Yeni yıla girerken Uludere’de yaşanan felaket üzerimize kabus gibi çöktü. Sayısız mahkemeler, soruşturmalar...

Yeni yıla girerken Uludere’de yaşanan felaket üzerimize kabus gibi çöktü. Sayısız mahkemeler, soruşturmalar ve tutuklamalarla geçen bu sene, her şeyin üstüne tuz biber olan depremle berbat bir yıl olduğunu çoktan kanıtlamıştı. Bu korkunç haberle anladık ki, son ana kadar canımızı yakmaya kararlıydı.

Bilgisayarın başında oturmuş yeni yıl yazısı olmaya uygun bir şeyler çiziktirmeye çalışıyorum. Saatlerdir ekrana bakıyorum. Sonunda bunu yapamayacağımı farkettim. Kolum yerinden kalkmıyor gibi sanki.

Genç insanların ölümünde insanın umudunu kıran, yaşam gücünü azaltan bir şey var. Ağır, çok ağır bir şey. İnsanın yürüyüp gidesi, her şeyi bırakası geliyor.

Bunu yapmaktansa, söyleyecek umutlu bir şey aradığım ama bulamadığım yılın bu ilk gününde, beni vazgeçmekten alıkoyan bu şiirle sizi selamlamak istedim.
 
Can Yücel’in çevirisiyle Shakespeare’in 66. Sonesi:

Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,

Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.

Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,

Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,

Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,

O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,

Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,

Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,

Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,

Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,

Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,

Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e

Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,

Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.

Herkesin kalmak ve mücadele etmek için bir nedeni vardır. Bu kötü zamanda onun ne olduğunu hatırlamak fena olmayabilir.

Hepinize iyi yıllar dilerim.