Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, limanla ilgili genişleme kararı için “Bu tamamen lobi faaliyetleri sonucu kentin yerel dinamikleri dışında Ankara’dan alınan kararlardır” dedi. Liman söz konusu olduğunda Mersin’in değil paranın düşünüldüğünü vurgulayan Seçer, “Arkadaşlar bu kentin limanı bu kentindir, işletmecisi kim olursa olsun. Bizi o ilgilendirmiyor.  Ben biliyorum, Uzak Doğu’dan, Yakın Doğu’dan, Avrupa’dan, Amerika’dan… Beni düşünmez doları düşünür. Kenti, baktıkları zaman dolar gibi görüyorlar. Bu anlayışın yanlış olduğunu söylüyorum” dedi.

Vahap Seçer'den liman tepkisi: Mersin'i değil parayı düşünüyorlar

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Mart ayı ikinci birleşimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Toplantıya, son günlerde kamuoyunda yoğun biçimde tartışılan Mersin Limanı’yla ilgili tartışmalar damga vurdu.

Cumhur İttifakı’na mensup Meclis üyelerinin büyük çoğunluğunun katılmadığı ikinci oturumda, Mersin Limanı konusunda temenni kararı alındı. Limanla ilgili genişleme kararı konusunda “Bu tamamen lobi faaliyetleri sonucu kentin yerel dinamikleri dışında Ankara’dan alınan kararlardır” diyen Başkan Seçer, limana ve yatırımlara karşı olmadıklarını vurguladı. Seçer, “Yatırıma karşı değiliz, limana karşı değiliz, Mersin’in genişlemesine karşı değiliz, yabancı yatırımcı, yerli yatırımcı karşı değiliz ama kanun var, nizam var, hukuk var, bu çerçevede yapılmak zorundadır” diye konuştu.

Başkan Seçer, şunları söyledi:

“Şunu çok net söyleyebiliriz: Şu anda Mersin’in mevcut limanında genişleme ihtiyacı var. Daha geniş tonajlı gemiler buraya yanaşacak, kruvaziyer liman ihtiyacı var. Bu sebeple ivedi yapılması gereken çalışmalar olarak baktığınız zaman yanlış bir açıdan bakmış olursunuz. Bu iş önceden beri planlanıyor. Ben bunu çok net görüyorum. Burada polipropilen tesisinin yapılması ile limanın genişlemesi ve ardından ana konteyner limanı hayalinin ortadan kaldırılması birbirleriyle bağlantılı. Sonuç şuraya gider: Burada liman genişlemesi yapılırsa Mersin’de yapılması planlanan ki 11. Kalkınma Planı’nda Mersin’de ana konteyner limanı olarak yer alan ibare biliyorsunuz Doğu Akdeniz’de bir ana konteyner limanı olarak değiştirilmişti. Bunlar adım adım yapılan şeyler. Görebilirsiniz ki önümüzdeki süreçte buraya yapılması planlanan ana konteyner limanı da bizim için hayal olur. Yapılan mevcut limandaki genişleme, büyüme çalışmaları yeterli denebilir ve bu da Mersin’in aleyhine bir gelişme olur.

“LOBİ FAALİYETLERİ SONUCU ANKARA’DAN ALINAN KARAR”

Limanın elleçleme kapasitesinin 2 milyon 600 bin TEU’dan 3 milyon 600 bin TEU’ya çıkarılmasına yönelik çalışmalar bulunduğuna değinen Seçer, “Burayı zorlamanın bir mantığı yok, ekonomik açıdan bir mantığı yok, çevresel etkiler açısından bir mantığı yok, kentin silueti açısından bir mantığı yok. Bu tamamen lobi faaliyetleri sonucu kentin yerel dinamikleri dışında Ankara’dan alınan kararlardır” diye konuştu.

Kentin yerel dinamikleri dışında Ankara’dan alınan bir karar olduğu vurgusunu yineleyen Başkan Seçer, şöyle konuştu:

“Ankara’dan alınan kararlarla Mersin’in geleceği ile ilgili tasarruf doğru bir yaklaşım değildir. Sözleşmede, ‘Liman, günün teknolojik ve fiziki koşulları doğrultusunda işletme yükümlülüğü hükmü doğrultusunda çalışma yapabilir’ deniliyor. Buna dayandırılıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi planlama çalışması yapılırken bu projeye kent adına olumsuz bir rapor bildirmiş. Meclis kararı burada. Buraya yapılacak olan genişleme çalışmalarının uygun olmadığı yönünde 10 Eylül 2018 tarihinde Mersin Büyükşehir Belediyesi bir karar almış. Ama yerel otoritenin, yerel kurumların bu görüşü yok sayılarak, resen Bakanlıkça bir düzenleme yapılarak, burada limanla ilgili bazı fiziki değişiklikler yapılması izni verilmiş” diye konuştu.

Başkan Seçer, bir Meclis üyesinin Karayolları ile Büyükşehir’in iş birliği yapması ve oradaki yolu bitirmesi gerektiği konusundaki eleştirisi üzerine, “Beni şaşırtmayın Allah aşkına yani. Orada köprüyü Devlet Demiryolları yapacak. 2 yıldır yapacak. Benden imar değişikliği istendi. Yönetime gelir gelmez yaptım onu. Yani Mersin Uluslararası Limanı (MIP) de elini taşın altına koysun. Milyon dolarları güzel kazanıyor da o da hızlansın, kente o da bir katkı yapsın. Devlet Demiryolları da yapsın. Her şeyi Büyükşehir’den bekliyorsunuz ama Büyükşehir’in böyle bütçeleri yok yani. Büyükşehir üzerine düşeni yapıyor. Bu trafiğin tıkandığını idare görmüyor mu? Trafiği ben mi yönetiyorum? İzin vermesin. Geçsin TIR’lar, limanın içinde park etsin” diye konuştu.

"NEREDEN BİR TALİMAT ALDINIZ BİLMİYORUM AMA BU MECLİS'E BİR HAKARETTİR"

Cumhur İttifakı’na mensup Meclis üyelerinin büyük bir çoğunluğu temenni kararı alınmadan önce oturumu terk etti. Yoklama yaptıran ve karar yeter sayısının bulunduğunu saptayan Seçer, şunları söyledi:

"Biz toplantıyı devam ettireceğiz. Bu yönde zaten bir tavsiye kararı bizim şu anda tartıştığımız, oylayacağımız. Bu konuda da oylama yapabilecek karar yeter sayımız var bizim. Yani sizi saygıyla karşılarım, görüşlerinizi ama bu sefer de siz Meclis’i yönetmiş gibi bir hava sunuyorsunuz ortaya. Yani siz istediğiniz zaman toplantı iptal oluyor, istediğiniz zaman Meclis’i terk ediyorsunuz. Bu da çok uygun bir davranış değil. Bu kararı kim aldı, nereden bir talimatla aldınız bilmiyorum ama bu Meclis’e bir hakarettir.

Konuşalım, tartışalım diyorum. Zaten arkadaşlarımız da söyledi. En son Sayın Afşın da söyledi. Bir tavsiye kararı. Şu anda yapılan yapılıyor. Ama Sayın Dinsever de şöyle bir değerlendirme yaptı ki katılıyorum. Yani her şey bitti, biz de sesimizi çıkartmayalım, kaderimize razı olalım, dilimiz lal olsun, hiçbir şey konuşmayalım. Ya böyle bir siyaset, böyle bir siyasetçi, böyle bir Meclis, böyle bir demokrasi anlayışı olur mu? Herkes bildiğini söyleyecek. Ama söylediğim gibi Meclis’in itibarına, Meclis’in asaletine, Meclis’in büyüklüğüne halel getirecek davranışlardan kaçmak durumundayız.”

"CEHENNEME GİDEN YOL, İYİ NİYET TAŞLARIYLA DÖŞENİR"

Genişleme alanının yanına bir kruvaziyer liman yapıldığını da belirten Seçer, şu ifadeleri kullandı:

“Atatürk Parkı ile ilgili bir tecavüz yok. Ama bakın burada iddia ediyorum, tutanaklara geçiyor, tarih bunu yazacak. Eğer bu gerçekleşirse, burada kruvaziyer liman olursa, yine çok kısa bir süre sonra zaten buranın tahsisi pamuk ipliğinde. Biz 2 yıl ön tahsis aldık Atatürk Parkı ile ilgili. Bakımını, her şeyini biz yapıyoruz, masrafını biz yapıyoruz, biz yönetime geldiğimizde oranın tahsisi verilmemişti, daha doğrusu süre uzatılmamıştı. Biliyorsunuz dalgalar tahribat yaratmıştı. Vatandaş her şeyi bizden biliyor. Oysa benim yetkim yok, oraya bir çivi dahi çakamazdım. Kişisel gayretlerimle 2 yıllık ön tahsis aldım, Ben iddia ediyorum, kısa bir tarih sonra kruvaziyer liman, yani ‘Ya kardeşim yolcu konteynırların arasından mı turist Mersin’e giriş yapacak, bu şık değil’ deyip, Atatürk Parkı’ndan bir yer tahsisi limana yapılacak. Bunu da bir not olarak tarihe düşmek istiyorum. Az önce de söyledim; ‘Cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşenir.”

Liman ile ilgili görüşlerini paylaştığını dile getiren Başkan Seçer, şunları söyledi:

“Bazı siyasetçiler durumdan vazife çıkarıyorlar, idarenin yerine kendilerini koyuyorlar. Yani Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı cevap verir. Valilik; Valilik cevap verir. Emniyet; Emniyet cevap verir. Belediye; belediye cevap verir. TOKİ, yatırımların arkasını TOKİ kovalar. Şimdi maşallah bizim bazı siyasetçiler herkes adına kendini yetkili görüyor. Siyasi iktidar olmakla devlet adamlığını, devlet bürokrasisini karıştırıyorlar. Onlar bürokrasi, devlet bürokrasisi. Onları savunmak siyasi iktidara düşmez. Ortada bir hata varsa bu kim ise, ben siyasi bir kimliğim, siyasi olarak yanıt veririm. Ama bir kurumu ya da kurumda karar alıcı bir mekanizmaya ilişkin bir eleştiriyi siyasiden öte yetkili kurumlar pekala bir resmi yazı ile bir farklı yöntemle cevaplayabilirler.”

“KENTE BAKTIKLARI ZAMAN DOLAR GİBİ GÖRÜYORLAR”

Seçer, yatırıma ve yatırımcıya karşı olmadıklarını, kentin selametini düşündüklerini ifade ederek, liman konusunda Mersin Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği yapılmak zorunda olduğunu sözlerine ekledi. Seçer, şunları söyledi:

“Arkadaşlar bu kentin limanı bu kentindir, işletmecisi kim olursa olsun. Bizi o ilgilendirmiyor ben biliyorum, Uzak Doğu’dan, Yakın Doğu’dan, Avrupa’dan, Amerika’dan… Beni düşünmez doları düşünür. Kente baktıkları zaman dolar gibi görüyorlar. Bu anlayışın yanlış olduğunu söylüyorum. Sen buradan para kazanıyorsan kente de bir şey bırakmayı düşün. Kentle hemhal ol, kentle iç içe ol. Bu sözde değil özde olsun. Kentime zarar verme. Benimle işbirliği yap. Sen beni yok sayamazsın, beni beğenmemezlik yapamazsın, ‘senden daha üsttekiler var’ diye işlerini Ankara’dan bitiremezsin. Sen benimle işbirliği yapmak zorundasın. Ben bu kentin selametini istiyorum, düzenini istiyorum. Ben sana yardımcı olayım. Ben demiyorum ki sermayeye, yatırıma karşıyız. Şimdi insanları, az önce arkadaşımın biri söyledi; cambaza bak taktiği ile başka yönlere çevirmeyelim. Hiç kimse burada yatırıma karşı değil. Yatırıma karşı değiliz, limana karşı değiliz, Mersin’in genişlemesine karşı değiliz, yabancı yatırımcı, yerli yatırımcı karşı değiliz ama kanun var, nizam var, hukuk var, bu çerçevede yapılmak zorundadır. Bunun altını özellikle çizeyim.” (ANKA)