Türkiye, 9 Eylül Pazartesi günü başlayacak yeni eğitim öğretim yılına birçok sorunla girecek. Dini vakıf ve derneklerle yapılan işbirlikleri, okulların fiziki altyapı yetersizliği, velilerin eğitim harcamalarının katlanarak artması ile ataması yapılmayan öğretmen sayısının yarım milyona ulaşması gibi çok sayıda sorun çözülmeyi bekleyecek.

Vakıflar, yetersiz okullar, işsiz öğretmenler: Ders zili sorunlara çalacak
MUSTAFA MERT BİLDİRCİN
2019-2020 eğitim-öğretim yılı 9 Eylül Pazartesi günü başlayacak. Resmi ve özel öğretim kurumlarında görev yapan bir milyonu aşkın öğretmen ve 18 milyona yakın öğrenci her yıl olduğu gibi bu yıl da çok sayıda sorun eşliğinde yeni eğitim öğretim yılına adım atacak.

Hemen her eğitim öğretim yılında olduğu gibi 2019-2020 eğitim öğretim yılında da dinselleştirme uygulamaları, dini cemaat ve vakıflarla iş birlikleri, okulların fiziki altyapı eksiklikleri, ataması yapılmayan öğretmenler gibi çok sayıda sorun çözülmeyi bekleyecek.

VELİLERİN YÜKÜ ARTTI

Eğitim Sen’in, “2019-2020 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu” raporu, Türkiye’deki eğitim sisteminin içler acısı durumunu bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’de son bir yıl içinde belirginleşen ekonomik kriz nedeniyle yurttaşın satın alım gücünün düştüğü, velilerin yapması gereken eğitim harcamalarının ise arttığı vurgulandı. Raporda, eğitim harcamalarının her geçen yıl istikrarlı şekilde arttığı belirtilerek “Giderek bozulan gelir dağılımıyla birlikte öğrenci velilerinin bütçesini ciddi anlamda zorlar hale gelmiştir” dendi.

HARCAMALAR AZALDI

Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra eğitime en az harcama yapan ülke olduğu da raporda kaydedildi. Türkiye’de kamu kaynaklarından yapılan eğitim harcamaları yüzde 90 olan OECD ortalamasının gerisinde kalarak yüzde 75 olarak gerçekleşti. Hane halkı ve özel kaynaklardan yapılan eğitim harcamalarının oranı ise yüzde 25’e ulaştı. Eğitim Sen, iktidarın, “Eğitime en çok payı ayırıyoruz” söyleminin öğrenci başına yapılan harcamaların düşüklüğü ile boşa çıktığını açıkladı.

Rapora göre eğitimin kamusal niteliği her geçen yıl azalırken öğrenci ve velileri özel okullara yönlendirme politikası artarak devam etti. Özellikle 4+4+4 düzenlemesinin ardından hayata geçirilen teşvik politikaları ile özel okulların sayısı arttı. Türkiye’deki özel ilkokul ve ortaokul sayısı, 4+4+4 düzenlemesinin ardından yüzde 375, öğrenci sayısı ise yüzde 95 büyüdü. Aynı dönemde özel lise sayısındaki artış da yüzde 340 oldu.

PİYASAYA TERK EDİLDİ

27 Haziran 2019’da yapılan düzenleme ile Organize Sanayi Bölgeleri’ne mesleki eğitim merkezleri açma hakkı tanındı. Hemen ardından Özel Öğretim Kurumları Kanunu da değiştirilerek mesleki eğitim merkezleri özel eğitim kurumu statüsüne alındı. OSB yönetimleri tarafından açılacak mesleki eğitim merkezlerine devlet desteği verilmesinin önü açıldı. Sendikanın, “Eğitimin Durumu” raporunda, OSB yönetimlerine mesleki eğitim merkezi açma hakkı verilmesiyle çocuk emeği sömürüsünün yasal hale getirildiği savunuldu.

EĞİTİM DİNSELLEŞTİRİLDİ

Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli dini vakıf ve derneklerle MEB arasında imzalanan protokoller ile eğitimin dinselleştirilmesi süreci hızlandı. MEB ile dini vakıf ve dernekler arasında imzalanan protokoller aracılığıyla çok sayıda okul, dini vakıf ve derneklerin temel faaliyet alanları haline getirildi.

SORUNLAR BÜYÜDÜ

Ataması yapılmayan öğretmen sayısı yarım milyona ulaştı. Resmi verilere göre, 2003-2019 yılları arasında KPSS’ye giren her 100 öğretmenden sadece 16’sı atandı. 2019 yılında KPSS eğitim bilimleri sınavına girenlerin sayısı geçen yıla göre yaklaşık 84 bin arttı. Eğitim Sen, öğretmenlerin sorunlarının kalıcı şekilde çözülmesi gerektiğinin altını çizerek “Nitelikli bir eğitimin gerçekleştirilebilmesi için öğretmenlerin yetiştirilme ve atanmaları süreci planlı bir şekilde işletilmeli” açıklamasında bulundu.