AKP-Devlet diyor ki “onlar şurada canlı bomba patlattılar, orada bombalı araç patlattılar, burada sivilleri katlettiler. Madem öyle işte böyle…”

PKK diyor ki “ama onlar da şu şehri yıktılar, o bodrumda gençleri yaktılar, bu mahalleyi bombaladılar, sivilleri katlettiler. Madem öyle işte böyle…”

Bombardımanlar, bombalar, canlı bombalar… Ama sonuç hep cansız masum silahsız siviller...

Unutmadık, HDP “Seni başkan yaptırmayacağız” demişti. “Madem öyle” dediler, “biz de sana siyaset yaptırmayacağız.”

Peki, sahne sadece siyaset yaptırmayanlara ve siyaset yerine terör yapanlara mı kalacak? Çünkü TAK ısrarla sivil siyaseti, demokrasiyi, masumları bombalayıp duruyor. Halk otobüsündeki silahsız gençleri katlediyor.
TAK, halk düşmanı bir örgüttür!

Hayır, hiç kimse “PKK ile TAK ayrı” demesin. TAK bir takiyye örgütüdür. TAK tarafından yapılanlardan PKK sorumludur ve TAK için söylenenler PKK’ye söylenmelidir.

Sol güçlere düşen görevlerden birisi de budur, bunu söylemektir.

Demokrasi düşmanı, emek düşmanı ve özgürlük düşmanı AKP-MHP koalisyonuna, ‘Yeni’-MC’ye karşı durabilmek için demokrasi düşmanı, emek düşmanı ve özgürlük düşmanı TAK lanetlenmelidir.

Böyle zalim bir iktidar, icraatlarıyla demokratlara, devrimcilere, halka kan kusturuyorsa, kendisi ve faşist müttefikleri dışında hiç kimseye yaşam hakkı tanımıyorsa, demokratlar ve devrimciler ne yapmalıdır? Elbette öncelikle faşistlerin yöntemini kullanmamalı, masum sivilleri hedef almamalı, bir araya gelmelerinin gerekçesi sadece demokrasi ve özgürlük ve eşitlik olmalıdır.

TAK terörüyle ‘demokratik modernite’ olmaz, TAK terörüyle ‘radikal demokrasi’ imha edilir, TAK terörüyle özgürlük zemini değil dikta zemini pekiştirilir. “Seni Başkan Yaptırmayacağız” iddiası yerini fiilen “Seni Reis Yaptırıyoruz” siyasetine bırakır. TAK da, Reislik için bir “Allah’ın lütfü” kapısıdır.

TAK’ın, AKP iktidarına karşı çıkmak adına yaptığı insanlık dışı saldırılarına bakılınca sanki Kürt siyasetindeki demokratik melekeler ve refleksler körelmiş mi diyeceğiz? Hayır, ama Kürt siyasi hareketi de, faşizm ve uygulamalarını normalleştirme yönündeki bu tür vahşete fiilen barikat oluşturmalıdır. Aksi halde köprü durumuna düşecektir.

Kuşkusuz Türkiye tarihinde çok önemli demokrasi ve özgürlük mücadelesi verilmiştir. Sosyalist hareketlerin, sosyalistlerin Türkiye’deki demokrasi ve özgürlük mücadelesinde önemli payları bulunmaktadır. Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde Kürtlerle birlikte en ağır bedeli sosyalistler ödemişlerdir. Faşizme karşı birlikte olabilmek tek çaredir. Oysa TAK gibi halk düşmanı vahşet örgütleri, sorumluluk duyması ve çaba göstermesi gerekenleri de hedef almış olmaktadır. Demek ki HDP sadece faşist linç çetelerinin değil, TAK’ın da hedefidir. Tıpkı ÖDP vb. gibi…

Ama her şeye rağmen Birleşik Haziran Hareketi ve ÖDP faşizme karşı birliktelikte inisiyatif almaktan vazgeçmeyecektir. Nitekim “Söz Bitti Ama Ölüm Bitmedi!” başlıklı son ÖDP açıklaması da böyledir:

“Vurulan Memlekettir! Vurulan Kardeşliğimizdir! Söylenmesi gereken çok şey söylendi! Yeter çağrısı her ölümün ardından defalarca yapıldı! Söz de bitti ama ölüm bitmedi. Yoksul, emekçi halk çocukları bombalarla, silahlarla ölmeye devam ediyor. Ancak bugün bir başka şeyle karşı karşıyayız. Ülke, bombaların, silahların, intikam kavgasının içinde adım adım etnik bir boğazlaşmaya doğru sürükleniyor. Her saldırı etnik karşıtlığı körüklüyor. Her saldırı ülkemizi emperyalist merkezlerin tezgâhında gelişen Ortadoğu’nun etnik ve mezhepsel çatışma dalgasına daha fazla yaklaştırıyor. Bu saldırı etnik ayrışmayı derinleştiren, kardeşliğimizi vuran bir saldırıdır. Ülkeyi yöneten AKP iktidarı başta olmak üzere herkes sorumlu davranmalı, etnik bir boğazlaşmayı derinleştirecek adımlardan uzak durulmalıdır. Büyük acılar içinde bırakılan memleketimizin geleceğine, kardeşliğimize, bir arada yaşama irademize sıkı sıkı tutunmanın zamanıdır. Bu zor günlerde tüm gücümüzle bunun için mücadele edelim.”

Seferber oldular, dikta isteyenler ile diktanın gelmesini umursamayanlar…

Madem öyle işte böyle! Vahşetin her türüne karşı seferberiz. Haziran seferberliğindeyiz…