının ödenme zamanı gelecektir. İdlib’de yenilecek cihatçılardan sağ kalanlarının sığınacağı tek alan Türkiye olacaktır. Dolayısıyla gelenlerin tamamı rafine cihatçılar olacaktır. Bu rafine cihatçılar ülkemiz açısından tehlikeli olmakla beraber asıl mağduriyeti Hatay yaşayacaktır” dedi. Kürtlere “dünyanın en büyük teröristiymiş gibi” davranıldığını ifade eden Yarayıcı, “Orada yaşayan Kürtlerin büyük bir bölümünün akrabaları ülkemizdedir. Bu düşmanlık dili herkesi zehirlemekte ve Kürt yurttaşlarımızı her gün biraz daha bizden uzaklaştırmaktadır” dedi.

Müdahale edilmesi kolay sürdürülmesi zor bir saha
Türkiye’de mevcut Kürt sorununun barış denkleminden savaş denklemine evrildiğini hatırlatan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş, Afrin’e olası bir operasyonun, savaş denklemini sınır ötesine taşıyacağını söyledi. TSK güçlerinin cihatçı oluşumlarla birlikte gerçekleştirmek istediği operasyonu, “Barış seçeneğini iyice kapatacak hamle” şeklinde değerlendiren Doç. Dr. Güneş, “Afrin operasyonu, müdahale edilmesi kolay ancak sürdürülmesi zor bir saha deneyimi olacak. Müdahale hazırlığının yapıldığı bölge, daha önce IŞİD’den alınarak muhalif yapılara teslim edilen Cerablus-Azez sahasından daha karışık ve idare edilmesi çok zor bir alan” dedi.

TSK’nin bölgeye askeri operasyonunun yerel halkın da tepkisini çekeceğini vurgulayan Doç. Dr. Hakan Güneş, “Kendi içinde güvenliği ve refahı sağlamakta zorlanan bir ülkenin sınırları aşacak şekilde Kürt sorununu genişletmesi akılcı değildir. Beklenmedik sonuçlar doğurabilir” diye konuştu.

Siyasi çözüm ihtimali sekteye uğradı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) da AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrin’e operasyon açıklamalarına sert tepki gösterdi.

HDP cephesinden AKP’nin operasyon hazırlığına ilişkin yapılan açıklamada, Afrin’in Kürt, Arap, Türkmen, Ermeni ve Asurilerin meclis yönetimleri aracılığıyla temsil edildikleri, barışın hakim olduğu ve savaşın uğramadığı nadir yerlerden biri olduğu ancak savaş planı ile barış ortamının zarar göreceği ifade edildi. Bölgesel güç paylaşım savaşının alanı halindeki Suriye’de IŞİD’in askeri varlığının ortadan kaldırılmasıyla başlayan siyasi çözüm tartışmalarının, Erdoğan’ın “tehditkâr” açıklamalarıyla sekteye uğratıldığını ifade eden açıklama şu şekilde: “Erdoğan’ın Afrin’i işgal etmekle tehdit etmesi kabul edilemez. Böylesi bir işgal girişiminin sadece Erdoğan’a değil, aynı zamanda Türkiye halklarına maliyetinin de ağır olacağı açıktır. Ülkenin uçuruma sürüklenmesinin önüne geçmek, bizim için dün olduğu gibi bugün de temel bir görevdir. Kürt karşıtlığının sınırları aştığı bu dönemde, Türkiye demokrasi güçlerinin, savaş karşıtı bütün kesimlerin, Erdoğan’ın Türkiye’yi hem içte hem de dışta içine çekmeye çabaladığı bu şiddet ve savaş girdabına karşı mücadele etmesi zaruridir.”