Varlık nedeni unutulan yargı

Ömer Faruk Eminağaoğlu - Eski YARSAV Başkanı

AKP döneminde bağımsız bir yargı için anayasal ve yasal düzeydeki her türlü kurallara el atıldı.

Gerekli güvenceler yok edildi.

Yargı organları iktidara göre yapılandırıldı.

Yargıdaki kadrolara, nitelik ve yeterlik aranmayarak, iktidar kendi anlayışındakileri taşıdı.

Yargı hukukun üstünlüğünü uygulayamaz duruma sokuldu.

Yargıya gücün hukuku ve bunu da uygulaması dayatıldı.

Tüm yasalara bu anlayışla el atılıp, yasaların hak, hukuk, adalet değil, iktidarın beklediği sonuçları doğurması amaçlandı.

Yasalar bu amaçla çıkartıldı.

Adaleti sağlayacak, etkin çalışacak, herkese güvence olacak bir yargı için tüm bunların gözden geçirilmesi gerekiyor.
Ucube bir sistem…

Dünyada eşi benzeri olmayan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı altındaki bir ucube sistem yaratılarak, yasama organı da etkisiz kılındı.

Erkler arasındaki her türlü denge iyice yok edildi.

Anayasal sistemin işleyişi ve hak ve özgürlüklerin kullanımı, temelinden sarsıldı.

Gelinen noktada 12 Eylül Anayasasından da daha gerilere gidildi.

AKP, daha da gerilere gitme iradesini açıkça ortaya da koyuyor.

Geriye gidişten, hukuk ve demokrasi adına bu anlayıştan kurtulmak gerekiyor.

Yine yargının bağımsız, basının da özgür bir hale getirilmesi gerekiyor.

Ülkenin de hukuk ve demokrasinin gereğini yerine getiren bir yürütme ve yasama organına, yani bir iktidar değişikliğine ve de yeni bir anayasaya bir an önce kavuşması gerekiyor.

AKP’nin yasaları
Yasalar, toplumsal gereksinimler için değil, hep AKP’nin istek ve beklentilerine göre, AKP’yi meşru zeminde göstermek için, hukukun gereği de gözetilmeksizin çıkartıldı.

Bu bağlamda AB süreci müktesebat çalışmaları bile fırsat gibi görülüp, AB değerleri öne çekilerek değil de, o dönemdeki yasalar AKP ve FETÖ’nün devleti kendilerine göre yapılandırması anlayışı ile çıkartıldı.

AKP döneminde AKP’nin el atmadığı yasa neredeyse kalmadı.

AKP’nin kendi döneminde çıkartılan temel yasalar bile, bu yasalara bağlı olmak işine gelmediği her durumda anında değiştirildi.

AKP, OHAL KHK’ları yoluyla da her istediği konuyu istediği biçimde düzenledi.

İstediği yasada her istediği değişikliği yaptı.

OHAL kalkmalı ancak OHAL kalktığında bile bu yasaların tamamı ele alınıp kaldırılmazsa, OHAL hukuku kalıcı olarak devam edecek.

Yargı organları da bu OHAL hukukunu uygulamaya devam edecek.

12 Eylül hukuku tamamen yok edilememişken, bir de AKP hukuku ile adaletsizlikler sürüp gidecek.

Bu nedenle OHAL yanında değiştirilen tüm bu yasaların da yargı organları elinde adaletli sonuçlar doğurması için mutlaka ele alınması gerekiyor.

İktidarın denetimindeki HSYK
Anayasada ve kuruluş yasalarındaki değişiklikler nedeniyle, bütün yüksek mahkemeler ve HSYK (HSK), iktidarın daha çok etkisine sokuldu.

Bu anayasal organlar, 12 Eylül Anayasası‘ndaki yapılarından daha da geriye gitti.

Anayasa Mahkemesi, Anayasayı koruyamaz oldu.

YSK, seçimleri yargı denetiminde yapamaz durumlara yol açtı.

Yargıya güvence olması gereken HSYK (HSK) yargıyı iktidar adına yöneten bir organ durumuna sokuldu.

Diğer yüksek mahkemeler, yetkin ve donanımlı bir kadro ortaya çıkmadığından, amaçlanan yargı denetimlerini ve uygulama birliğini sağlayamaz oldu.Kurulan bölge mahkemeleri kadro sorunu nedeniyle, daha farklı uygulamalara yol açtı. Uygulama birliğini etkin olarak sağlayamadığı için ülkenin her bölgesinde adeta farklı bir hukuk düzeni ortaya çıktı.

Yargıç ve savcı alımları ve de eğitimleri, iktidarın istediği anlayışta gerçekleştirildi.

Yargıda tek tip kadrolaşma yaratıldı.

Yargıda FETÖ kadrolaşması tam olarak kaldırılamamışken, şimdi de AKP kadrolaşması söz konusu oldu.

AKP döneminde, kendi planlarını yargı üzerinden uygulama amacı nedeniyle, önce FETÖ, sonra AKP her türlü adımlarını yargı üzerinden atma yoluna gitti.

Darbe ile yapılabilecek işlem ve eylemler, yargı üzerinden yapıldı.

Yargı varlık nedeninin dışında dipçik gibi kullanıldı.

Yargı organları, hukuk ve adalete göre değil, iktidarın beklentilerini öne çekerek hareket etti.

Yargıya olan güven olabildiğince en alt düzeye indi.

Yargı, adaletin temeli olmak yerine, iktidarın silah gibi gördüğü güç haline dönüştü.

Bu yasalarla olmaz
Anayasa ve yasalardaki yargı bağımsızlık ve güvencelerine ilişkin tüm kurallar, yargı organlarına, yargıç ve savcılara ilişkin yasalar gözden geçirilmelidir.

Yüksek yargıda, birikim ve deneyimi esas alan bir yapılanmaya gidilmelidir.

Yargıda, tarafsızlığı esas alan hukukun üstünlüğünü gözeten kadrolaşma yaratılmalıdır.

HSYK (HSK), yargıç ve savcılar yönünden ayrı kurullar haline dönüşmeli ve bu kurullar yargıyı yöneten değil, yargı bağımsızlığını sağlayan kurullar haline getirilmelidir.

Yargının, 12 Eylül ve AKP hukukunu uygulaması yerine, adaleti ve hukukun üstünlüğünü gözetmesi sağlanmalı, bunun için gerekli mevzuat elden geçirilmelidir.

Savunma hakkının etkin kullanımının, adil ve makul sürede yargılanmanın koşulları sağlanmalıdır.

Barolar üzerindeki vesayetçi uygulamaya son verilmelidir.