Geleneklerine, örf ve adetlerine bağlı olduklarını söylerler. Aile hayatının kutsal olduğuna inanırlar. Evli ve çocuklu ‘bayan’lara saygı duyarlar. Beri yandan farklı geleneklere mesafeli davranırlar. Ötekinin örf ve adetini beğenmez, hatta ayıplarlar. Aile hayatını o kadar kutsarlar ki, kocasının hergün öldüresiye dövdüğü bir ‘bayan’ın çığlıklarını, “kocasıdır, sever de döver de” diyerek duymazdan gelirler. Evli ve çocuklu olmayan ‘bayan’ların dünyaya geliş amaçlarını sorgularlar. Üremeyen bir kadın, pardon bayan, neye yarar değil mi? Bayan derler, kadın diyemezler bir de. Erkek derler ama; hem de böyle ağızlarını doldura doldura. R’lerin üzerine basa basa...

***

Onlar, aralıksız son 10 yılın iktidar sahibi yeni muhafazakârlar. Değerlerini muhafaza etmekten çok, kendi muhafaza alanlarını ötekinin hayatına yapıştırmakla ilgilenenler; kollarını kucaklamak için açık tutuyormuş gibi yaparken, kendinden olmayanı tekmelemeye hazır olanlar; uyduları hep görmek istedikleri kanalı çekenler; dillerine pelesenk ettikleri ahlâk sözcüğünü doğruluk, dürüstlük yerine bacak arasında arayanlar, öyleydi böyleydi derken konuyu yine kadın bedenine bağlamayı başardılar.

***

Bildiğiniz gibi AKP, demokrasilerde yeri olan gösteri ve yürüyüş hakkını kullanan yurttaşının polis tarafından yediği dayaktan önce, kadın mı kız mı olduğunu sorgulayan bir hükümet. Kadınlara 3 çocuk şartı getirdikten sonra, kürtajı yasaklama hamlesi de hep bu yüzyıla uygun gördükleri hizmetler arasında! CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka bu durumu “Başbakan vajina bekçiliğini bıraksın” sözleriyle eleştirmişti. Aylar sonra öğrendik ki, Bülent Arınç’ı çok utandırmış vajina. Yerin dibine girmiş duyunca. Bir evli bayan, bir çocuğu olan vekil kendisiyle ilgili bir organı nasıl böyle açıkça konuşabilir, nasıl bundan yüzü kızarmazmış, inanamamış, ölmüş bitmiş mahcubiyetten.

***

Görülüyor ki, ahlâk gibi mahcubiyeti de yanlış yerde arıyor Arınç. Çocuk gelin oranıyla Avrupa ikincisi olan; kadın erkek eşitliği endeksinde 135 ülke içinde 122. sırada yer alan; tecavüzde tahrik indirimi uygulayan bir hukuka sahip; kadın cinayetlerinin son 10 yılda yüzde 1400 artış gösterdiği bir ülkenin iktidar vekili olarak, yeteri kadar yüz kızartıcı meseleye sahip oysa. Bunun yanında yolsuzluk, katliam, cinayet de cabası. Arınç ve onun gibi düşünen diğer kabine üyelerine nacizane tavsiyem, Avrupa’da ilkokullarda okutulup kütüphanelere kaldırılan cinsel bilgiler ansiklopedisine göz atıp, vajinanın da kalp gibi, böbrek gibi, dalak gibi bir organ olduğunu idrak etmeleri.

***

“Afedersiniz Rum, Ermeni; çok afedersiniz eşcinsel; ay ne ayıp vajina”larla harcamasınlar özürlerini, utançlarını. Toprağına sarılıp yatmak için çocuklarının kemiklerini arayan Cumartesi Anneleri’ne; canlarından olmuş, malları çalınmış gayrimüslim yurttaşlarına; cinsel kimliklerinden dolayı aşağılanan, öldürülenlere; katil kocalardan, babalardan, kardeşlerden koruyamadığı kadınlara; kocaman adamların altına sürülen küçücük kızlara; TSK bombalarının paramparça ettiği çocuklarının kolunu bacağını elleriyle toplayan ailelere; hergün ölen işçilere, onların yokluk içinde kıvranan yakınlarına baksınlar. Aradıkları utancı vajinada değil, onların yüzünde bulacaklar.