Cumhuriyet gazetesi yazarı sevgili dostum Ahmet Tan, pazar günkü yazısında “Yaşasın yine de adalet” diyerek 2011’den beri süren bir davadan söz etmiş.

Tan, her zaman olduğu gibi akıl ve mizahı yan yana kullanarak kaleme aldığı makalesinde siyasete hizmet edecek önemli bir gelişmenin altını çizmiş.

“Anayasa Mahkemesi tanınmış kişilere ‘dönek-inek’ demenin hakaret olmadığına” karar verince, bugünün Türkiye’sinde hâlâ yargı adalet dağıtabiliyor diye de sevinmiş…

•••

Sevgili Ahmet Tan, gazetecilikteki ünü kadar başarılı bakanlık yapan, önemli bir siyasi kişiliktir.

TBMM’yi ve siyasi partileri yakından takip eder. En belirgin özelliği de “umutvar” olmasıdır...

O ‘adalet var!’ diyorsa, yeni bir tehlike başlıyor demektir!..

•••

Çünkü bizim yaratıcı insanlarımız, ona güvenerek ve de yüce mahkemenin kararına da sığınarak kızdıkları “dönekler” için her hangi bir hayvan sıfatı kullanabilirler!..

Bu sefer de “hayvanseverler” haklı olarak alınırlar!..

Kısaca bir “çırpınıştır sürecek” yeni bir yola dönüyoruz!..

•••

Malum şark kültürü, yaptıkları hataları kabul etmez, önce suçun başkasında olduğunu iddia eder ve sonrada ağzını doldurarak suçlu gördüğünü bir hayvana benzeterek aşağılamak ister…

Yüce mahkemenin kararı dili bozukları artık koruyacaktır!..

Ancak ruhu bozuklar için yapılacak bir şey yok!..

•••

Yaşamın her alanında insanlar gittikleri yoldan zaman zaman dönebilir ya da vazgeçebilirler…

Ancak, dönülen yer önemlidir!.. Kötüye dönmek kolaydır!..

İyiye dönmek ise cesaret ister.


Doğru ile yanlış arasında karar verebilmek insanı onurlu yapar…

Etrafınıza bakın; tüm saygın insanlar iyi’de ve doğru’da dururlar!..

İstikrarlıdırlar!..

Kararlı ve cesurca kendilerini ifade ederler…

•••

Döneklik daha çok siyasette revaçtadır!..

Gücü ele geçirmek adına saf değiştirenler, döndükleri yerde kalıcı olabilmek için daha da fanatik olurlar.

Bulundukları yerdeki yerleşiklerden daha iyi olduklarını göstermek için, her şeyin aşırısına kaçar, riyanın fevkine ulaşırlar!..

Demagojide iyi, provokasyonda deneyimli, sert dönüşlerde ustadırlar!..

Ama çabuk açığa çıkarlar!..

Çünkü zaafları vardır. Zekidirler ama çıkarları önde, akılları ve ahlakları geride kalır!..

•••

Süleyman Demirel kendisine rakip olanları, bir bir partisine aldığında en yakınları ona sitem eder!..

“Düne kadar bize salya sümük saldıranlar, şimdi bizim aramızda mümtaz kişiler haline geliyorlar!” diyenlere veciz bir cevap verir…

“Merak etmeyin, bize bağıranlar, şimdi bizim kapımızda onlara bağırmaya başlayacaklar!..” der!..

Dün de, bugün de benzeri örnekler çoktur!..

•••
35 yıldır siyasetin içindeyim.

Bu güne kadar elde ettiğim deneyimlerden çıkardığım sonuç şu;

“Dönenlerden, sonradan görenlerden, bir de siyasette saçını boyayan erkeklerden korkacaksın!..”

•••

Siyaset kolay iş değildir!..

Siyaset yapmak için yürek ister.

Siyaset; insana sevgi, topluma samimiyet, ideolojiye inanma, ilkelerinde kararlık, doğallık, şeffaflık ve dürüstlükle yapılır…

Kişilikli insanların duruşları bellidir.

Söylediği sözün, attığı imzanın arkasında dururlar…

Yapay değillerdir. Yaptıklarına inanırlar!..

Yanlışlarından dolayı özeleştiri yapacak kadar mütevazıdırlar!..

•••

Erdal İnönü gülerek derdi ki; “Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi kötü alışkanlığı vardır…”

O nedenle dürüst siyasetçi her zaman doğruyu, gerçeği ve iyiyi bulmaya çalışır!..

Sonunda ölüm olsa da, siyaseten yok olsalar da yollarından dönmezler!..

•••

“Girdiğin kapının önünden çıktığın kapıya bağırmak” siyasetin gerçeğinde varsa da doğasında yoktur!..

Siyaset ahlak ve onur olmadan yapılamaz!..

•••

Dönenler kısa vadede gücü ele geçirebilirler. Ranta ulaşabilirler!..
Milletvekili, başkan, bakan, başbakan ya da yerel yönetici olabilirler…
Ama hiçbir zaman gerçek anlamda toplumda saygın ve kalıcı olamazlar!..

•••

Siyasetin doğası, dönekleri eninde sonunda temizler!..

Olan torunlarına olur!..

Dönek bir dedenin çocukları olarak tarihe geçerler!..

Siyasetin ahlaksızı, siyasetçinin onursuzu o ülkeyi felaketlere sürükler…

•••

2018 bütçe görüşmelerini TBMM’de izlerken birden böyle karanlık düşüncelere daldım…

Anladım ki, siyasette dönekler çoğaldıkça ve de kalite düştükçe, Türkiye bataklığa doğru hızla yuvarlanacak!..

Siyasi figürler küçüldükçe, tartışma çatışmaya dönüştükçe, yalan ve riya doğrunun önüne geçtikçe ve de iktidar muhalefetin haklı sorularına yanıt vermek yerine saldırmaya devam ettikçe devletin çivisi çıkacak!..

•••

Hele, hak, hukuk ve adalete saygı duyulmuyor, yargı tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmişse, ülke de doğruların, dürüstlerin, kararlı siyasilerin yaşama hakkı yok ediliyor demektir!..

Hele hele meydan döneklere kalırsa vay halimize!..

•••

Eski Başbakanı’mız Mesut Yılmaz ve eşi Berna Yılmaz’ın acısını paylaşıyorum. Yılmaz ailesi ve sevenlerine Başsağlığı diliyorum.

Allah kimseye evlat acısı göstermesin...