Nadir galaksilerden biri 2017 yılında Türkiyeli astronom Burçin Mutlu-Pakdil tarafından keşfedildi. Burçin’in Galaksisi de denilen bu yapının merkezi eliptik bir galaksiye benziyor.

Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside...

Gece şehir ışıklarından uzakta bir yerde gökyüzüne bakıp o pırıltıların ne olduğunu merak ettiniz mi? Başka gezegenler, uydular, aylar, yıldızlar, hatta galaksiler… Devasa boyutlarda olan evrenimizin içinde gözlemlediğimiz o kadar çok ve çeşitlilikte yapılar var ki! Hadi bugün bu kozmik yapılardan biri olan galaksilerden bahsedelim.

Bir galaksi birbirine kütle çekim ile bağlı yaşlı, genç, parlak, sönük yıldızlar, yıldız tozları, karanlık madde ve daha birçok bileşenden oluşan büyük bir yapı. Evrendeki bütün yapıların kaynağı aslında küçük yoğunluk düzensizlikleri ve bu dengesizliklerin yarattığı kütle çekimi ‘çukurları’. Büyük Patlama dolayısıyla neredeyse homojen olarak ortaya çıkan evrende aslında çok küçük derecede kütle dengesizlikleri vardı. Yani bir noktadaki kütle diğer bir noktadan azıcık daha fazlaydı. Böyle olunca daha ağır olan noktalar hafif noktaları kendine çekmeye başladı. Evrendeki varlığımızı bu dengesizliğe borçluyuz. İlk galaksilerin nasıl ve ne zaman oluştuğu kesin olarak bilinmiyor. Önde gelen bir teori bu dengesizliklerden oluşan küçük yapıların birleşerek büyümesi ve galaksileri oluşturması. Bu birleşme büyük ihtimalle evren henüz birkaç yüz milyon yaşında iken başladı. Evrenimiz şu anda 13.7 milyar yaşında.

Evrenimizin içinde trilyonlarca galaksi bulunmakta. Bizim Güneş Sistemimiz bu galaksilerden birinde, Samanyolu Galaksisi’nde bulunuyor. Bize en yakın galaksi olan Andromeda Galaksisi 10. yüzyılda Fars astronom Al-Sufi tarafından gözlenmiş. Andromeda Galaksisi bizden yaklaşık 2.5 milyon ışık yılı uzaklıkta. (Ara not: Andromeda ve Samanyolu galaksilerinin 4-5 milyar yıl içinde çarpışması bekleniyor!) Galaksiler şekillerine göre sarmal, eliptik ve tuhaf olmak üzere üç ana sınıfa ayrılıyor. Andromeda ve Samanyolu galaksileri sarmal galaksi denilen bir tür galaksi örneği. Sarmal galaksiler yoğun bir merkez etrafından saçılan spiral kollardan oluşuyor. Bu kollar yıldız ve yıldız sistemlerini barındırıyor ve merkez etrafında dönüyorlar. Eliptik galaksilerin kolları yok. Tuhaf galaksiler galaksi çarpışmaları ya da büyük yıldız patlamaları gibi sebeplerden dolayı alışılmamış şekiller alan galaksiler.

Dışarıdaki yıldızlar gençken merkez epey yaşlı

Bu üç ana kategorilerin dışında sınıflandırmaya uymayan birçok nadir galaksi türü de mevcut. Bu nadir galaksilerden biri 2017 yılında Türkiyeli astronom Burçin Mutlu-Pakdil tarafından keşfedildi. Burçin’in Galaksisi de denilen bu yapının merkezi eliptik bir galaksiye benziyor. Fakat bu merkezin etrafında yıldızlardan oluşan iç içe geçmiş iki tane çember bulunuyor. Bu çemberlerden en dışarıdaki genç yıldızlardan oluşurken galaksinin merkezi epeyce yaşlı. Küçük çemberin yaşı bilinmiyor ama o da yaşlı büyük ihtimalle.

Burçin’in Galaksisi’nde çemberle merkez bağımsız

Bir çemberle çevrili galaksiler nadir olsa da daha önce gözlemlenmiş. Bunlara Hoag objeleri deniyor. Fakat iki çemberli bir galaksi tamamen yeni bir keşif. Bu galaksinin nasıl oluştuğu henüz bilinmiyor. Bazı çemberli galaksilerin çemberleri ve merkezleri boru gibi bir yapı ile birbirlerine bağlı. Fakat Burçin’in Galaksisi’nde bu boru yok; çemberler birbirleriyle ve merkezle tamamen bağımsız. Belki de bu boru yapısı zamanla ortadan kayboldu? Belki eliptik bir galaksi başka bir galaksi ile çarpışarak böyle bir yapı aldı? Spekülasyonlar mevcut, fakat henüz cevaplarımız yok.

Trilyonlarca galaksinin içinden yeni bir galaksi keşfetmek enteresan ve heyecanlı bir şey. Yepyeni bir galaksi türü keşfetmek ise her astronoma nasip olmaz elbette. Al-Sufi’nin Andromeda Galaksisi’ni gözlemlemesinde bin yıl sonra evrenin dehlizlerinde hala bilinmezlikler keşfetmemiz sizi de heyecanlandırmıyor mu?